Birlikte büyüdük traducir inglés
227 traducción paralela
Birlikte büyüdük biz.
We grew up together.
Darcy ve ben birlikte büyüdük, kardeş gibiydik.
Young Darcy and I grew up together almost like brothers.
Üçümüz birlikte büyüdük.
The three of us grew up together.
Yahudi olsaydım onun gibi biri olurdum. Birlikte büyüdük, aynı çeşit evlerde yaşadık, herşeyi birlikte yaptık.
We grew up together, lived in the same kind of homes, did everything together.
Hep birlikte büyüdük.
We all grew up together.
Biz içtiği su ayrı gitmeyen iki çocuktuk, birlikte büyüdük, birlikte çalıştık
We were kids together, grew up together, worked together.
Peder Logan'la birlikte büyüdük.
Father Logan and I grew up together.
Birlikte büyüdük.
We grew up together.
Biz birlikte büyüdük.
We grew up together.
Birlikte büyüdük, değil mi?
You grew up on me, didn't you?
Çiftlikte birlikte büyüdük.
We... we grew up on the ranch together.
On yılı aşkın bir süre birlikte büyüdük.
For ten years we were growing up together.
Birlikte büyüdük.
We grow together.
Birlikte büyüdük.
Grow up together.
- Biz birlikte büyüdük.
We grew up together.
Birlikte büyüdük.
We were boys together.
Neredeyse birlikte büyüdük, sokak köşelerinde... ve mezbahada birlikteydik.
We practically grew up together, between street corners and the meat-packing plant.
Bunca yıldır onlarla birlikte geliştik... birlikte büyüdük.
And all through these years we've just developed with them... and grown up with them.
Tanrım, biz seninle birlikte büyüdük.
Mike, we've grown up together.
Biz, emm, Biz birlikte büyüdük.
We... we grew up together.
Gençlik günlerimizden, birlikte büyüdük.
From our young days brought up with him.
Baton Rouge'da birlikte büyüdük aynı caddede, aynı yaştaydık
We grew up in Baton Rouge together, same street, same age.
Birlikte büyüdük sayılır.
It's the kind of thing I'm outgrowing.
Biz birlikte büyüdük, bana 13. Teyze deme.
We were raised together, don't call me 13th Aunt.
Biz birlikte büyüdük, bana hala deme.
We were raised together, don't call me 13th Aunt.
Birlikte büyüdük, ama beni tanımıyormuş gibi yapıyor.
Grew up together, and he acts like he doesn't know me.
Seni daima seveceğim. Biz birlikte büyüdük.
I always will love you.
Hayır, sadece birlikte büyüdük.
No. We just grew up together.
Biz birlikte büyüdük.
I grew up with him.
Birlikte büyüdük, top oynadık, avlandık, balığa çıktık.
We grew up playing ball, hunting and fishing.
Biz birlikte büyüdük!
We grew up together!
Birlikte büyüdük.
we grew up together.
Birlikte büyüdük. "
We grew up together.,
Morgan'la birlikte büyüdük.
Morgan and I grew up together.
Yani birlikte büyüdük..
I mean, we grew up together.
Birlikte büyüdük, birkaç günlüğüne bir yere gidip eğlenmek bizim için sorun değil. Biz arkadaşız.
We grew up together, and it's no big deal that we can go out and have fun for a couple of days, we used to be friends.
birlikte büyüdük demek üzereydim, ama bu senin söyleyeceğin bir şey gibi.
I was about to say that we were both raised only children, but that sounds like something you would say.
Birlikte büyüdük.
Yeah, we grew up together.
Peki yakalanabildiler mi? Onlarla birlikte büyüdük biz.
They would act as a unit under the command of a single leader.
Çocukla birlikte büyüdük.
I grew up next to the kid.
Jay, O çok güzeldi. Biz birlikte büyüdük
Jay, she's all grown up and she's beautiful
Per ve ben birlikte büyüdük.
Per and I grew up together.
Birlikte büyüdük.
Wejive came up together.
Birlikte büyüdük sayılır. Annem İngiltere'de Darcyler için çalışırdı.
We sort of grew up together, cos my mum used to work for Darcy's family in England.
- Cassie ve ben birlikte büyüdük.
- We grew up together, Cassie and I.
Farklı isteklerimiz olmasına karşın... kardeş gibi birlikte büyüdük.
Even though we have different ambitions. But we have grown up together like sisters.
Yune ve ben aynı evde doğduk ve birlikte büyüdük, 25 sene boyunca.
Yoon and I, we were born in the same house and for 25 years we'd been friends.
Birlikte büyüdük zaten.
We growed up together.
En başından beri, yani, birlikte çalmaya başladığımızdan beri sanırım hepimiz bir parça daha büyüdük. Tabii, kadınlar da öyle.
Încã de la debut, de când am început sã cântãm împreunã, toti ne-am maturizat putin, la fel si cu femeile.
Onunla birlikte büyüdük!
We grew up together!
Biz bu çiftlikte büyüdük. Sevgi dolu anne ve babamızla birlikte.
We grew up in this cottage, with our loving mother and father.