Bloomingdale traducir inglés
131 traducción paralela
Merhaba, Bloomingdales?
Hello, Bloomingdale's!
Bloomingdales?
Bloomingdale's?
Bloomingdale'dan gidin ve ordan sola dönüp Wood'a ilerleyin.
Take the alley to Bloomingdale and jog left to Wood.
Söylesene, bu şehirde Bloomingdale's adında kaç mağaza var?
Tell me, how many stores are there named Bloomingdale's in this town?
Ne yapacağımı söyleyeyim. Beni arayana kadar bekleyeceğim ve oturma odası kumaşlarını... almak için Bloomingdale's mağazasına geldiğinde buluşacağız. Beni...
I tell you what I'll do.
Evet, sonra aşağıda yemek yiyeceğiz ve giyinme zamanı gelene kadar yukarı çıkmış olacağız ve akşam yemeği için kuzu pirzolası almak için dışarı çıkacağız.
- I'll wait until you call... and I'll meet you when you come to buy the living room drapes at Bloomingdale's. Yeah, and then we'll have lunch downstairs... and we'll come up here till it's time to get dressed... and go out and buy lamb chops for his dinner.
Bütün yaptığı, çocuklar ve benim için huzurlu bir ev ortamı yaratmak okul aile birliğine katılmak, magazin dergileri ve izci kızlarla ilgilenmek.
All she's interested in is making a home for me and the kids... the PTA and Bloomingdale's, the AP and the Girl Scouts.
Bu mal teslimi değilse, açık Bloomingdale çeki veririm.
If that's not a drop, I'll open a charge for you at Bloomingdale's.
Bloomingdale'in cankurtaranıydım.
I was a lifeguard at Bloomingdale.
Bloomingdale'de tanıştım. Allahım...
I met her — I met her at Bloomingdale's, for Christ's sake.
Bloomingdale'da gömlek alırken aşık oldu.
He was buying a shirt in Bloomingdale's, and he fell in love.
Yarın şehre gidip bakarım.
Tomorrow, we'll go into the city. I'll try Bloomingdale's, I. Miller, and Bendel's.
American Ekspres ve Bloomingdale kartlarım. Çek defterim. Tasarruf hesabımızdan 2000 dolar çektim.
Here's my American Express, my Bloomingdale's card my checkbook. I've taken $ 2000 out of our savings account.
Bloomingdale'de kayıt yaptırdım.
I'm registered at Bloomingdale's.
Mağazanın tam ortasındayız. Biri bizi görebilir.
We're in Bloomingdale's and someone's gonna see us.
Bu düşünce bile beni Bloomingdale'deki mağazaların önünde gaazete satan çocuklar gibi yapıyor.
I'll turn into a guy that sells comics outside Bloomingdale's.
Bloomingdale mağazasına.
Bloomingdale's.
Geçen Bloomingdale'de güzel halılar vardı.
But I saw some lovely ones at Bloomingdale's the other day.
Bloomingdale's'de alışveriş yapmak için yarım saatiniz var.
You have only 30 minutes to shop in Bloomingdale's.
Bloomingdale's'de bunu hoş karşılamayız, sen de buranın düzeninden sorumlusun.
We don't like that at Bloomingdale's, and it's up to you to keep order.
Ben Kaity Tong, Bloomingdale's'de Amerikan Sovyet ilişkileri açısından bir dram yaşanıyor.
I'm Kaity Tong at Bloomingdale's with a drama in American-Soviet relations.
Bloomingdale's'de.
At Bloomingdale's.
Nerdeyse, Bloomingdale'deki yürüyen merdivende bile kusuyorsun.Tanrı aşkına.
You practically puke on the escalator at Bloomingdale's!
Bloomingdale's mağazasında bulunur.
It roams in Bloomingdale's.
Bloomingdale's.
Bloomingdale's.
- Bloomingdale's?
- Bloomingdale's?
- Bloomingdale's harika.
- Bloomingdale's. Great. Thanks.
Bloomingdale'de, suyun ısınmasını bekliyordum.
I was at Bloomingdale's, waiting for the shower to heat up.
Aniden, büyük koyu gözlüklü, güzel çantalı bu kadın hattın öbür tarafına geçiyor.
All of a sudden, this woman, you know, with the big, dark glasses, the Bloomingdale bags, she starts walkin'right through the ropes.
Bloomingdale's in alıcısı.
What does she do? She's a buyer for Bloomingdale's.
- Bloomingdale cumartesi, koca oğlan.
- Bloomingdale's on Saturday, big boy.
Bloomingdale kataloğu.
Bloomingdale's catalog.
Bloomingdale's * * * tokalarımdan büyük bir miktar istedi.
Bloomingdale's ordered a bunch of my clips.
Bloomingdale'den.
Bloomingdale's.
Dinleyin, Bloomingdale'de işten ayrılmak üzere olan bir arkadaşım var. ... bütün indirimini kullanmak istiyor.
I have a friend at Bloomingdale's who's quitting and wants to abuse his discount.
- Bloomingdale'e Julie ile gitmek?
- Bloomingdale's with Julie?
Bloomingdale'e onunla beraber gittin mi?
Did you go with her to Bloomingdale's?
Vicki Morgan, Alfred Bloomingdale'nin metresiydi...
Vicki Morgan was Alfred Bloomingdale's mistress...
Alışveriş yaptın, öğle yemekleri yedin.
You've done Bloomingdale's. You've done lunch.
Bloomingdale'de çalışıyorum.
I work at Bloomingdale's.
Meğerse, Bloomingdale'den bir müşteri için çalışıyormuş.
He works for a buyer at Bloomingdale's.
Mon, bir sorum var! Sence bu kıyafet Bloomingdale'in satın alma...
How would this suit look on an assistant buyer
Sence bu kıyafet Bloomingdale'in satın alma yardımcısına nasıl olur?
How would this suit look on an assistant buyer at Bloomingdale's?
Jerry, Bloomingdale'in idareci eğitim programı hakkında çok iyi şeyler duyduk
Jerry, you know, I hear wonderful things about Bloomingdale's executive training program.
Şu Bloomingdale işi yeni bir dalga olabilir.
Now, this Bloomingdale thing : That could be the next wave.
Bence Bloomingdale'in yönetici programına katılmalı.
I like the Bloomingdale's executive training program for him.
- Bloomingdale's.
- Bloomingdale's.
Önce Bloomingdale's adında bir yerde vitrin süsü görevinde bulundum.
First, I did a stint as a window display in a place called Bloomingdale's.
42.de bindi ve 59.da indi Bloomingdale'ye gidiyordu çirkin bir şapka almak için.
It got on at 42nd and off at 59th where, I assume it went to Bloomingdale's to buy a hat that will turn out to be a mistake.
... ve bu süre beni o lanet olasıca tezgahtar yosma ile aldatmana yetti.
Adequate until you fuckin'cheated on me with that skag from Bloomingdale's!
- Nereye Timmy? - Bloomingdale's.
- Bloomingdale's.