English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Blt

Blt traducir inglés

111 traducción paralela
- Flo, pastırmalı sandviç hazır!
- Flo, ready on the BLT!
Pastırmalı sandviç. Mayonez ve turşulu.
I'd like a BLT with the mayo and some pickles.
İki hindili sandviç, bir tane TS-Burger, mayonez olmasın.
Two turkey sandwiches on whole-wheat toast, one BLT, hold the mayo.
Biraz kendi oğlum için hazırladığım okuldan sonra atıştırmalarına benzedi. Üç katlı sosisli, domatesli sandviç, doyurucu ev yapımı patates salatası ve koca bir dilim duble çikolatalı kek.
It's the same little after-school snack I used to make for my own son - a triple-decker BLT, a hearty helping of homemade potato salad, and a great big slice of double chocolate fudge cake.
Patates kızartması, kalmadı.
French fries, out. BLT, out.
Ben çok sade bir insanım, sanırım sen biraz daha gösterişli birini arıyorsundur.
I'm a BLT-down sort of person, I think you're looking for someone a little more pheasant-under-glass.
Ben ekstra mayonezli biftekli bir dürüm ve soda istiyorum.
Yeah, I'll take the BLT, extra mayo and a soda.
- Hindi pastırması.
- BLT down with turkey bacon.
Benim bilgisayarımdaki BLT surucusu AWOL oldu, Ve Mr Kawasaki için yarına yetiştirmem gereken bir projem var
My BLT drive on my computer just went AWOL, and I have this big project due tomorrow for Mr Kawasaki.
Jamieson diye biri sipariş vermiş, ama oda numarasını karıştırmışlar.
A Jamieson ordered a BLT, and they screwed up his room number. What is it?
Bana bir BLT ver!
Give me a BLT!
Bir sandviçin üçte biri kadar deliğe kovalandın.
Chased into a hole by one-third of a BLT.
Bir BLT için 5 papel verdim.
I just left 5 bucks for a BLT.
Çok önemli, benim lokantamda sakın sandviç ısmarlama.
It's important, when you eat at my restaurant you never order BLT.
Sandviçten uzak dur, olur mu?
Stay away from BLT, okay?
BLT.hardallı mayonezsiz.
BLT. Mustard, not mayo.
- Cheeseburger bitti mi? Pekala. Güzel, BLT alabilirmiyim?
Can you get me a BLT or something?
Kıymalı yumurta.
BLT with hash.
Tamam BLT, görelim bakalım bu numarayı hatırlayabilecek misin.
Okay, BLT, let's see if you remember this trick.
Dünya'ya geri döndüğümde, ilk yapacağım şey...
Back for round two, BLT? This isn't one of our games.
Max, beni dinle. İkinci raunt için mi döndün, BLT?
We can't, not until we restore primary systems.
Vanilyalı dondurma, iki ton balıklı BLT, Ton balıklı BLT nedir?
, two tuna bits, what's a tuna BLT?
Bay Barrenger'ın yemeğini getirdim.
I have Mr Barrenger's tuna BLT.
Bobby, 2 BLT alabilir miyim?
- Bobby, can I get two BLT's?
Pastırmalı domatesli sandviç istiyorum.
Whatever. I'm starving. BLT here.
* BLT'deki L gibi ortada kaldım.
I'm trapped like the l in a bit.
- MSE, SBG...
- MSE, BLT...
Pekala, büyük haber. Ama bunu BLT olarak saklayın.
Okay, big news, but keep it on the BLT.
Soya etli BLT güzeldir.
The tempeh BLT is good.
Ben bir sandviçle bir fincan kahve alayım.
I'll have a BLT and a cup of coffee.
Karışık sandöviç nasıl?
How's the BLT?
Ben de bu öğlen pastırmalı sandviç ve soda yiyeceğimi sanıyordum.
And all I thought I was having for lunch today was a BLT and a soda.
Tamam, peki. Fransız sos, jambon ve İsviçre peyniri. Kızarmış patates, kızarmış patates, soğan halkası, rozbif.
Uh, French dip, ham and Swiss, fries, fries, onion rings, roast beef, BLT, BLT no "B,".
Pastırma-marul-domates, P'siz PMD, D'siz PMD,.. ... çavdar ekmeğine hindi, burger.
BLT no "T," turkey on rye, burger.
- Bir kase biber, iki sosisli,.. ... bir pastırmalı, bir Çoban payı ve bir mantar çorbası.
Okay, bowl of chili, two dogs, one BLT, shepherd's pie, and a mushroom soup.
Pastırmalı sandviç, çizburger sarısı dağılmadan kızartılmış yumurta, kızarmış kanat ızgara sosis sıcak ton balığı ve kızarmış tavuk şinitzel de size olmalı.
BLT, cheeseburger, well-done, fried egg on white, hot wings, smoked sausage, tuna melt, and the chicken fried steak must be for you.
Bence Alice, Muhteşem Herrmann'ın sandviçindeki marulları yedi.
I think Alice ate the lettuce off the Great Herrmann's BLT.
İki saat sonra, kızılgerdan içinde jambonlu sandviç yiyordum.
Two hours later I was eating a BLT at Red Robin.
- Sandviçimi almaya mı çalışıyorsun?
- You trying to take my BLT?
( Jambon, marul, domatesli sandviç )
How about a BLT?
Sıradan bir BLT'den bahsetmiyorum.
And not just any old BLT.
Sana kare domatesli bir BLT yapacağım.
I'm going to make you a BL-square-T.
PMD * sandviç alacağım. Pastırma ve TP'li.
I think I'm gonna get the BLT, minus the B, plus the PC.
- Ama bu PMD değil.
- That's not a BLT.
BLT. Max...
BLT.
"BLT"?
"BLT"?
P.M.D. Mayonez olmayacak.
BLT, no mayo.
Evet.
- Emergency BLT?
Selam çocuklar.
Bacon cheese burger for Michael, pot pie for Em, and a BLT for Teddy, hold the bacon, lettuce, bread, mayo and fries. Hey boys.
Evet.
Can you send up some, uh... some vichyssoise and a BLT on white toast? Yes.
BLT nasıl?
How about some lunch?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]