Bodrum traducir inglés
2,025 traducción paralela
Evde üç yatak odası ve kısmen bitmiş bir bodrum var.
It's a... it's a three bedroom, and a partially-finished basement.
Bedava yemekler, bedava çamaşır bedava bodrum...
The - - the free dinners, the free laundry, The free basement.
Bodrum katındaydık.
We were in the basement.
Bodrum katı.
The basement.
Bodrum katı.
Basement.
Çünkü bir gün, Axl kimseyle çıkmak istemeyecek,. Sue, bir partide çocuklarla öpüşecek ve Brick... Brick, muhtemelen bodrum katımızda yaşıyor olacak.
'Cause someday axl will be off on a date, and sue will be kissing boys at a party, and brick... well, brick will probably be living in our basement.
Evet, St. James hastanesi, bodrum katı, oda 31-C...
Yeah, room 31-c, basement level... st. James medical center.
Bodrum katında bir saklama odasında kaderine terk edilmiş.
She was destined for the storage room in the basement.
Yaşamın onun bodrum katında sona erebilir.
Your entire adult life, living in her basement.
Babam annemin bodrum merdivenlerinden düşüp oracıkta öldüğünü söylemişti.
Dad told me mom had fallen in the basement stairs, and died instantly.
Lindsay ve Adam, bodrum katın planlarına bakıyorlar.
Lindsay and Adam are pulling subbasement plans right now.
Onu bodrum katına götür.
Oh, so... So you take him to the basement.
Bir dakikalığına 3. Bodrum katına gidiyoruz.
We're headed down to sub-basement 3 for a minute.
Bizi bu felaketten olsa olsa bir bodrum kurtarır diye düşündük.
We kind of realized a basement would come in handy'round about now.
Bilemiyorum. Meth laboratuarını duyunca fiyatı biraz kırarız diye düşünmüştüm. Hani bir aralar şu bodrum katınızda olan.
{ I don't know. } I { just } thought some allowance was in order once I heard about the meth lab... { The one } that used to be in the basement.
Tüm bunlara ulaşmak için bir sürü şeye katlandım. O bodrum katında yaşamak zorunda kaldığım şeyden bahsetmiyorum bile.
i had to go to a lot of trouble to get all this, not to mention what i had to go through in that basement.
FBI'ın bodrum katında korunan bir kasada saklanıyor.
It's in a well-fortified vault in the basement of the FBI, for God sakes.
Orada, diğerleriyle beraber saklanabileceğimiz bir bodrum vardı.
There was a basement there where we could hide with others.
"Satın almadan önce bir katını gösteririm satın aldıktan sonra da bodrum katını."
"I'll tell you one story before you buy it And then another story after."
Bodrum mu?
The basement?
Gizli bir bodrum.
A hidden basement.
Leo'nın hiçbir zaman doğruluğunu... araştıramadığı bir hikaye, çünkü bodrum o öldükten... sonra bulunmuş.
A story that Leo himself could never verify because the trapdoor to the basement wasn't discovered until after he died.
Ve bodrum katında çalışıyorsun değil mi?
And you work in a basement. Is that correct?
Gelip bana "merhaba" demeyi unutma çünkü bodrum katında.. ... bekâr hayatı sürüyor olacağım.
Well, stop in and say "hi" to me'cause I'll still be there, chillin'in my basement bachelor pad.
Şansla birlikte tüm ihtiyacımız olan Jill'in gereksiz antikalarla dolu bodrum katından biraz yardım almak.
- With a little luck, All we'll need is some help from jill's basement Full of useless antiques.
Bodrum asma katındaki Personel işlerinde Toofer'ın dişçi kayıtlarını bulmaya çalışırken senin dosyanı buldum.
While trying to find toofer's dental records in personnel, down on the basement mezzanine, I pulled your file.
Karanlık bodrum katı.
A dark basement.
Bodrum sayesinde girişlerdeki metal detektörlere rastlamadan bankaya girdim.
Basement access let me bypass the metal detectors at the entrances.
- Bodrum en kolay yoldu.
The basement was the easiest way in.
Bodrum katında benim eşyalarımla dolu bunun iki katı kutu var.
There are twice as many boxes in the basement full of my stuff.
Otelin bodrum katıyla tünelin üst kısmı arasında sadece bir kaç metre var gibi görünüyor.
It looks like the top of the tunnel is only a few feet from the bottom of the hotel's subbasement.
- Noah bodrum kattaydı.
I ran. - Noah was in the basement.
... Laurentian Üniversitesinin bilim binasının bodrum katında zihin bilinci laboratuvarını yönetiyor.
He runs the mind consciousness lab in the basement of the science building at Laurentian University.
- Bodrum katındaki çifte cinayet Swarek'le McNally'nin Sudbury'den getirecekleri tanığın olduğu dava, benim davam.
What? The basement double murder, the witness Swarek and McNally are picking up in Sudbury... - that case, my case.
- Evet, onun hikâyesi nedir? - Bir apartmanın bodrum katında yarım kilo kokain ve ölü iki uyuşturucu satıcısıyla bulunmuş.
Found in a basement apartment with a half kilo of coke and two dead dealers.
Tamam, demek... bir apartmanın bodrum katı.
Okay, so... it's a basement apartment,
Orası bodrum.
That's the basement.
Bodrum uyumak için uygun bir yer değil.
The basement is the coolest place to sleep.
Bodrum katında bir gangsterle bira içiyorum.
And I'm drinking beer with a gangster in a basement flat.
- Sigorta bodrum katındaydı sanırım.
- I think the fuse panel is in the basement.
Bodrum katınızı kontrol etsen iyi olur.
Maybe, you should check your basement.
Liverpool'da bodrum katında yasak ilişki yaşayan bir genç.
Teenagers fornicating in a Liverpool basement.
Bodrum gibi.
Like a basement.
Burası Beck koyundaki bir bodrum.
It's a basement in the back bay.
State Sokağı'ndaki şube, genelde reklam evrakları ve kredilerle uğraşır ama bodrum katındaki kilitli odada hamiline tahviller bulunuyor.
State street... mostly commercial papers and loans, But they do have bearer bonds in a basement lockdown room.
Bodrum katta demiryolu yapardım.
I used to set up the tracks in the basement.
Halledebilir misin, şu bodrum operasyonuyla?
Gosh, can you handle it, with your basement mission and all?
Gothik yavrular bodrum katını severler.
Goth chicks like it in the basement.
Beyler, bodrum katındayım ve üzerimde hiçbirşey yok!
Guys, I'm in the basement, And I'm not wearing anything!
Bodrum katında sevişmiştik.
We had sex in his basement.
BODRUM KATI SOYUNMA ODASI Janet?
Janet?