Boks traducir inglés
2,425 traducción paralela
- Bezdirmek değildi, boks maçıydı.
Wasn't harassment, it was boxing.
"Seksi Boks" için biletler mi?
Tickets to "Foxy Boxing"?
Evet, bikinili kızların boks yaptığı şu harika olay.
Yeah, it's this cool thing where girls in bikinis box each other.
Boks yapmasını seyretmeyi çok seviyorum.
I really like watching her box.
Lois, tebrikler geçen geceki boks maçını kazandığın için.
Hey, Lois, congrats on winning that boxing match last night.
Anne, ne zamandan beri boks yapıyorsun?
Mom, since when are you a boxer?
Sana bir boks maçı ayarladım.
I booked you a boxing match.
Lois, bu boks işi sayesinde epeyce para kazanıyoruz.
Look, Lois, we're making a lot of cash with this boxing thing.
Boks da umurumda değil!
I don't care about boxing!
Belli ki bunu yapamıyorum bu yüzden boks bir çıkış yoluydu.
Obviously, I can't do that, so boxing was an outlet.
Birazdan ekranlarınızda, dövüşçülerin dövüşten önce kanadığı bir boks maçı mı?
Coming up next, a boxing match where the fighters are bleeding before the fight?
Bu geceki boks müsabakası için özel yayın yapıyoruz Griffin, Jackson'a karşı.
We've got exclusive coverage of tonight's women's boxing bout, Griffin versus Jackson.
Bu televizyonda yayınlanan bir boks maçı olduğundan...
Now, since this is a televised boxing match,
- Ben boks şampiyonuyum.
Something you... What are you going to do?
- Korkak olsaydı boks şampiyonu olmazdı.
You do not win an ABA if you're a coward.
Ayrıca boks günü olarak da bilinir.
Also known as Boxing Day!
Boks bilet satışlarından % 50 alıyorsun!
But this way there's no problem.
Bana Tay boks öğretmeni istiyorum.
Please teach me Thai boxing.
Ayothaya Boks'u milli hazinedir.
Ayothaya's boxing is our national treasure.
Sua, Bir yabancıya Tay boks öğretmem seni öfkelendirdi mi?
Sua, are you angry that I taught Thai boxing to a foreigner?
Bu nedenle, Tanai Luek çıplak elleriyle son derece yetenekli bir savaşçıdır Ve boks dalında yeteneklidir.
Hence, a Tanai Luek must be extremely skilled with his bare hands... and skilled in the discipline of boxing.
Böyle söylüyorsun ama onların boks torbası olan sensin!
but you're the one who's been the human punching bag through all this.
Boks yapmak ister misin?
Do you want to box?
Ringde kavga ettiğimi söylerler Ama onunla kavga etmeyip boks yapacağım.
I've got a reputation for brawling, but I'm not going to brawl with him. - I'm going to try to box him.
Ama boks zekâ işidir.
You hit me. Boxing is a chess game, you know?
Bu maç boks tarihindeki en acıklı maçlardan biri.
Ward just in. 29 wins, 7 losses so far.
Efendim, bütün bir boks maçındansa... muhteşem bir yumruğun olmasını tercih ettim.
Well, sir, I kind of wanted Judas Kiss to be more of a... great knockout punch rather than an entire boxing match.
Nefes almanı istiyorum ama böyle boks yapmanı istemiyorum.
I want you to breathe. I don't want you boxing like this.
Burada kalıp Evander'le boks çalışacağım.
I'm going to remain here and box with Evander.
Bugün, MMA dünyası yerel kahraman profesyonel kik boks efsanesi Ricky Fontaine'e yapılan ring dışı saldırıyla üzüntüye boğuldu.
The MMA world is abuzz tonight with the news of a brutal out-of-the-ring assault on local hero and pro kickboxing legend Ricky Fontaine.
Restoranımı boks ringine çevirdiniz!
You turn my place into boxing ring!
Şu anki başbakan ile arkadaş olduğu yer olan Cambridge'in boks şampiyonu.
Boxing champion at Cambridge where he made friends with our current prime minister.
İşte Cambridge'in boks şampiyonunu bulduk.
Ah. There we find the boxing champion of Cambridge.
- Boks oynamak uyar mı?
You okay playing boxing?
Boks yapalım.
We could box.
Boks yaptığımızı sanıyordum.
I thought we were boxing.
Boks yapar mısın?
It boxea?
Boks diyorum! Dövüş sanatları!
I'm talking about boxing!
Yine mi boks?
Boxing again?
Bir boks maçına çıkmanı istiyorum.
I want you to be in a boxing match.
Amerika'da boks, mahkumları topluma kazandırmak için kullanılıyor ve yeniden suç işleme oranında düşüş sağlandı.
In America they have used boxing as a focus for the energy of the inmates and it has succeeded in decreasing the troubles.
Bayan Shiraki'nin boks salonu var.
Shiraki owns a boxing gym.
Boks gizemli bir spordur.
Boxing is a secret sport.
Genelde sizin lafınıza güven olmaz, ama boks konusunda oldukça kararlı görünüyorsunuz.
You guys are usually so half-hearted, but this time you looked serious when you said you wanted to box.
Ben de çocukken, sürekli boks yapardım.
I used to always play around by boxing when I was a kid too.
Düzgün boks yapmak da önemli.
It's about boxing properly too.
Bunu sorduğunuza göre, boks hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz!
Thinking like that shows you know nothing about boxing!
Bugün adam akıllı boks yapmaya bak.
Make sure to show some proper boxing today.
- Joe, biraz boks yap!
- Joe, do some boxing!
Boks, boks!
Boxing, boxing!
Sanchez'in boks dünyasındaki gelmiş geçmiş en yetenekli genç yeteneklerden biri olduğunu söylüyor.
- You know I'm right. He knows I'm right. - All right.