Broke traducir inglés
29,706 traducción paralela
Sizin oğlunuz evime gizlice girip, kızımı yalnız bulana kadar evin içinde 24 saat gizlenmiş ve kızımı silahla tehdit etmiştir.
Your son broke into our house and laid in wait for 24 hours until he was able to get my daughter alone and threatened her at gunpoint.
Seninle çıkmamamın nedeni, çünkü sen kalbimi kırmıştın.
The reason I won't date you is because... you broke my heart.
Hayır, benden ayrılan sendin.
No, you broke up with me.
Kalktın ve ağlamaya başladın ve ben bu odaya girdim ve seni kucakladım ve kırılan kalbim sana açılmıştı.
You woke up crying, and I came into this room... and I held you... and my heart broke right open.
Holden her şeyi ortaya döktükten sonra...
Well, once Holden broke...
Döktü mü döktürüldü mü?
Broke or was broken?
Hepsini serbest bırakmadan önce, Daniel itiraf etmeden önce George'un Holden'a ilişkin iddiasını Trey'e sordunuz mu?
Before you cut'em all loose, before Daniel broke, did you question Trey about George's claim of rape by Holden?
Duşları bozulduğunda Colts'un maçının ortasında gidip duş başlığını değiştirdim.
When their shower broke, I drove up there in the middle of a Colts game to replace the nozzle.
Kolunu kırdıktan sonra, kız kardeşine tecavüz etti. Sonra onu dışarı sürükleyip ordan geçen bir çöp kamyonuna attı ve kız ezilerek öldü.
After he broke his sister's arm, he raped her... and carried her into the street, threw her into a passing bin lorry that crushed her to death.
Belli ki bunu kendiniz kırmışsınız.
You obviously broke this yourself. Uh...
Kesin bunu siz kırdınız.
You obviously broke it yourself.
Adı-her-neyseden de ayrıldın zaten.
And you broke up with what's-his-name.
Sevgilinden yeni ayrıldığını biliyorum ama...
You, oh look, I know you just broke up with your boyfriend,
Bakıcının canına okudun.
You nearly broke that babysitter.
Ben Kyle'dan ayrılıyorum.
I, uh... I broke up with Kyle.
Neden ayrıldığını bir daha söyler misin?
Remind me why you broke up with him at all?
Callie'yle ayrıldık.
Callie and I broke up.
Evet, ayrıldık ama sonra- -
Yes, we broke up, and then we...
Yaşlı bir kadının dairesine girip kadına saldırmış.
He broke into an elderly woman's apartment and attacked her.
Ben, ellerini yıkasan iyi olacak. Beni muayene etmen gerek. Çünkü az önce suyum geldi.
Okay, Ben, um, maybe go wash your hands,'cause I need you to give me an exam, because my water just broke.
Bak, içeri zorla girdik.
- No, no! Look, we just broke in.
- Polis kapıyı kırıp açtı Jessan'ı içeride buldu.
The police broke open the door and found Jessan in there.
Duvarla birleştiği yerden kırıldı ve tüm oda sular altında kaldı.
It totally broke off the wall and flooded the entire room.
Kuralı ben çiğnedim, Natalya benim ne olduğumu asla öğrenmemeliydi.
I broke the rules, Natalya should never have known what I was.
- İşe gitmeden önce çamaşır atmam gerek.
Fiona broke it. I got to get some loads in before I have to go to work.
Demek dilin çözüldü.
So you broke cover?
Umarım ondan ayrılmışsındır.
I hope you broke up with him.
İşi aldığında oyuncuları korumak için demiştin parasız olduğun için değildi.
I went all in. You said when you took the job that you were doing it to protect players, not because you were broke.
Ve param olmadığı için de aynı zamanda.
And it's because I was fucking broke.
- Benim için iflas mı etti?
- He went broke for me?
Ondan çok daha önce iflas etmişti ama son kuruşlarını sana yatırdı evet.
He went broke a while before that, but he gambled his last chips on you, yeah.
Kuralları çiğnedi, bu yüzden ödemek zorunda.
She broke the rules, so she's got to pay.
Hala kırdığın kemiklerimde artrit var.
- I still got arthritis from the bones you broke.
Gregory benden ayrıldı.
Gregory broke up with me.
O adi herifin kızının kalbini kırdığını tekrar hatırlatabilir miyim sana.
May I remind you that cheating son of a bitch broke your daughter's heart.
Gregory ve senin ayrılma sebebiniz senin çok fazla partilemenmiş.
She said that the reason you and Gregory broke up was because... you've been partying a lot.
Kolumu kırdın!
You broke my arm!
- Arabası bozulmuş herhalde.
Looks like his car broke down.
Acımadan çocukların bacaklarını kırarlardı.
They'd easily broke the children's legs.
Bu medyum kadınla görüşmeyi kestiğinde daha fazla para istedi mi?
- When you broke it off with this woman, the fortune teller, did she ask for more money?
Bir Tesla'yı burada yalnız başına bırakmak istemezsiniz, bozuk ya da değil.
You wouldn't want to leave a Tesla out here by itself, broke down or not.
arabamızın bozulduğu yer gibi.
Like the one we broke down on.
- Aman Tanrım, suyum geldi.
Oh, my gosh, my water broke.
Bak, Jess'e Aly ile Tripp ayrıldı mı diye sordum, tamam mı?
Look, I just texted Jess to see if Aly and Tripp broke up, okay?
Ta ki Bayan Mooney bizi kaçırana dek.
Not until Ms. Mooney broke us out.
Kız kardeşini Gotham Polis Departmanı'ndan kaçırdı.
I told you. He broke his sister out of the GCPD.
Eveti beni Arkham'dan kaçırdı minnettarım ama asla iki numara olmayı kabullenemem.
Yes, he broke me out of Arkham... Very appreciative... But I was not cut out to be number two.
Cameron televizyonu kırdı ve babam yenisini aldı.
What is all this? Cameron broke the TV, so Daddy bought a new one.
Çok büyük değil mi?
Cameron broke the TV, so Daddy bought a new one. Isn't it so big?
- Televizyonu kırdı öyle mi?
Only this one. - She broke the TV, huh?
- Evet, uzun hikaye.
- She broke the TV, huh? - Yeah, long story.