English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bulacaksın

Bulacaksın traducir inglés

5,177 traducción paralela
Efendim, eminim bu bağbozumunu özellikle damak zevkinize uygun bulacaksınız.
Sir, you'll find this vintage exceptionally to your liking.
# Böylece sanatsal yönünü kesinlikle bulacaksın #
♪ So you'll be sure to find your true artistic voice ♪
Dinle dostum, bir yolunu bulacaksın, eminim yaparsın.
Listen, mate, you'll sort something out, I know you will.
Başka birini bulacaksın.
You're going to find someone else.
Seveceğin, birlikte gülebileceğin birini bulacaksın.
You find someone to laugh with, someone to love.
Ama eminim sen de onları oldukça ilginç bulacaksın,... ve onlar atanın mezarını bulmanda sana yardımcı olacaklardır.
But I'm sure you'll find them quite interesting and they could help you to locate your ancestor's grave.
Aklının apselerine girip seksenleri düşünmeni istiyorum. Çünkü ne bulacaksın, biliyor musun?
I want you to go into the abscesses of your mind and think about the'80s,'cause you know what you're gonna find?
"Hot dog on a stick" bulacaksın.
You're gonna find hot dog on a stick.
'Bu görevde, Baba ve Prakash Rao aleyhinde kanıt bulacaksın.'
'On this mission you'll gather evidence..' '.. against Baba and Prakash Rao.'
Bence babayı araştırmayı daha mantıklı bulacaksınız.
I think you'll see it makes sense to look into the father.
Bu yastıkta bulacaksın... Benim minik dişimi..
On this pillow you will find... a teeny-tiny tooth of mine.
Tamam da, o kadar parayı nereden bulacaksın?
That's fine, but where will you get that kind of money from?
Düzgün bir inleme sesi bulacaksın.
Find the groan.
Dans edecek insanları nereden bulacaksın?
Who are you gonna find to be in a dance group?
- Bence odayı çok Los Angeles tarzı bulacaksınız.
- I think you'll find it very LA.
O zaman akrabanı... üst katta bulacaksın.
Then you'll find your blood... upstairs.
Altında geçit bulacaksınız.
You will find passage underneath.
Parayı nereden bulacaksın?
How are you gonna fund it?
# Söyleyecek kelime bulamadığında konuşmak kolay değildir # # kaybolmuş hissettiğinde yolunu bulacaksın #
It's not easy, no, finding the words to say When you're feeling lost, you'll find your way
sizi kitabımı almaya davet ediyorum. ve umut ediyorum ki aradığınız cevapları bulacaksınız.
and I invite you to get my book, which I hope provides some of the answers you seek.
Direkt ve bazen de acı verici olacak ama aradığınız cevapları bulacaksınız.
It will be direct and sometimes very painful, but it will lead to the answers you seek.
En sonunda kendini onun peşinde dünyanın her yerini dolaşırken bulacaksın belki, belki senin o üzgün kıçını işe alabilir diye.
You end up chasing every nutbucket across the earth hoping he might... just might... hire your sorry ass.
Orada bir adam bulacaksın.
You'll find a man in there.
İşte orada huzuru bulacaksın.
And that's where he'd find peace.
- Dönüp dolaşıp bizi bulacaksın.
- Walls don't hit back.
Powai'den Hawaii'ye, beni her yerde bulacaksın.
From Powai to Hawaii, you'll find me everywhere.
Resimler için zamanı nasıl bulacaksınız?
How will you find the time?
Hak ettiğini bulacaksın.
You'll get yours. Very nice.
Onu nereden bulacaksın?
Where you gonna get that?
Huzuru böyle bulacaksın Rust.
There's comfort there, Rust.
Böyle büyük bir şehirde, tek bir Dorne'luyu nasıl bulacaksın?
How do you plan on finding a single Dornishman in a city this big?
Onu sen bulacaksın.
That's for you to find.
Yeryüzünün iç kısımlarını ziyaret et, doğruladığın zaman gizli taşı bulacaksın.
Visit the interior parts of the Earth, by rectification thou shalt... - find the hidden stone.
"Yeryüzünün iç kısımlarını ziyaret et doğruladığın zaman gizli taşı bulacaksın."
"Visit the interior parts of the Earth, by rectification thou shalt find the hidden stone."
"Doğruladığın zaman gizli taşı bulacaksın."
"By rectification thou shalt find the hidden stone."
Onu Rue Lagrange'da bulacaksınız.
You'll find her in the Rue Lagrange.
Önlerinizdeki tabletlerde konuyla ilgili bilgileri bulacaksınız. Bu davayı yürütmek için bize gerekli olan ne varsa.
In front of you, you all have iPads full of all the filing information we will have access to in processing this case.
Bilgisayarına bak, hikayeyi devam ettirecek olan bir şeyler bulacaksın.
Go to your computer, you'll find something which moves the story on.
Ve bugün sen de gerçek aşkını bu arabada bulacaksın.
And today you'll find your true love, in this car.
Eminim beni yine bulacaksın.
I am sure you will find me... again.
Angeles, biraz etrafı dolaş, bakalım neler bulacaksın, tamam mı?
Angeles, take a walk around and see what you can find, okay?
- Muhtemelen bunu komik bulacaksın.
- You probably find this hilarious.
O taraftan giderseniz, evinize giden bir patika bulacaksınız.
If you guys go that way, you'll find a path back to your place.
Bebeğim, söz ver Bana ihanet edeni bulacaksın.
Baby, promise me you'll find out who turned me in.
Yeterince geriye gittiğiniz takdirde ortak atalarımızı kelebeklerle gri kurtla mantarlarla köpekbalıklarıyla bakterilerle ve serçelerle paylaştığımızı bulacaksınız.
If you go back far enough, you'll find that we share a common ancestor with... the butterfly... gray wolf... mushroom... shark... bacterium... sparrow.
- Bir yolunu bulacaksın.
- You'll figure this out.
Oğlumu öldüren hayvanları bulacaksınız, değil mi?
Find the animals they killed my son, right?
Kızı bulacaksınız.
You'll find her.
Doğruyu söylemek her zaman kolay değildir,... hayat yolu uzundur,... ama siz doğru yolu bulacaksınız,... mutlu ve huzurlu bir yaşam süreceksiniz.
It isn't always easy to tell the truth, but, in the long run, you'll find it's the only way to live a happy, peaceful life.
Gözünüzü kırptığınız anda her şey için çok geç olacak, kendinizi bağırırken bulacaksınız...
Because you're gonna blink, seriously, like, blink and it's all gonna be over and replaced with just volume, like...
Bulacaksın!
You'll find it!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]