Bulletin traducir inglés
761 traducción paralela
- Lady Vain enkaz haline gelmiş.
- Bulletin on the wreck, Lady Vain.
Duyuru panosunun üzerindeki rakamlara bakmaktan daha mutluluk verici şeyler düşünebiliyorum.
I can think of a lot more pleasant things to do than look at numbers on a bulletin board. Yeah?
"Los Angeles Bulletin" ı telefona bağlayın.
Get Los Angeles Bulletin on phone.
Özel bir haber bülteniyle karşınızdayız.
Here is a special news bulletin
Mantee katliamı ile ilgili son haber.
Flash, latest bulletin on Mantee Massacre in Oklahoma City.
Gizli bültende ne yazıyor?
What does the confidential bulletin say?
Özel bir haberimiz var.
We have a special news bulletin.
Çok sevgili Bennet ailesi ile ilgili bir bilgilendirme daha, Charles.
Another bulletin about your beloved Bennets, Charles.
Haber bültenini gördün.
You saw what the bulletin said.
Avrupa haberlerinden, şimdi bir son dakika haberine geçiyoruz.
Turning from the European news, a bulletin just handed me states...
Adım Healy. Ben de polisim.
- I'm Healy, of the Bulletin.
Buraya bu saçmalıkları dinlemeye gelmedim.
- I pulled this one off the bulletin board. - I'm not here to chew blubber.
Son bülten efendim.
Latest bulletin, sir.
Detaylar geldikçe ilan panosuna asılacaktır.
As further details are received, they will be posted on the bulletin board.
Ekspres Bülten gazetesinden geliyorum bay Kingsby.
- I'm from the Express Bulletin.
Lütfen ilan tahtasının yanına gel.
Please step to the bulletin board.
"Bülten".
" Bulletin.
Kaçmamalıydım. Kalıp seni vurmalıydım!
I should've stayed and put a bulletin you.
Acil önlemleri hemen alın.
Send an All Points Bulletin immediately. Okay, then.
zırhlı araba soygunuyla ilgili yeni bilgiler.
New bulletin on armored-car bandits.
Sonuç olarak, Sağlık Kurulundan Dr. Mackey bir bültenle tüm taşıyıcıların bulunarak aşılandığını duyurdu.
As a result, Dr. Mackey of the Board of Health has been able to issue a bulletin that all contacts have been found and inoculated.
- Bültende okudum.
- I saw it on the bulletin.
"Sun-Bulletin 50 numarayı ele geçirdi."
"Sun-Bulletin Snags Number 50."
Sun-Bulletin mi?
Sun-Bulletin?
Şu andan itibaren Albuquerque Sun-Bulletin için çalışmıyorum.
As of now, I'm not working for the Albuquerque Sun-Bulletin.
Çocuğun hayattan tek beklentisinin Albuquerque Sun-Bulletin olduğunu nereden biliyorsunuz?
What makes you think the Albuquerque Sun-Bulletin... is all that a kid wants out of life?
Bu programa, bir deniz birliğinden sizlere bildiride bulunmak için ara vermiş bulunuyoruz.
We interrupt this programme to give you a bulletin from a naval unit at sea.
Bülten 629-49 6700 maddesi Sayı 75, 131.
Bulletin 629-49 regarding item 6700 extract 75,131.
Bültenin numarası ne demiştin?
What did you say the number of that bulletin was?
Bu liste ise kalkıştan kısa bir süre önce yatakhanenin ilan tahtasına asılacaktır.
This list will be posted on the dormitory bulletin boards shortly before the take off.
Sizlere flaş bir haberi vermek için müzik yayınımıza ara veriyoruz...
We interrupt this hour of music to bring you a flash bulletin.
Amerikan Saati programı özel bir haber bülteniyle devam ediyor.
This is the American Hour with a special news bulletin.
Ben Bulletin'denim.
I'm from The Bulletin.
Özel bülten!
This is a special bulletin! This is a special bulletin!
Evet, çift ilan tahtası.
Oh, yes, the double bulletin board.
- Bunu duyuru tahtasına as.
- Put that on the bulletin board.
Dışarıdaki panodaki resim kız arkadaşıma çok benziyor efendim.
Well, sir, that picture on the bulletin board out there it's a dead ringer for my girl.
Acil haberler için... yayınımıza ara veriyoruz.
[Announcer] We interrupt this broadcast... to bring you a news bulletin.
Özel bülten :
Special bulletin :
Philadelphia'da herkes "The Bulletin" okuyor.
Almost everybody in Philadelphia reads the Bulletin.
Haber var beyler.
A bulletin, gentlemen.
Haber var.
A late bulletin.
Başka bilgi...
Further bulletin...
Yayınımızı özel bir haber için kesiyoruz.
We interrupt this broadcast to bring you a special news bulletin.
Şu bültene bir baksanıza.
Here, look at that bulletin.
Paine için geniş çaplı bir arama emri çıkarıldı...
An all points bulletin has gone out on Paine....
Arama bülteni çıkardılar.
They issued an All-Points Bulletin.
Altın trenini soygununa dair özel bir bültenimiz var :
Here is a special bulletin on the gold train robbery :
Programımıza bir son dakika gelişmesi nedeniyle ara veriyoruz :
We interrupt our program with a late bulletin from our news bureau :
Bir son dakika gelişmesi nedeniyle programımıza ara veriyoruz :
We interrupt our program to bring you a special bulletin :
Bir trafik bültenimiz var :
Here is a traffic bulletin :