Büyür traducir inglés
815 traducción paralela
Kin ve ot çabuk büyür Sayın Peder.
Feuds and weeds grow quickly, Herr Pastor.
Ama canım herkes büyür.
But, darling, everybody grows up.
Gördün mü, Pinokyo, bir yalan büyüdükçe büyür ta ki burnun kadar aşikâr olana dek.
You see, Pinocchio, a lie keeps growing and growing until it's as plain as the nose on your face.
Senin gibi çocuklar, köylü çocukları, çiftlikte büyür ve toprak onlara güç ve mutluluk verir.
Boys like you, country boys, grow up on the farm, And the land gives them strength and happiness.
Çocuklar hızlı büyür.
Boys grow fast.
Sedir ağacı gibi büyür.
Grow old like cedar tree.
Hans büyür büyür.
Hans grows up.
Bir adam yaşlandığında, ilaç dolabı da gittikçe büyür.
As a man grows older, his medicine cabinet grows bigger.
Duygular büyür.
Feeling grows.
Önce birini görürsün, sonra içinde bir şeyler büyür de büyür ta ki sen başka birini düşünemez duruma gelene kadar.
First you see someone, and then it keeps growing... until you can't think of anyone else.
Yapmayın, bu çiçekler sadece çamur çukurları içinde büyür.
Don't, those flowers only grow over mud pits.
Gilda da çabuk büyür demişti.
Gilda warned me that you'd grow up.
Küçük kızlar büyür... ama bebeklerle oynamaktan hiç vazgeçmezler.
Little girls grow up. But they never get through playing with dolls.
Endişelenme, kafası bunun içine sığacak kadar büyür yakında.
Don't worry, his head will grow to fit it soon
Zamanın attığı tohumları görme gücünüz varsa, hangi tohum büyür, hangisi ölür biliyorsanız, benimle de konuşun. Ne korkum var sizden ne bir dileğim. Ne derseniz kabulüm.
If you can look into the seeds time and say which grain will grow and which will not, speak then to me, who neither beg nor fear your favours nor your hate.
Oğlan ve kız tanışır, âşık olurlar, evlenirler, bebekleri olur nihayetinde bebekler büyür, başka bebeklerle tanışırlar âşık olurlar ve evlenirler ve bu böyle devam eder durur.
Boy and girl meet, they fall in love, get married, they have babies eventually the babies grow up, meet other babies they fall in love and get married, and so on and on and on.
Aksine insanın içinde geçen seneler ile beraber, yeşerip büyür.
Aren't taken away, but grow, increase with the years.
Sanat, memnuniyetsiz insanların... resmi ifadelerin dünyasını aşarak... hiçlik şölenlerinin ötesine geçmesi ile... başlar, büyür ve yok olur.
Arts begin, grow, and disappear... because dissatisfied people... break through the world of official expressions... and go beyond its festivals of poverty.
delikanlılar uyuyarak büyür, ama sen öyle istiyorsan sen bilirsin.
Youngsters grow sleeping, but you do what you want to.
Burada bitki vahşi bir şiddetle büyür.
Things grow with savage violence.
Fikirler... Fikirler önemlidir. Çocuklar gibi onlar da büyür.
Ideas are... ideas are important.
Sadece eski ve dua ile büyür.
To only grow old and pray.
" Birçok kadın, büyür, yaşlanır ve ölür...
" Many women grow old and die...
Hamam böcekleri muazzam büyür, ve büyük savaş verirler.
The cockroaches grow enormous and fight great duels.
Ve kalbim daha açık ve daha hafif büyür Ve ay daha parlak ve daha parlak büyür.
And my heart grow lighter and lighter and the moon grow brighter and brighter.
Bazen de o kadar büyür ki tıkanır, bilirsin.
Some places get so big they just bust, you know.
Çocuklarınız büyür... sonra size yapacak ne kalır?
Your children grow up and then what is left for you to do?
İnsanlar ne zaman homurdanıp dursalar, o zaman sessizlik büyür. Dikkati çekmek için bir müddet onları başka şeyle oyalayacaksın. Bir müddet minnettar olurlar.
When the people stop grumbling, grow too silent, too sullen, that is the time to take care, a time to divert them, a time to make them grateful.
"Narin bitkiler zarif olur, kaba otlar çabuk büyür." dedi.
"Small herbs have grace, great weeds do grow apace."
Efendim, hani siz demiştiniz ya, yararsız ot çabuk büyür, diye.
Oh, my lord, you said that idle weeds are fast in growth.
Yaşları da hızlı büyür.
They age faster too.
Bebekler çabuk gelir geç büyür.
Babies come faster than raises.
Kızlar büyür Pierre.
Girls grow up, Pierre.
Unutmayın, Benton bebek mamasıyla bebeğiniz daha çabuk büyür.
Remember, Benton's builds better babies.
O vakte kadar büyür.
He'll be grown by then.
Kuşkusuz, bütün yaşam formları büyür, gelişir, bozulur ve geri dönüş başlar. Yatıştırıcı bir ses.
Of course, all forms of life grow, flower, fail and fall.
Küçük çocuklar büyür.
Little boys grow up.
Tırnaklar büyür.
Fingernails grow.
Köknar büyür ve büyür, Ve kışın kar yağar, güler!
The fir tree thrives and grows, And laughs at winter snows!
İnsanlar 25 yaşına kadar büyür baba.
People grow till they're 25.
Bu çimi bulursak, ağaçları duyarız, çimler büyür ve insanlar bize asla yalan söylemez.
If we find this grass we'll hear the trees and grasses grow. And people will never lie to us.
Büyür
Will compound
Mutluluk katlanarak büyür.
Happiness works by addition.
Umarım güvenle büyür.
I hope he grows up safely.
Gerçek aşk diye bir şey varsa, zamanla büyür.
If it grows at all, it will grow slowly.
İnsanlar savaştıkça, efsaneleri büyür.
As the men fought, their legend grew.
Zaman geçtikçe iş büyür.
These increase as time goes on.
"İnsanlar acıyla büyür!"
"People thrive on suffering!"
Nefret öyle bir şeydir ki,... zaman geçtikçe güçlenir, büyür.
Your hatred may destroy Miles but it can also destroy you.
Yürekten hissedilen iş, yalın büyür
Heartfelt work grows purely
Yürekten hissedilen iş, yalın büyür
If you want to live life free
buyurun 2276
buyur 668
buyurun efendim 186
buyur otur 16
buyurun hanımefendi 30
buyurun lütfen 52
buyur al 19
buyurun oturun 42
buyurun bayan 26
buyurun bayım 24
buyur 668
buyurun efendim 186
buyur otur 16
buyurun hanımefendi 30
buyurun lütfen 52
buyur al 19
buyurun oturun 42
buyurun bayan 26
buyurun bayım 24