English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Camera

Camera traducir inglés

19,766 traducción paralela
Gülümseyin!
Smile! ( Camera clicks )
Tamam, en iyi açıyı elde etmek için kamerayı dolapların olduğu sıranın üstüne koydum.
Okay, so I put the camera on top of a row of lockers lo get the best angle.
Benim kameram.
It's my camera.
Monty bize yardım etmek için bölgedeki trafik kameralarından bazı plakalar buldu.
Monty helped us pull some plates from a traffic camera in the area to help narrow the search.
- Met'in üzerindeki...
- Get that rooftop camera
- Kapat şu kamerayı! - Ben 16 yaşında.
- Turn the camera off!
Kameraya bak!
Look at the camera!
Kızın tabletindeki kamerayı aç.
Activate the camera on the girl's tablet.
Kontak lenslerindeki kamerayı unutma lütfen.
Please remember your camera's in your contact lens.
Kamerayı al.
Take the camera.
- Soru kameralara yansıdı.
- The question was caught on camera.
Evet, kulağa güzel geliyor.
You really think Bobby's gonna talk to us on camera?
Kameraya konuştu ve gördüğü her şeyi anlattı.
He went on camera, and he told us everything he saw.
Bu kamerayı güvende tutabileceğin bir yer var mı?
You got somewhere to keep this camera nice and safe?
Şimdi, "FGDS" - dediğimiz şeyde sana yutman için ucunda kamera bulunan... kalın, uzun bir hortum veriyorlar... böylece senin midende olan bitenlere bakıyorlar.
FGTS is when you swallow a thick long tube... With a camera on the end that checks out what's happening in your stomach.
Parkta bulunan normal bir kameraymış!
It was just a surveillance camera in the park!
Bozuk bir gözetleme kamerası vardı.
There was a faulty surveillance camera.
Sanırım gidebilirsin. Makyaj bölümündeki kamera sağ olsun.
Guess you're free to go, courtesy of one broken camera
- Kameraya konuştu ve bize gördüğü her şeyi anlattı.
- He went on camera - and he told us everything he saw.
Bu kamerayı saklayacak bir yeriniz var mı?
You got somewhere to keep this camera?
Kamerada hala itiraf var! - İtiraf mı?
We still have a confession on camera!
- Şu kamerayı getir dedim Gil! - Getiriyorum kamerayı!
Get the damn camera, Gil!
Kasanın içinde!
I'm getting the camera!
Çok zekice bir cevap gibi ama trafik kameraları salı günü bu kişiyi Atlanta Merkes Hastanesi'nden alırken arabanızı tespit etmiş.
Sure that seems like a smart answer, except that a city traffic camera captured the tags on your car when it was used to pick him up from Atlanta Midtown Hospital on Tuesday.
Ve arkadaşların, bizi şu kameradan izleyenler de aynı şeyi istiyorlar mı?
And your cronies watching from that camera in the ceiling, they want the same thing, too?
Güvenlik kameralarında bir şüpheli görülmüş.
A suspect was seen on surveillance camera.
Artık onu göremiyoruz.
She's off camera from here.
Otobüste kamera çantamız çalındı.
Our camera bag was stolen on the bus.
Kameramızı çaldın.
You stole our camera.
Kamera ve kasetler!
The camera and the tapes!
- Hala itiraf kaydımız var.
We still have a confession on camera!
Bekleyin fotoğraf makinamı alayım, fotoğraf çekinmemiz lazım.
Let me get my camera. I need a picture.
Rod Kennedy'nin ölümü gecesinden trafik kamerası görüntüleri.
Traffic camera vid-caps from the night of Rod Kennedy's death.
Bu kamera sanayi bölgesine bir kilometreden daha yakın.
This camera is located less than half a mile from the industrial estate.
Bu, Kingsgate Otoyolu'ndaki bir trafik kamerasından çekilmiş bir video resmi. Sağ üst köşede belirtilen saatlerdeki trafiği gösteriyor.
This is a video capture taken from a traffic camera situated on the Kings Gate Expressway showing traffic at the time indicated in the top right-hand corner.
Doğru. İşte başka trafik kamerası resimleri. Aynı araç şehir merkezinden geçerken birkaç dakika uzaklıktaki başka kameralara da yakalanmış.
Here are more traffic camera images, this same vehicle captured travelling through the city centre on traffic cameras a few minutes apart.
Sokak haritası, trafik kamerasıyla tam olarak uyumlu zamanlarda aracın bulunduğu konumları gösteriyor.
This street map shows the locations of the vehicle at times corresponding to the exact times of the traffic camera images.
Ayrılıyor... Onu tekrar dış kamerada görüyoruz.
He leaves and we pick him up on an exterior camera again.
Laboratuvar minibüsündeki kamera bir kazayı kayıt etmiş.
The camera in the lab van recorded an accident.
Kamerayı kaldırın!
Get that camera back.
O bölgedeki her kamera görüntüsünü inceliyordum.
I've been combing through footage from every camera on the grid.
Hacı şu kameralı adamlara bak.
Whoa, man, check out all the camera dudes.
Videonun kontrastını arttırınca, kameranın arkasındakinin duvarda gölgesini gördük.
When we pumped up the contrast in the video, we saw a shadow on the wall from someone behind the camera.
Kamera görüntüsünde duyduğumuz rehin alan kişi Amerikalı gibi görünüyor.
The captor is the one who you heard on the camera. Seems to be American.
Evet, Zolotov'un kaldığı süre boyunca çekilen güvenlik kamerası görüntülerini bakmamıza izin verecek kadar naziktiler.
We did, and they were kind enough to grant us access to the security camera footage recorded during his time there.
Kamerada iyi görünüyorsun.
You look good on camera.
- Sana kamerayı aldım. Böylece filminizi hazırlayabilirsiniz, O yüzden bana sürünme.
- I bought you the camera so that you could make your film, not so you could creep on me.
- Bebeğim, Ama kamera üzerinde çok iyi görünüyorsun.
- Oh, baby, but you look so good on camera.
- Hiçbir şey, sadece fotoğraf makinesiyle konuşuyorsun.
- Nothing, just talking to the camera.
- Kamerayı kapat!
Turn the camera off!
Kamerayı ver.
Give me the camera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]