Ceset traducir inglés
11,928 traducción paralela
Sen ne yapacaksın? Gerçekten ölü bir ceset buldun mu?
What will you do if you actually find a dead body?
Muhteşemdi ne zaman ceset buldun?
It was glorious. When did you get a body, anyway? Last night.
Ceset, kan içindeydi.
Covered in blood.
Eğer bodrumunda bir ceset olsaydı, evine polis çağırır mıydın?
Would you call the cops if you had a body in your basement?
- Güvenlik bir ceset bulmuş.
Security found her body.
Daha fazla ceset yığını olacak.
More bodies are gonna pile up.
Bastille Günü'nün arifesinde elimde sokakta yatan 4 ceset var.
I have four bodies on the street on the eve of Bastille Day.
Sinyal göndereyim de ceset için tekne göndersinler.
I'll send a boat on the body and the little lady.
Bu sabah Sevier County'nin kenar mahallerinde bir ceset daha bulundu.
In other news, another body was found on the outskirts of sevier county this morning.
Ağzına bir ceset sokup içeride mi çürüttün?
Did you let a corpse curl up and die in there?
Yaşıyor mu bilmiyorum ama ailem bir ceset göremez.
I do not know if she is still alive. My parents may see the corpse.
- Ceset bulmuşlar mı?
- Mm. Any bodies?
Onlar için bir ceset daha.
It's just another body to them.
Ceset yok olursa, huzur kalmaz.
Which you will lose if this body vanishes.
Ölü olduğunu kanıtlayan bir ceset olmadan olası bir mesihle karşı karşıyayız.
Without a corpse to prove him dead, we have a potential Messiah.
Bir ceset bulmalıyız.
We must find a body.
Roma'yı ve Sanhedrin'i tehdit eden bir yalanı yaymak için mezarı açıp bir ceset çaldılar.
They ripped open your tomb to steal a corpse to promote a lie that threatens Rome and the Sanhedrin.
- Ceset cesettir.
A body's a body.
Dört tane ceset var ama birbirleri arasında ne gibi bir bağlantı var tek bir ipucu yok.
I got four people dead and no goddamn clue how any of it connects.
Ceset günlerdir ölü değilse böyle sislenme göremezsin.
You don't see clouding like that unless a body's been dead for days.
Sadece ceset diyemezsin buna.
You can't say she's just a body.
Ortada ceset yok çünkü.
There's no body.
Ardında pek çok ceset bırakmış... buna karısı ve kızı da dâhil.
He left quite a few dead bodies in his wake... including his wife and daughter.
İçeri gir ve,... ceset veya başka bir şey var mı bak bakalım!
sir. for more body's and anything else.
Sen güvende olunca tek bir ceset olacak. Onunki.
Once you're safe, there's only going to be one.
Bu şeyin arkasında bir ceset var mı?
You got a body in the back of this thing?
Neyse ki, bu otelde, Çarşaflarda bir ceset halinde olan biri normaldir.
Fortunately, in this hotel, someone carrying out a body in sheets... is normal.
Kısmen çürümüş ceset...
Partially decomposed body.
Kaynakların söylediğin göre kısmen çürümüş ceset kaybolan Ardsley'li kadın Megan Hipwell'e ait.
Sources say the partially decomposed body found is missing Ardsley woman Megan Hipwell.
Batan teknede 250 kişi bulunuyordu şimdiye kadar ise, 34 kişi kurtarıldı 206 ceset de denizden çıkarıldı.
On the boat that sank there were 250 people, so far, 34 bodies have been recovered, rescuers have pulled 206 people from the sea.
Bir sürü ceset gördün artık alışmış olman gerek.
"You've seen so many... You're used to it."
40 ceset var.
40 dead bodies.
15 ceset daha var.
there are 15 more dead bodies.
İlk kez bir ceset gördüğün zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember the first time you saw a dead body?
Burada ceset var!
We have a dead body in here!
Bu gece benim için ceset yok.
No dead bodies for me tonight.
Eğer Conrad, Bixby ise, gölden çıkarılan ceset, başka birisinin olmalıydı.
If Conrad was Bixby, another body had to be recovered from the lake.
Buldukları arabada ceset yokmuş.
Wilkins : Mm-hmm.There were no bodies in the car they found.
FBI, bir tüyo üzerine Mississippi kırsalındaki bir çiftlikte, toprak damın altına gömülmüş iki ceset buldu.
Jenkins : FBI was acting on a tip about a farm in rural Mississippi and they just found two bodies buried there in an earthen dam.
Ceset hırsızı istilasına uğramadıysak o gerçek bir insan.
Unless we're under a body-snatcher invasion that's a real person.
Affedersin ama ceset taşıyorum ve herifin çükü de tam karşımda!
Oh, excuse me. I'm carrying a dead body and I have his schwantz in my face.
Polis geldiğinde renkli bowling sandalyelerine bağlı 6 başsız ceset bulmuş.
When the police arrived they just found 6 bloody torsos tied to those colored bowling chairs, remember?
Bayan Ricoletti'ye oldukça benzeyen yedek bir ceset onun yerini alır ve küçük bir intiharla çok fazla ilgilenmeyen Emniyet Teşkilatı'ndaki morga götürülür.
A substitute corpse, bearing a strong resemblance to Mrs. Ricoletti takes her place and is later transported to the morgue, a grubby little suicide of little interest to Scotland Yard.
Bu sefer, birileri teşhis ederse ceset kesinlikle onun olacaktı.
This time, should anyone attempt to identify her, it would be positively, absolutely her.
Sözde intihardan sonra onunkiyle değiştirdikleri ceset?
The corpse they substituted for her after the so-called suicide?
Bir ceset buldular, tıpkı Molly Hooper'ın benim için bir ceset bulduğu gibi...
They found a body, just like Molly Hooper found a body for me, when...
- Eel nehrinde ceset bulunmuş.
- They found a body in the Eel River.
Geride ceset, kanıt kalmayacaktı. Temiz olacaktı.
No bodies, no evidence left behind, clean.
Ceset torbasına ve sonra da silah kasasına koyup kaçırdım.
Snuck him out in a body bag and a weapon's crate.
- İlgilenmemiz gereken ceset var mı?
Wow... Are there any bodies we need to take care of? Lieutenant Lopez.
- İlgilenmemiz gereken ceset var mı?
Are there any bodies we need to take care of?