Chair traducir inglés
12,413 traducción paralela
Garip ama çirkin koltuk rahatmış.
Ugly chair surprisingly comfy.
"Diğer şeylerin yanı sıra, buhar gücüyle çalışan berber koltuğunu icat eden kişidir."
"Among other things, she was the proud inventor of the steam-powered barber chair."
Yeşil sandalyenin yanındaki kapağın arkasına bak.
Look behind the screen next to the green chair.
Bu sandalyede oturan embesillerden farklı olarak, haklarımı biliyorum, bu yüzden gitmek istiyorum.
Unlike the imbeciles who usually sit in this chair, I know my rights, so I would like to leave now.
Şimdi kornonun ilk sandalyesi kimin?
And now who is first chair?
Kimsenin sandalyeni almasına izin vermeyeceksin!
You don't let anybody take your chair!
Miranda Bailey, hangi sandalye senin?
Miranda Bailey, what chair are you?
- İlk sandalye.
- First chair.
- İlk sandalye mi?
- First chair?
- İlk sandalye!
- First chair!
İlk sandalyeyi hak ettim.
I've earned first chair.
Teşekkür ederim Sandalye.
Oh, thank you, Chair.
Üzgünüm Sandalye ama bir kadının bir anahtarı tutması evin temel kurallarından birinin çiğnenmesi demektir.
Oh, I'm sorry, Chair, but it would be breaking one of the cardinal rules of the house, letting a woman hold a key.
- Ne var Sandalye?
- What is it, Chair?
Uyuşturucu terlerinizi silmeye Sandalye devam edecek.
Chair will continue mopping your junkie sweats.
Sandalye verdi.
This is Towel? Chair gave her to me.
Aynı zamanda okul yönetimi başkanı, baba.
He's also a chair of the school governors, Dad.
Sandalyenden kalksana.
Why don't you get up out of your chair?
Gördüm, sandalyenizi çevirip şuraya bakmanız yeterli.
Well yeah, you just have to pivot your chair and look that way.
Beni şu koltuğun üstünde becermek ister misin?
Do you want to fuck me on that chair?
- Koltuğa geçmek ister misin?
Do you want to go to the chair?
Eğer yerde veya koltukta bir kıyafetimi yakalarsan... şey yapmam gerekecek.
If you catch any of my clothes on the floor or on the chair,
Ben senin kıyafetlerini yerde veya koltukta yakalarsam... senin de Charlemagne'le... samimi bir sohbet yapman gerekecek.
And if I catch any of your clothes on the floor or on the chair, you have to have... an intimate little chat with Charlemagne.
Bu sandalyede bu ofisin içinde bir ABD senatörü olarak oturuyorsan, hepsi benim sayemde.
You are sitting in that chair, in this office, a United States senator, because of me.
Ajan yakala, kıçını bağla ve köstebeği söylet.
Grab a federal agent, tie his ass to a chair, and make him tell you who the mole is.
ben de koltuğunu kaplatmayı düşündüm.
I thought I would give your chair - a facelift. - Ah.
Her sandalyenin üstüne de bir kaplan postu örteriz.
On each chair we'll drape a tiger skin on it.
Adamım, burada öyle uzun süre kalacağımki en sonunda bana bir sandalye fırlatacaksın.
No, man, I'm going to stay here until you throw a chair at me.
Bu erkek ve kadınları bulduğunda, ben de hemen masaya otururum.
When you find these men and women, I'll openly pull up my chair.
Dinleyecek olan herkese söyleyerek eski sevgilin için sehpayı kurduğumdan emin olacağım.
By telling everyone who will listen I'm gonna make sure they reinstate the chair for your ex-girlfriend.
Çocuğun mama sandalyesinin ardındaki yemek lekesi mantıklı gelmiyor.
The... the food spatter behind the kid's high chair doesn't make sense.
Sadece... Çocuk sandalyesi yüzünden.
It's just... it's the high chair.
Çocuk sandalyesi de hareket ettirilmişti.
Look, the high chair was moved, too. That's why there was food on the floor.
- Ama sıcaklık bu sana bir fırsat verdi... - Cesedi ve sandalyeyi çekmek için.
Drag the body, turn around the high chair.
O sandalyede otururken pulmoner emboli geçirip ölebileceğini bilemeyeceğin gibi.
Same as you don't know if you could die of a pulmonary embolism sitting right there in that chair.
Brandon'ın sandalyesinin altından bunu buldum.
I just found this under Brandon's chair.
Koltuğu mu?
That chair?
Yardımımı istiyor musun, istemiyor musun? Günün birinde senin gibi sıska popolunun beni rampada itmesine... gerek olmayan sandalyelerden alacağım.
One of these days I'm going to get me a new chair that don't need no skinny ass
O lanet olası Nathan'la uğraşırken şu sandalyede olmasam... o lanet olasıca herifi pataklardım.
Dealed from that motherfucker, Nathan. If I wasn't in this motherfucking chair, I'd beat all the black off that motherfucker.
Tekerlekli sandalyeliye öpücük vermek ister misin?
You mind giving the man in the chair a shot?
Tanrı yetenekler dağıtırken... ben bu lanet sandalyeye yapışıp kaldım.
God handing out all the gifts. I'm stuck in this damn chair.
Ya da işe yarar yeni bir sandalye.
Yeah, or a new chair that works.
Bana hiç kimse sandalye almayacak, kardeşim.
Ain't nobody gonna buy me a new chair, my brother.
Sandalyemin arkasında L harfiyle yuvarlanıyorum
Rolling up with the "L" on the back of my chair
Lütfen, sandalyeyi benim için çekme.
Oh, please, don't pull out the chair for me.
Bütün geceyi bu sandalyede geçirdim Tagomi-san.
I have spent the entire night in this chair, Tagomi-san.
Sandalye minderini mi haşladın?
Did you boil a chair cushion?
Bir tanesi sandalyede diğeri yukarıda, tavanda.
One here in the chair and another up here in the ceiling.
... Şimdiye kadar anladığım kadarıyla. efendim birisi bu veranda sandalyesini almış ve Chandler daha basamaktayken sürgülü cam kapıya fırlatmış gibi görünüyor.
From what I've shot so far, sir, it seems like someone's taken this patio chair and thrown it through the sliding glass door while Chandler was still on the ladder.
- Boş sandalye kimin için?
Who's the empty chair for?
- Gel otur bakalım.
Pull up some chair.