English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Challenge

Challenge traducir inglés

7,068 traducción paralela
Elektronik arabaların petrol endüstrisine ve baskınlığa karşı yeni ulaşım alternatifleri için verdiği savaş dünyanın 70'lerden beri görmediği bir çatışma ile sonuçlanabilir.
As electronic cars challenge the oil industry and transportation alternatives fight for dominance, the unavoidable outcome may be a conflict the likes the world has not seen since the'70s.
Tara ile birlikte meydan okuma videosu yapmamışlar mıydı?
Didn't he and Tara Harris make that challenge vid together?
Fakat içiniz rahat olsun, bir sonraki imtihanınız büyük bir meydan okuma olacak.
But rest assured, your next trial will be a great challenge.
Üçümüz yarınki zorlu görevi kazanmak zorundayız.
The three of us have to win tomorrow's challenge.
Bu sadece bir meydan okumadır.
It's just a challenge.
Ben güzel olan bir zorluğu severim.
I like a good challenge.
Bir test, gerçek bir meydan okuma senin gerçek bir Jedi olup olamayacağına karar verecek bir şey.
For a test, a real challenge, one that could determine if you're meant to be a Jedi or not.
Bir savcı ve bir anne olarak görevimiz, sanıyorum,... çocuklarınızı gönderdiğiniz dünyanın en kötü kısımlarını görüyor olmak.
One challenge in being a prosecutor and a mom, I imagine, will be seeing the absolute worst side of the world you're sending your kids into.
Chambers Akademi açık ama normal okullarda başarılı olmanı zorlaştıracak bir sorunun olması gerek. O türden bir sonun var mı?
Chambers academy currently has openings, but you have to have a challenge that makes it difficult for you to succeed in a traditional classroom environment.
Hâlâ meydan okuyorum.
All right. I still challenge it.
- Bu bir meydan okumaysa umarım sonunda süper bir drag yarışı olur.
Okay, so if that's a challenge, I hope it ends in a super cool drag race.
Bu bizim birimin mücadele madalyonu bir görevde ibretlik işler yapana verilir.
It's our unit's challenge coin for exemplary service on a mission.
Her hafta başka bir stüdyoya gidip yeni bir şarkı kaydetmek kolay iş değil.
It's a challenge to go into a different studio every week and bang out a song.
Ben zoru severim.
I don't mind a challenge.
Yakalaması biraz zor olacak.
Catching up's gonna be a challenge.
Bu bir tehdit miydi?
Is that a challenge?
Bir meydan okuma.
A challenge.
Cicada 3301 oldugunu yada Octorine'nin bilmecesi.
Think Cicada 3301 or Octorine's Challenge.
Nasıl kafa tutabiliyorsun?
How can you challenge me!
Buradaki esas zorluk asit konsantrasyonu miktarını tutturmak. Bunun için maktulün ağırlığıyla orantılı ağırlıkta domuz eti kullanmak gerek.
Our real challenge here is getting the acid concentration just right by getting the right piece of pork to mirror the relative mass of the actual victim.
Bu duruma hazır mısınız?
Are you sure you're up to the challenge?
Bay Kazmir size bir güç yarışması öneriyorum.
Mr. Kazmir, I challenge you to a test of strength.
Sana amaç ve araçları suça uyan başka bir şüpheli bulmada meydan okuyorum.
I challenge you to imagine an altogether different suspect whose means and motives fit the crime.
Denemeni istiyorum.
I challenge you to try.
- Bu jüri üyesini sorguluyoruz.
- We challenge this juror. - Oh, come on.
Daha öncesinde bir kez Night Raid'ten birisiyle dövüşürken bana saldırmaktan kaçındı ama güç olarak benimle aynı seviyedeydi.
It'll be fine... When I faced a Night Raid member before he didn't accept my challenge. But I could tell he was about as strong as I am.
Molly's II'nin adı hariç size parayı halledin diye 8 hafta verdim. Hiçe saydım her şeyi.
I gave you guys eight weeks to make money out of the name "Molly's II." That was a challenge.
Davranışlarındaki tüm yönler ister olağanüstü, ister şahane, ister yalnızca alışılmadık olsun bunlar, onların zorluklara göğüs germe şeklidir.
Every aspect of their behaviour, whether it's spectacular or beautiful or simply extraordinary is their way of meeting a particular challenge.
Bir çok hayvan Dünya'ya gözlerini açtıkları gün, ve hatta saatler içinde... en büyük zorluklarıyla karşılaşıyorlar.
Many animals face their greatest challenge within days or even hours of entering the world.
Bu civcivler gelecekte daha büyük tehlikelerle karşılaşacaklar. Ama daha iki günlük olmalarına karşı yaşamlarının en büyük zorluğunu aştılar.
These chicks will face more dangers in the future, but only two days old they've already survived the greatest challenge of their lives.
Tehlikeyi yemekten ayırmak yavru için zor iş.
The youngster's challenge is to distinguish danger from dinner.
Özgürlüğe kavuşmak için yeteri kadar talihli veya becerikli olan hayvanlar, şimdi yeni bir zorlu görevle yüzleşiyor - yetişkinler dünyasındaki rekabeti öğrenmek
Animals fortunate or skilful enough to reach independence now face a new challenge - learning to compete in the adult world.
Günde 50 mil'den ( 80 km ) fazla yol katederek bu uçsuz bucaksız, beyaz araziyi geçen küçük beyaz tilki gerçek bir zorlu çekim oldu.
A small white fox that can cover more than 50 miles a day across this vast, white landscape is a real filming challenge.
Rolf başka bir görevdeydi, bu yüzden kameraman Justin Maguire bu zorlu işi alıyor.
Rolf was busy on another assignment, so cameraman Justin Maguire takes up the challenge.
Sürü birbirinden güç alarak baş düşmanlarıyla yüzleşebilir.
By sticking together, the pack can see off the challenge of their archenemy.
Bu kararla, yaşlı şempanzenin imzaladığı ittifak bir gün onları sürünün en baskın erkekleri haline getirecek kadar güçlü yapabilir.
With this decision, the older chimp has sealed an alliance that one day may make them strong enough to challenge the troop's dominant males.
Bu Yaşam Öyküsünde karşılaşılabilecek bir sonraki mücadeledir.
That is the next challenge to be faced in Life Story.
Bağları çoğu hayvanınkinden çok daha uzun sürse de yavrularını sağlıklı ve güvenli tutmanın zorluğu diğer birçok aile ile aynıdır.
Although the length of her commitment is longer than for most animals, she shares with many other parents the same great challenge - keeping her offspring healthy and safe.
Bıraksalar sabaha kadar atışabilirdik ama görevimiz gelmişti.
We could have bickered forever but at this point our challenge arrived.
Görevimizin görünürdeki basitliğinden etkilenmiş bir şekilde V8'leri çalıştırdık.
Amazed at the apparent easiness of our challenge, we fired up the V8s..
Yol arabasının karnı doyduktan sonra 209 km'lik basit görevimizi tamamlayacağız gibi görünüyordu.
With the muscle car fed, it looked like we were going to complete our simple 130-mile challenge.
Teşekkürler, görevimiz geldi.
Thank you, this is the challenge.
Destansı bir mücadeleydi.
It was an epic challenge.
Aman kötü bir talihsizliğe uğramasın da tek, nezaketsizliğinden teşrif etmemiş olsun.
who may I rather challenge for unkindness than pity for mischance.
Ya Pollock dürtüyü terse çevirseydi?
What if Pollock had reversed the challenge?
Olay otomatik olarak davranmak değildir.
The challenge is not to act automatically.
Bu ülkenin tarihindeki en büyük sorunu çözmeliyiz...
We must tackle the greatest challenge in the history of this country...
Makinelere karşı gelecek bir direniş olmayacak.
There won't be a resistance to challenge the machines.
Ama bir Buz Kovası Mücadelesi değil.
Yeah, well, an ice bucket challenge this isn't. So what's his end game?
- Pekala Max.
Do you have such a challenge?
Yeni mücadele markamız.
It's our new challenge coin. Thank you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]