Charge traducir inglés
24,586 traducción paralela
Hücum!
Charge!
Ve bunlar bizden.
Oh, and, uh, all free of charge.
- Sizden mi?
- Free of charge?
- Blake, 200'e şarj et.
- Blake, Charge the paddles to 200.
Cerrahi personelin lideri olarak sorumluluğu üzerine almalısın.
As the leader of this surgical staff, you need to take charge of it.
Bir lider olarak, tarafsızlık eksikliğimi gidermek için konuyu incelemek üzere danışma kurulu toplama sorumluluğunu üzerime alıyorum.
As a leader, I am taking charge of my lack of impartiality by convening an advisory panel to review the matter.
Güzel, 100'e şarj et.
Good. Charge to 100.
150'ye şarj et.
Okay, charge to 150.
Sorumluluk sende Jasmine.
And, Jasmine, you're in charge.
Artık sorumluluk bende.
I'm in charge now.
Artık yetkili benim.
I'm in charge now.
Maura kes şunu,... yoksa bizden tekrar bornoz parası alacaklar.
Maura, stop it, or they're going to charge us for the robes again.
Ölmüş olsa bile para alıyorlar mı?
They charge you even if you die?
Ne yazık ki savcılık Claire'i cinayetle suçlamak için yeterli delile sahip olduğumuza karar verdi.
Unfortunately, the D.A.'s decided we have enough evidence to charge Clair with murder.
Savcılık seni suçlamaya karar verdi.
The D.A. has decided to charge you.
Bunu çözene kadar, seni yasadışı silah bulundurmaktan tutacağız. - Akıllı ol...
Well, we're gonna hold you on an illegal firearms charge while we check that out.
Beni tekrar suçlayamazsınız.
Well, you can't charge me again.
Genelde böyle bir durumda servet kazanırdım ama bugün cömertliğim tuttu.
Usually, a situation like this, I would charge a fortune. But today, I'm feeling so generous
- 150'ye şarj et.
Charge to 150.
200'e şarj edin.
Charge to 200.
- 250'ye şarj edin.
Charge to 250.
250'ye şarj edin.
Charge to 250.
İki ameliyatımı erteledim ve DeLuca'dan ameliyatlı hastalarıma bakmasını istedim.
I canceled my last two surgeries and left DeLuca in charge of my post-ops for this? !
Fakat içki yok, gazlı içecekler de aynı fiyat.
But no booze, and we charge the same for sodas
Uyuşturucu cezasını düşünüyorken, savcının Karim'i yanlış aksettirme ihtimalini anlatalım...
I was thinking about the drug charge, how if we could prove Karim's public defender provided ineffective assistance of counsel...
Taşımadan dolayı olan cezayı düşüreceğiz.
Drop the original charge to possession only.
Sayın Yargıç, Bay Assaf aylar önce suçunu kabul etmişti.
Your Honor, Mr. Assaf pled guilty to this charge months ago.
Mr. Assaf, daha önce suçu kabul edip şimdi ise bu suçu işlemediğinizi söylemeniz, doğruluğunuzu şüpheli duruma düşürdü.
Mr. Assaf, it troubles me deeply that you pled guilty to a distribution charge you're now saying you did not commit.
Eğer yeteri gücü üretebilecek kadar karınca bir araya gelirse...
Enough of these ants together could generate a powerful enough charge to...
Eğer karıncalar hızlandırıcıya ulaşıp yeterli gücü yaratırsa dev bir füzyon reaksiyonu yaratır.
If all these ants make it to the accelerator and generate a strong enough charge, they could create a runaway fusion reaction.
Bardağın içine karşılığında ücret alabileceğim bir şey istemez misin?
You want anything in that glass that I can charge you for?
Yalnızca sen dönene kadar yetki bende.
I'm only in charge until you return.
Sorumlu olduğunda neler yapabileceğini.
For what you could do if you were in charge.
Burada hiçbirimiz hiçbir şeyden sorumlu değiliz.
None of us are in charge of anything around here.
Ofis alanı için senden ne kadar para alıyorlar?
So what do they charge you for office space around here?
Yetkili birisiyle konuşup olanları anlatacağız.
We talk to someone in charge and we tell them what's going on.
Amish Pansiyonu'na ödeme yapılmış.
There's a charge here for Amish Bed And Breakfast.
Artık yetki bende.
I'm in charge now.
Beni tutuklaman gerek, suçlamada bulun, işi resmiyete dök.
You'd have to arrest me, bring some kind of charge, make it official.
Suçlamaları düşürebilir misin, ne dersin?
Do you think you could drop the charge? The receiving thing?
Onu suçlamak için elimizde delil yok.
We've got nothing to charge him with.
Hiç öyle algılanmayacak. Setın aldığınız insanlar, özellikle buraya çalışmaya gelecekler olanlar seni ya da Donna'yı yetkili olarak görmek isteyecekler.
And the people that you're buying, especially since they're coming to work here, need to view you and Donna as the ones in charge.
Bu onlara kimin yetkili olduğunu gösterecek.
That's how you show them who's in charge.
Yani ücretlendirmeyeceksin sanıyordum.
I mean, I thought you weren't going to charge.
Elbette ücretlendireceğiz.
Of course we're gonna charge.
Ben sadece şey demek istiyordum... Bence kullanıcı versiyonunu ücretlendirmemelisiniz.
Uh, I just wanted to say that... that I don't think you should charge for the user version.
İnsanlara onlardan para istemeyeceğinize dair söz verdiniz.
You made a promise to people that you wouldn't charge them.
- 200'e şarj edin.
- Charge to 200.
Çabuk ol.
Charge it up.
MARY'NİN TIBBİ VERİLERİ RADLEY SANATORYUMU Mary'nin bakımından Jessica sorumluymuş.
Jessica was in charge of Mary's care.
Bizim yetkili olduğumuzu biliyorlar.
They know we're in charge.