English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Chips

Chips traducir inglés

4,398 traducción paralela
Ben o paketi alsam nasıl olur, sen de artakalan kırıntıları alabilirsin?
How about I get the bag of chips, and you can have my leftover crumbs?
Şey yapsan nasıl olur.. yoldan çekilsen ve benim o paketi almama izin versen?
How about you just... you just get out of the way, and let me have the chips?
Bu patatesleri cips yapmayı unutmuşlar sanki.
Looks like they forgot to turn these potatoes into chips.
Altı farklı cips aldım.
I got six different kinds of chips.
Riskte olan çok şey var.
There's a lot of chips on the table.
Güvenlik de epey sıkıdır. Çalışan kimliklerinde RFID izleme çipleri mevcuttur.
Security is tight, right down to the RFID tracking chips in the employee ID.
Kimlik kartlarındaki çipler sağ olsun binadaki her çalışanın yerini görebiliyorum.
Thanks to the chips in the ID cards I can see the location of every employee in the building.
Onlar oyunda ki tüm fişleri aldı, ben hiç bir şey almadım.
They got all the chips in the game, I got none.
Büyük patates cipsim var.
I have blue ranch potato chips.
Fişlerini bırak ve toz ol.
Leave your chips and go.
Anladım. Bu işte gerçekten o kadar para var mı? Yoksa bu da Let's'le yaptığın sponsorluk anlaşmasına mı dönecek?
Is there really that much money in this, Dean, or is it like that endorsement deal you made with let's potato chips?
Let's patates cipsini kap. Let's doğru seçim...
♪ Let's grab potato chips, Let's do it right... ♪
Britta, cipsimiz azalıyor.
Britta, we're running low on chips.
Sadie Hawkins balosuna abur cubur... denetmeni olarak gidip, rastgele kontrol edeceğim... ve cipslere el koyacağım.
I go over to the Sadie Hawkins dance as the snack inspector, doing random spot checks, and confiscate their chips.
Ya da tedarik dolabına gidip biraz daha... cips getirebilirsin.
Or you could just go to the supply closet and get some more chips.
Bilimin gerçekten gelişmesini istiyorsak, insanların kafataslarına çip takılmalı ve aptalca bir şey söylediklerinde patlamalı.
If we really want science to advance, people should have chips implanted in their skulls that explode when they say something stupid.
Gözlerime bakıp elimi tutacak ve bana buz parçaları vereceksin. Sadece bunu yapmanı istiyorum zaten.
You'll be looking into my eyes and holding my hand and feeding me ice chips, and that's just where I want you, just there.
Benden iletici parçalardan ve küçük kablolardan bir sandalye yapmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to make a chair out of transistor chips and small wires?
Seni de, balıklı patates kızartması herif.
I've warned you, Mr Jellof Rice, and you, Mr Fish-and-Chips!
Barbie'ye yardım ediyor. Bütün parasını kaybeden tarafa yatırıyor.
She's helping Barbie, throwing in all her chips on a losing hand.
Balık ve patates kızartması.
Fish and chips.
Eğer çikolata parçacıklı kek pişiriyorsan çikolata parçacıklarını kekin tamamına eşit bir şekilde dağıtman gerek.
Well, it's just that if you put out a chocolate chip muffin, the chips should be evenly distributed throughout the muffin.
- Cips yemeyeceğimiz kesin, dostum.
- Not chips, my friend.
Beni pek iyi tanımıyorsun ama tuvalet penceresine tırmanıp... yanımdan kaçmaya çalıştığında, erkekliğim zedeleniyor.
You don't know me very well, but each time you crawl out a bathroom window to escape my company, it chips away at my masculinity.
Ama önce, çalışma katındaki işçilerin kontrol çiplerini kapat.
But first, shut off the control chips to the workers on the factory floor.
Tıpkı kafalarında bulunanlar gibi, bu fabrikada ürettikleri çipler sadece bir başlangıç Hector.
The chips in their heads as well as the chips that they are making in this factory is simply the beginning, Hector.
- Buz parçaları istiyormuş.
- She says ice chips.
Şey, cipsleri bitirebilirsin.
Well, you can finish the chips.
Evet, devamlı senden geçindiğim için en azından sana biraz cips getireyim dedim.
Yeah, well, I'm always eating your snacks, so I figure the least I can do is bring you a bag of chips.
Öldüren çipler, polimer maskeler, değişik zehirler, hepsini MDK tedarik ediyordu.
Kill chips, polymer masks, crazy poisons, all of it supplied by MDK.
Phyllis öpücüklerin öyle tatlı ve gözeneklerin mısır cipsi gibi kokuyor.
Oh, Phyllis, your kisses taste so sweet and your pores smell like corn chips.
Bize de bir paket cips alır mı dersin?
You think he's gonna buy us a bag of chips?
Bir adet patates cipsiyle bir paket kondom efendim.
A bag of potato chips, sir, and a box of condoms.
26'daki mantak uyumuş koca bir torba cipsi var.
So, the creep in 26 fell asleep and he has a huge bag of chips.
Şu cipsleri çalıyorum ben.
I'm stealing those chips.
Hamburger, sosisli sandviç, patates kızartması.
Hamburgers, uh, hot dogs, pop, chips.
Benim cips masada.
My chips are on the table.
Orada çipleriniz memnuniyetle kabul görecek iken bu işletme tadilat nedeniyle kapalı olacaktır.
Your chips will happily be accepted there while this establishment is closed for renovations.
- Bu cipsleri atıştırıyorum o yüzden.
Well, that's'cause I'm snacking on these chips.
- D çipleri.
D chips.
Yarın sabah patates kızartması ve yumurta eşliğinde Sun gazetesini... okuyacak olan amcıklar sizsiniz ama.
You're the arsehole who's gonna be reading the Sun over your egg and chips tomorrow!
Şanslı günündesin. Onları da CIA ile pazarlık ederken kullanabilirim.
I could use some bargaining chips with the CIA.
Yağlı balık ve patates kızartması da var. Eğer yemek istersen.
Greasy fish and chips if you're hungry, too.
Para hesabı için pulları masadaydı ama arabadan daha fazlası çalındı.
His chips on the table, cash to match, more stolen from the cart.
Palermo Kumarhanesi'nde Four Kings pullarıyla oynuyormuş.
He was at the Palermo Casino, playing with Four Kings chips.
Hadi ama, şehirdeki her kumarhaneyle iletişime geçip Four Kings pullarını aratacağımızı düşünmedin mi?
Come on, you didn't think we'd have every casino in town looking for these Four Kings chips?
Bu pulların hepsinin kendine has dijital teşhis numaraları var.
Each one of these chips has its own digital identification number.
Bu pullar dün büyük oyun odasında arabaya konulurlerken taranmışlar.
And these particular chips were scanned last night as they were being put on a cart for the Rialto Room.
Soygundan sonra bir saat içinde şehirdeki tüm kumarhanelere o pulları aratmıştık ama çok geç kalmışız. Adam direkt nakit paraya çevirmiş.
Within an hour of that robbery, we had every casino in town looking for those chips, but we were too late- - he cashed'em in immediately.
- Buz parçaları.
- Ice chips.
Plastik.
Chips are fake, too.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]