Cinéma traducir inglés
2,186 traducción paralela
The Blob'u izliyorduk ve... sahnede blob sinemadan dışarı taşıyordu. Abim birden başladı :
We're watching the Blob, and the scene were the Blob is oozing out of the cinema, my brother goes :
- Sinemada neler oldu?
- What happened at the cinema?
Sinemayı öldürüyorlar.
They're killing cinema.
Mmm... Peki, yanında çok hoş bir kızla gelecek sefer sinemaya gitmek sana nasıl hissettirirdi?
Um... well, uh, how would you feel about taking a "very nice" girl along with you the next time you went to the, uh, the cinema.
Sinemaya da gideceğiz senle.
We'll go to the cinema.
Sinemaya gidemez misiniz?
Can't you go to the cinema or something?
Görüşmem gereken bir Alman var... Sağ ol. ... ve senin Alman sineması hakkında bilgili olduğunu biliyorum.
Okay, so there's this German guy that I'm trying to woo- - thank you- - and I know you know all about German cinema.
Avrupa sineması sayesinde canlandı.
He totally revitalized European cinema.
Çeviri : sadness İyi seyirler
Cinema Service Presents in association with Cl Entertainment A Cinema Service Pollux Pictures Production
Evet, spor salonu.
I mean, it's hard being alone, isn't it? Even the cinema.
Sinema zevki biraz daha iyiymiş!
Taste in cinema appears to be much lighter.
Sonra da entelektüel sinema üzerine sohbetler.
Then conversations about intellectual cinema.
Fransız Ordusunun beyazperde bölümü savaş ganimetinin gösterişini yapıyordu :
The French Army's cinema department showed off the spoils of war - bicycles.
Sinema boşaldı.
The cinema is empty.
Görüyorsunuz bütün kötülüklere sahibiz. Canavar içimizde mevcut ama biz kötü denince, sinemadakiler gibi şeytani yaratıklar ve karanlık figürler görmeyi bekliyoruz
You see, we all have demons, so to speak, we all have inner demons in our lives but we expect to see devilish monsters or dark apparitions when you think of a demon kind of like what you see in the cinema...
Sinemana bayılıyorum.
I adore your cinema very much.
Senin gibi genç bir kızın sinema sahibi olması nasıl bir şey?
How is it a girl as young as you owns a cinema?
Pekala sinemasever bir arkadaşla sohbet etmek bir zevkti.
Well it's been a pleasure chatting with a fellow cinema lover.
Burası sizin sinemanız mı?
Is this your cinema?
Ve o tüm yemek boyunca sizden ve sinemanızdan bahsetti.
And he spends the entire lunch speaking of you and your cinema.
Ne de olsa bir sinema yönetiyor.
After all, she does operate a cinema.
Size söylemeye çalıştıkları şey Emmanuelle, Er Zoller yemekte son bir saati Mösyö Goebbels'i ikna etmeye çalışarak geçirdi. Er Zoller'in filminin galası için yapılan planların iptali ve galanın sizin sinemanızda yapılması için.
What they are trying to tell you, Emmanuelle, is Private Zoller has spent the last hour at lunch trying to convince Monsieur Goebbels to abandon previous plans for Private Zoller's film premiere and change the venue to your cinema.
Pekala, asker arzunuzu yerine getirmek istiyorum ama karar vermeden önce bu genç hanımın sinemasında bir film izlemeliyim.
Well, Private... though it is true, I'm inclined to indulge you anything... I must watch a film in this young lady's cinema before I can say, yes or no.
Evet genç hanım, bu gece özel bir gösterim için sinemanızı kapatmalısınız.
So young lady, you are to close your cinema for a private screening tonight.
Benim için sinemamın sürekli müşterisiydi sadece.
To me... the Private was simply just a patron of my cinema. We spoke a few times but... Mademoiselle, let me interrupt you.
Evet, Emmanuelle söylesenize nasıl oluyor da sizin gibi genç bir kadın sinema sahibi oluyor?
So, Emmanuelle explain to me how does it happen, that a young lady such as yourself, comes to own a cinema?
Sinema sahibi olmanızın nedenini anlatıyordunuz.
You were explaining the origin of your cinema ownership.
Sinema aslen teyzem ve enişteme aitti.
The cinema originally belonged to my aunt and uncle.
Sinemayı açmalarından itibaren teyzem ve eniştemle birlikte çalıştı.
He worked with my aunt and uncle since they opened the cinema.
İtiraf etmeliyim, bu sinemanın mütevaziliğini seviyorum.
I must say, I appreciate the modesty of this cinema.
Sinemanız saygı uyandırıyor, kilise gibi.
Your cinema has real respect, almost church like.
Sinemayı Nazilerle doldurmaktan sonra da yakıp kül etmekten.
Filling the cinema with Nazis and burning it down to the ground.
Nazi gecesinde sinemayı yakıp kül edeceğim.
I am going to burn down the cinema on Nazi night.
Ve eğer sinemayı yakacaksam ki yakacağım ikimiz de biliyoruz ki bunu tek başıma yapmama izin vermezsin.
And if I'm going to burn down the cinema which I am we both know, you're not going to let me do it by myself.
Yirmilerde Alman Sineması Araştırması.
A Study of German Cinema in the'20s.
3. Reich İmparatorluğunun himayesindeki Alman sinemasına aşina mısın?
Are you familiar with German cinema under the Third Reich?
Goebbels yaptığı filmleri Alman sinemasının yeni çağı olarak görüyor.
Goebbels considers the films he's making to be the beginning of a new era in German cinema.
20'lerin Yahudi-Alman entelektüel sineması ve Yahudi kontrolündeki Hollywood dogması olarak nitelendirdiği sinemaya bir alternatif.
An alternative to what he considers the Jewish-German intellectual cinema of the'20s, and the Jewish-controlled dogma of Hollywood.
Sinema salonu değişti.
The cinema venue has changed.
Yeni seçilen sinema Ritz'ten oldukça küçük.
The cinema it's been changed to is considerably smaller than The Ritz.
Çok güzel bir sinemanız var.
You have a beautiful cinema.
Alman sinemasına tekmeyi basmanın yan etkisi, hiç şüphesiz.
A by-product of kicking ass in the German cinema, no doubt.
Her neyse tek yapmam gereken şuradaki telefonu kaldırmak sinemaya haber vermek ve planın kaput.
However, all I have to do is pick up this phone right here, inform the cinema, and your plan is kaput.
Bu sinemanın müdürü siz misiniz?
Are you the manager of this cinema?
Sinema tarihinde mi?
In the history of cinema?
David, bu film çok modern tıpkı değişen sinemanın'Yeni Dalga'akımı gibi. Gerçi, ben hiç sinemaya gidip, Yeni Dalga tarzı film görmedim ama.
Now, David, this film is very advanced- - just like the way that the New Wave changed cinema, although I never did get out to see the New Wave.
Sinemaya biletim var.
Got a free entry to the cinema.
Sinema günümüzde kriz içinde.
Le cinema today is in a crisis
Contini'nin İtalyan sinemasını seviyorum!
Contini's Cinema Italiano
Onun yaptığı İtalyan sinemasını seviyorum!
I love his Cinema Italiano
Bana İtalyan sinemasını hissettiriyor.
He makes me feel With Cinema Italiano