City traducir inglés
56,556 traducción paralela
Onlarla beraber şehirde kısıtlı kaldık ama onları nasıl bulacağımızı bilmiyoruz.
We will figure this out. So we're stuck inside the city along with them now, but have no way of finding him...
Luke, kurtadam sürüsü lideri ve New York polisi, ve Jace, Izzy, Alec, yaşayan en cesur üç Gölge Avcısı.
Luke, a werewolf pack leader and New York City cop, and Jace, Izzy and Alec, three of the bravest Shadowhunters alive.
Büyücülerim çatıda, Valentine'ı şehirde tutmak için... korumayı sürdürmeye çalışıyor.
My warlocks are on the roof, holding up the wards to keep Valentine in the city.
Valentine hâlâ şehirde olmalı.
Valentine must still be in the city.
Gruplar, tüm şehiri sokak sokak arıyor. Onu bulacağız.
Teams are out doing block by block sweeps throughout the city.
Şehirdeki tüm kurtlar onu arıyor. to understand why you're wasting time kidnapping werewolves when you should be out trying to find him yourself.
Every wolf in the city is looking for him, which is why I'm struggling to understand why you're wasting time kidnapping werewolves when you should be out trying to find him yourself.
Tüm şehre yayılın.
Spread beyond the city.
Şehir saldırı altındayken gidemem.
I can't leave when the city is under assault.
O zamanlar şehirde çalışıyordum...
Well, I was working in the city at the time, so...
Seksenlerde şehirde çalışsaydınız bunu bana sormazdınız.
If you'd worked in the city in the'80s, you wouldn't have to ask me this.
O dönem şehirde çalışıyordum, bu yüzden...
I was working in the city at the time, so...
Seksenlerde şehirde yaşamak nasıldı?
The City in the'80s?
80'li yıllarda şehir söyledikleri gibi tehlikeli bir yer miydi?
The city in the'80s, was it really as brutal as everyone says?
Şehirde yaşayan Kuşaklıyım ben.
I'm more of a city Belter.
Lisansüstünü şehirde okudum. Lisansı Stanford'da.
Went to grad school in the city, undergrad at Stanford.
Salem bu ülkenin en zengin şehri olana kadar büyüyüp gelişeceğiz.
We will not only survive all, we will prosper and grow until Salem is the richest city in this nation, with an influence that spans the globe.
Bu akşam şehirde işimiz var.
We've got plans in the city tonight.
Gazeteciyim de, şehirdeki müzik hakkında haber yazıyorum.
I, uh... I'm a journalist, and I'm writing a story on music in the city, and I was hoping to speak to her band.
Haftaya şehirde güzel bir otelde bir gece ayarladım.
I booked us a night in a nice hotel in the city next week.
Bana bütün şehir, kasaba, göl, orman ve dağları ezberletti.
Made me memorize every damn city, town, lake, forest, and mountain.
♪ Şehrin caddelerinden bir bir geçti ♪
♪ He rode through the streets of the city ♪
Şehir bir güne kalmadan düşer.
The city will fall within a day.
Şehrin dört bir yandan sararak başkenti kuşatacağız.
We will lay siege to the capital, surrounding the city on all sides.
Şehri yabancılarla kuşatırsak onu haklı çıkarmış oluruz.
If we besiege the city with foreigners, we prove her point.
New York City nasıl gidiyor?
How'bout New York City?
Hatta bütün ülke o kadının programını izliyor.
The whole city... no, the whole country... watches her show.
O zaman özel röportajımızı bu Cuma belediye binasında canlı yayında yapalım.
Then I think the exclusive interview should happen here at city hall this Friday, live.
Bu şehrin insanları resmen birer köle.
The people of this city are slaves.
Merhaba Gotham!
Hello, Gotham City!
O ve bu şehre veba gibi yayılan insanlar.
He and all the other human garbage that plague this city.
Bu şehri Theo Galavan denen o deli adamdan kurtardım.
I rescued the city from the madman, Theo Galavan.
Bu şehrin de buna ihtiyacı vardı zaten.
That's all this city needs...
Şehir kendi kendini yönetiyor zaten.
The city runs itself.
Şehrin her yerine yayılmışlar.
They're all over the city.
Peygamberimiz bize hepimizin birer tutsak olduğunu bizi sevmeyen bir şehre kölelik ettiğimizi söylemişti. Fakat bu gece... Bu gece yükseliyoruz.
The Prophet told us that we're all prisoners, slaves to a city that doesn't love us, but tonight... tonight we rise up.
Bu şehrin her taşını yıkarım!
I will tear this city apart brick by brick!
Bir sonraki emre kadar Gotham'da... sokağa çıkma yasağı vardır.
A curfew is in effect in Gotham City until further notice.
Şehir kırılmadan önce daha çok esneyecek.
The city will bend long before it breaks.
Belediye binasını aradığında, yetkili kimse yok.
You call down to city hall, and literally no one's in charge.
Şehir kocaman bir yanan çöp bidonu.
The city's one giant Dumpster fire.
Jorome herkes istediğini yapsın diye şehri karanlığa gömeceğini söyledi, değil mi?
Jerome said he wanted to plunge the city into darkness so people could do what they want, right?
Birkaç düzine beyni yıkanmış manyak şehri sonsuza dek rehin alamaz.
A few dozen brainwashed maniacs can't keep the city hostage forever.
Bu acınası şehre diz çöktürdük.
We brought this miserable city to its knees.
Tüm şehre bir kötü ve bir katil olduğunu duyurdun.
You just announced to the entire city that you are a villain and a murderer.
Şehir kaosun eşiğinde.
This city is on the brink of chaos.
Bizim tarafımızdan arındırılıp yeniden yapılabilsin diye... A weapon intended to be unleashed on Gotham... Gotham'da zincirleri kırmak için bir silah. so that the city may be cleansed and rebuilt by us.
A weapon intended to be unleashed on Gotham so that the city may be cleansed and rebuilt by us.
Divan'ın şehri yok etmek için kullanmak istediği bir silah.
A weapon the Court intends to use to destroy the city.
Şehrin arınması gerektiğine inanan yüksek rütbeli üyelerin fanatiklerin oluşturduğu sınırlı sayıda kişi.
It's limited to a number of high-ranking members, fanatics who believe the city needs to be cleansed.
Şehrin geçmişinde iki kez Gotham'ı yerle bir ettiler.
Twice in the city's history they've laid waste to Gotham.
Şehri yok etmeye yarayan silah bugün gönderdiği yeni bir dertti.
The weapon intended to destroy the city... that's a new wrinkle he threw at me today.
Divan'ın şehri geçmişte iki kez yerle bir ettiğini söyledi.
He says the Court has destroyed the city twice before in its history.