Ciğer traducir inglés
606 traducción paralela
- Kedi ciğer meselesi.
- Sour grapes, kid. Sour grapes.
Baba sana ciğer verecek.
Papa give you liver.
Ciğer hapı falan istemiyorum.
- Take a liver pill.
Ciğer ve pastırma.
liver and bacon.
Gulaş'ı tavsiye etmem, fakat paprika ciğer... tam savaştan önceki gibi!
I don't recommend the goulash, but the paprica liver... simply prewar!
Ellerinde güzel ciğer varmış...
They got a nice piece of liver...
Jambon mu ciğer mi?
Ham or liverwurst?
Sosisli sandviç değil, ciğer.
Not hot dogs, liverwurst.
- Ciğer hapı. Balayında kim ciğer hapı görmek ister ki?
What we want is romantic places, beautiful places, places George wants to go.
Size çeşitli sandviçler verebilirim. Pastırmalı ya da jambonlu yumurta, ciğer, biftek...
Well, I can give you any kind of sandwiches, bacon and eggs, liver and bacon, ham and eggs, steaks...
Nasıl bir ciğer bu, körük gibi!
Gracious, what lung power.
Patron, sen de koş ciğer al.
Boss, you run and get some liver.
Çelikten kaslar, demirden ciğer, ve insan üstü bir güç.
steel muscles, iron lungs and superhuman strength.
Ayrana ve ciğer sosisine ve her şeyin dünkü gibi yerli yerinde olması şerefine.
To buttermilk, and liverwurst, and getting things back to how they were yesterday.
Ah bu çocuğun ciğer sorunu yok mu!
That boy with his lung!
Çeşitli sandviçler, Yumurtalı domuz böğrü, Yumurtalı Jambon ve ciğer var.
There's assorted sandwiches, eggs and bacon, eggs and ham, liver -
Yumurtalı domuz böğrü, Yumurtalı Jambon, ciğer ve biftek var.
There's eggs and bacon, eggs and ham, liver and bacon, steak.
Bir porsiyon da ciğer tava.
And fried liver for one
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler.
There was fried chicken, all right, and also pâté de foie-gras sandwiches, and a view.
Şuna bak - ciğer güveç.
Look at that. Liver casserole.
Demek ciğer var.
Liver, eh?
Onlar anca ciğer tava bilirler!
But they only know guts Venetian style, with onions!
Ciğer ezmeli?
Cheese?
Ciğer ezmeli.
Chopped liver?
Peki buna ne dersin, ciğer sote?
This is it? ? H?
Jambon, peynir ve ciğer ezmesi var.
I have some ham and cheese and liverwurst.
Ciğer, tavuk, ciğer ve tavuk.
I've got liverwurst, liverwurst, chicken and liverwurst.
- Tavuk, ya da ciğer?
- Chicken or liverwurst?
Ciğer çorbasına ne dersin?
How about giblet soup?
Burada biftek var ve ciğer ve de çok kötü kokulu peynir.
And there's corned beef and liverwurst and some of that wonderful smelly cheese too.
Matmazel Sabine'e öğle yemeği için ciğer ve...
You can give Sabine some calves liver for lunch...
Ren soslu biftek ve ciğer istiyorum.
I'll have the pâté and the Rheinischer Sauerbraten.
Ciğer ve meyve salatası.
It's fried liver and fruit salad.
Ciğer yeterliliği % 50 daha iyi.
Lung efficiency, 50 percent better.
- Eskisi kadar can ciğer değiliz.
We are not as friendly as we used to be.
Bir ciğer krizi!
A liber attack.
Öğle yemeği için ciğer yapayım mı?
Calves's Liver for Lunch?
Ciğer kızartacağım.
I'll do Liver.
Pekâlâ, ciğer yap öyleyse.
Very well, Liver then.
Her sabah kahvaltıda sandalyesinin altına ciğer ve pastırma koyup dolaba girer.
For breakfast every day, Ken places a plate of liver and bacon under his chair, and locks himself in the cupboard.
- Bir ciğer için 500 dolarmı?
- Five hundred dollars for a liver?
Bilirsin işte, Jenny'nin bahsettiği şu ciğer doktoruna.
You know, that liver doctor that Jenny told me about?
Ama kediye ciğer emanet etmek aptallık olur.
But it's a fool farmer let the weasel travel in the chicken coop.
- Biraz ciğer ezmesi Albay?
- A little foie gras, Colonel?
Ciğer salamı mı, efendim?
Liverwurst, sir?
Jim Bridger'i, Kit Carson'ı, Ciğer Yiyen Johnson'u tanırdım.
Knew Jim Bridger, Kit Carson, Liver Eatin'Johnson.
İşte ciğer ezmem mangalda hindi ve sonrasında dinlenmek.
There's my pâté... charcoal-grilled turkey and the rest.
Yemek için ciğer ve spagetti var.
We got liver and spaghetti for dinner.
Çocuğun biri ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri verip adına "kanape" dedi.
A kid gives me a Ritz cracker with chopped liver and says "canapés".
- Ciğer hapı al o zaman.
- Her liver is probably upset.
Ciğer.
Liverwurst.