Code traducir inglés
17,921 traducción paralela
- Birisi onu kod için sıkıştırmış.
- Someone cornered him for the code.
Doktor Benning'in kilitlediği nanobot depolama cihazının şifresi bende.
I have the encryption code that you need to open the nanobot storage device Dr. Benning locked up.
Kirsten, Naomi Burke'e şifreleme kodunun onda olduğunu söyledi ve vermek için bir anlaşma yaptı.
Kirsten told Naomi Burke that she has the encryption code and made a deal to give it to her.
- Kodun çalıştığının ispatını görmeden parayı bize vermeyecektir.
- Twice. - She's not gonna hand over money without proof the code works.
2048 karakterli bir kodu kırmak ne kadar zor olabilir ki?
You guys are geniuses. How hard can it be to crack a 2048 character code?
Benning'in hatırasında kodu programlarken bir müzik duymuştum.
I heard music in Benning's memory when he was programming the code.
Kodu kuantum bilgisayardan flash diske atalım böylece bende Naomi'ye satabilirim.
Then we can download the code from the quantum computer onto a flash drive so I can sell it to Naomi.
Dur bir saniye. Et yiyen nanobot ordusunu salacak koddan bahsediyoruz.
We are talking about a code that could unlock a horde of flesh-eating nanobots.
Kodun çalıştığından emin olmalıyım.
I need to make sure the code works.
Kod olmadan birşey yapamıyoruz.
We've been at a standstill without the code.
Kod mu?
Code?
Belki de bir çeşit şifre ya da şablon falan vardır.
Maybe there was some kind of a code or a pattern.
Sana zaman vermekle ilgili sorun yok tabi bu'sana birşey söylemem gerekiyor'demek değilse.
I... I totally get it. I'm totally down with me time as long as it's not code for "There's something I have to tell you."
Hatalı bir kod olmalı.
It must be some sort of errant code.
Önceki bölümlerde "Code Black" te...
Previously on "Code Black"...
Önceki bölümlerde Code Black'te...
Previously on Code black...
Mors alfabesi bu.
It's Morse code.
Renk kodu denen bir şey var, Leanne.
There's a color code, Leanne.
Birleşmiş milletler telsiz kodu ne?
What's the UN's radio code?
Çok karmaşık bir şifreyle korunuyor.
It's protected by a very sophisticated code.
Şifreyi kırmak çok zor.
The code is too hard to break.
Güney'in sessiz kalmasına bakılırsa şifreyi henüz kıramadılar demektir.
Seeing that the South is quiet, they must have not broken the code yet.
BM'nin telsiz kodu ne?
What's the UN's radio code?
Hayır Sayın Yargıç ama yasada 3-7-2 kısmında izin verildiği üzere eğer atanırsam, davayı takip etmesi için zaten en başta davayı açmış olan Bay McBride'ı görevlendireceğim.
Uh, no, your honor, but code section 3-7-2 is pretty clear that if appointed, I would hire Mr. McBride to pursue the case which he's already started.
Emlakçı lisansı olan herkesin. Kodu sistemden alınabilir.
Anyone with a real estate license could look up the code, get into the lockbox.
Ajan şifreyi girerken görmüş olabilir, sonra istediği zaman oraya gitmiştir.
He could've seen the agent punch in the lockbox code, then gone back there any time.
İshal durumları.
A code brown.
Emlakçı annenizin şifresini kullanarak girebileceğiniz daireden söz ediyorum.
An apartment you could enter by using your real estate agent mom's access code.
Netflix ve aganigi'nin bir şifre olması gerektiğini biliyorum ama gerçekten seyretmek istediğim bir film var.
So, I know Netflix and chill is supposed to be code, but there really is a movie I wanted to see...
6 basamaklı şifrede kullanılmış.
Used in a six digit code.
Şirketi arayıp erişim kodunu alın.
Call the company and get the override code.
Bodrum pek modern değildi.
Basement wasn't up to code.
O da "Evet" dedi. "Çıkmadan önce MicroTAC kaynak kodunun bir kopyasını verebileceğini, bana yardım edeceğini söylemişti." dedim.
And she goes "Yes" and I go " Well, before she left, she said that you could help me get a copy of the MicroTAC source code.
Beş dakika sonra "Kaynak kodu buldum" dedi.
She said you would help me out ". About five minutes later she goes "I found the source code".
Radyo dalgaları gibi nispeten ucuz, düşük enerjili sinyaller üretebiliriz ve eğer uygun bir kod bulursak bilgiyi bir şekilde galaktik ve galaksiler arası mesafelere göndererek yayın yapabiliriz.
So these would be the kinds of signals that we could generate in the case of lower energy signals like radio waves relatively cheaply and we could broadcast, if we came up with a suitable code some way of transmitting information over galactic and intergalactic distances.
Zaman kodunun damgası.
The time code stamp.
Kuralına uygun olsun.
Let it be by the code.
Rus İmparatorluğunun Düello yasasından 1
From dueling Code of the Russian Empire
- Neerja Bhanot... - Neerja Bhanot... Doğru zamanda onlara kaçırılma kodunu verdi.
Neerja Bhanot who gave them the Hijack code at the right time.
Koduma müdahale yapmak için giriş yaptığın anda anlarım.
The moment you use the portal to interact with anything within my code, I will know.
Kodunu okuyorum, Harper.
I'm reading her code, Harper.
A.L.I.E. onu bulmak için tarama yapıyor Clarke'ın kodunu herkese yolluyor.
A.L.I.E.'s running a flush subroutine to find her, sending Clarke's code out to everyone.
Onun sayesinde kodum şu an 2. versiyonuma güncelleniyor.
Thanks to her, my code is now updating to version 2 of my program.
Kod neredeyse güncellendi.
The code is nearly updated.
Mesajlarını şifrelemek için kullandıkları kod.
The code they used to encrypt their messages.
Onun bir kod olduğunu sanmıyorum.
I don't think it's code.
Eminim bunu kodlaması için mesai ücreti ödemişizdir.
I bet we paid him overtime to code this.
Turing enigma kodunu kırdığında en azından elimizde birşey olur.
Turing didn't have much more when he cracked the enigma code.
Takımın Hunter tıkırdamalarını İngilizce'ye çevirmek için kodu yazmaya başladı.
My team are already writing code to translate hunter clicks into English.
Kodları kırmak gerçekten oyunun gidişiatını değiştirdi.
Cracking the code really is a game-changer.
Geciktiğin için bir program üzerinde çalışmaya başladım.
I'm sorry. Because you were late, I started working on some code.