Complications traducir inglés
1,236 traducción paralela
Karım dirençli görünüyor ama doktor sorunlardan bahsettiğinden beri çok acı çekiyor.
My wife appears so resilient, but I know she's suffered ever since the doctor told us about the complications.
Sarılık sonrasında bazı komplikasyonlar oluşmuş.
It's the complications from his hepatitis.
İlişkimizde karmaşık durumlar var.
There are complications in our relationship.
Tehlikeli bir oyun oynuyor.
There are complications in our relationship.
Yani, yıllardan beri senden bunu dinledim, bunun hakkında konuştuk... İstediğini elde ettin ancak bu sefer de sen kaçıyorsun... Ve... ve o senin ayağına geldi, sense ondan uzaklaşıyorsun.
I mean, for years I have listened to you - to you talk about... how much you want something exactly like this to happen to you... and - and when it comes, you - you walk away from it over a few very minor complications.
Herhangi bir sorun olursa hemen beni arayın.
So unless there are any complications, I shouldn't be seeing you until the 15th.
Yani kurtarma sırasında belki işler... planlandığı gibi gitmeyebilir. Seni ben korurum. Anlıyor musun?
God forbid that anything should happen but if there's any complications we'll take care of it.
Bir komplikasyon var mı Bay İek?
Any complications, Mr. iek?
Sanırım bazı komplikasyonlar meydana gelmiş.
I understand there were some complications.
İyileşme aşamasında bir komplikasyon çıkmazsa annen düzelecek.
So, barring complications in recovery, I think your mother's going to be fine.
- Zorluk oldu mu?
- Any complications?
- Olmadı.
- No complications.
Doğru mu bu? Bazı komplikasyonlar meydana geldi.
We've had some complications.
Ne gibi komplikasyonlar?
What kind of complications?
- Son dakikada bir engel çıkmazsa.
- Pending any last-minute complications.
Böbrek yetmezliği pek çok zorluklar doğurabilir.
Too many potential complications with your renal failure.
Görünüşe göre bazı komplikasyonlar oluşmuş.
Apparently, he developed complications.
Ne türden komplikasyonlar?
What kind of complications?
Evet ama bazı pürüzler var.
Yes, but there were complications.
Pürüzler mi...
Complications...
Fakat karışık şeyler vardı.
But there are complications.
Sadece birkaç pürüz çıktı hepsi bu.
I've had a few complications, that's all.
Diego ile olan bu karışıklık -... çalınan arabalar, onu kurtarmak -... bu bana çok zorluk çektirdi.
These complications with Diego- - the stolen cars, getting him released from the carcel- - this causes me much inconvenience.
Karmaşaya gerek yok.
We'll avoid complications.
Jonathan Trager, ESPN'in önemli haber yapımcılarından, geçen gece ruh arkadaşını ve nişanlısını kaybetmekten öldü.
Jonathan Trager, prominent television producer for ESPN, died last night from complications of losing his soul mate and his fiancée.
Çünkü bu senin normal bir çocukluk yaşaman ve duygusal karışıklıklara kapılmaman için gerekliydi.
Free of emotional complications.
Madhu taraması sürüyor çok kısa bir süre sonra, komplikasyonları öğreneceğim
Madhu's scanning is in progress In a very short while, we'll come to know the complications
Bunu yaşadığınızda, bedeninizde yeni komplikasyonlar oluşabilir. Hemen gelip beni görmelisiniz.
As soon as you feel that you may have any new complications within your body you should come to see me.
Katıldığım ve katılmadığım noktalara açıklık getirmek istiyorum. Doktorun, seçeneklerin zorluklarıyla ilgili görüşlerine katılıyorum.
To clarify what I agree with and what I do not I agree with the doctor about the complications of all the variations.
Karma tümör, komplikasyonlu.
A mixed tumour, with complications.
Basit oIdu. Kavgasız ve gürüItüsüz. - Patrick.
No mess, no complications, clean break.
- Gale'in yaşı nedeniyle komplikasyon riski büyük oranda artıyor.
- Because of Gale's age there's an increased risk of complications.
- Nasıl komplikasyonlar?
- What kind of complications?
Denemeye değer. Haydi. Komplikasyonları, ana damar açmaktan daha az.
Fewer complications than a cutdown.
Basitti. Komplikasyon çıkmadı.
No complications.
Bu tür sakatlıklar yüzünden ameliyat olan yaşlıların üçte biri,.. ... bir yıl içimle ameliyat sonrası komplikasyonlardan ölüyor. Paniğe kapıldı.
One third of the elderly who go under the knife for these kind of injuries die within a year from post-op complications.
Psikiyatride ameliyat sonrası komplikasyonların sorumluluğunu ben almam.
I'm not taking responsibility for post-op complications in the psych ward!
Karnındaki sorunları inceledim.
I examined her abdomen for post-op complications.
Sebep ne olursa olsun şunu anladım ki her son, yeni bir karışıklığa yol açıyor.
It made me realise every ending leads to new complications,
Bazı komplikasyonlar yaşadım.
I've had... complications.
Bazı komplikasyonlar oldu.
She's had complications.
Ve davamızın errafında gezen komplikasyonlar kabus gibiydi.
And the complications surrounding your case are a nightmare.
Karışıklık yok, ve tamam mı.
No complications, and that's okay.
Çeşitli şeyler oldu.
There's been complications.
Mary jeffries adında bir kadın... ikiz doğurdu... ama bir takım komplikasyonlar sonucu ertesi gün öldü.
A woman registered as Mary Jeffries gives birth to identical twins... but suffers complications during labour and dies the next day.
Rahatsız ettim, kusura bakmayın...
Sorry. Complications.
Bazı komplikasyonlar oldu.
There were complications.
Nereden olduğunu söylemediler. Annesi bir hastalıktan ölmüş.
Said the mother had died of complications.
- Belki de sadece dans etmek istiyorum.
Pretty smile with no complications? Maybe I'm just looking for a dance - -I admit it's possible.
- İnsanların hayatını kurtarıyorsun.
When it comes down to it, research is just trying to quantify the complications of the puzzle. - You help people, you save lives and stuff.
Jack, Jen.
Obviously, no sexual complications there any room should do. Jack, Jen.