English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Compton

Compton traducir inglés

497 traducción paralela
Taşıt B, Atlantik ve Compton'ın köşesinde. Sinyal açısı, 244 derece.
Car B at Atlantic and Compton, bearing 244 degrees.
Teğmen Compton, hanımefendi.
- Lieutenant Compton, ma'am. - How do you do?
Eğer bela arıyorsan Compton, şimdi sırası değil.
If you want to cause trouble, Compton, now isn't the time.
Compton!
Compton.
Compton'ı canlı gören son kişi kimdi?
It might help if I could establish who was the last to see Compton alive.
Onu canlı gören son kişi...
The last person to see Lieutenant Compton...
- Compton'ın düşmanı var mıydı?
Did Lt. Compton have any enemies you're aware of? - I don't think so.
Compton, Shirley'e hep kur yapıyordu...
It was because Compton was always making up to Shirley.
Sanırım Bay Ffolly Hardwicke sefil Compton'ın ve yanlış yönlendirilen gençlerin alçakça eylemlerini öğrendi.
Well, then I suppose it was the nefarious activities of the wretched Compton and his misguided lads that Mr. Ffolly-Hardwicke found out.
Yani Compton, Ffolly Hardwicke'i susturdu.
- So Compton silenced Ffolly-Hardwicke?
Peki Compton'ı kim öldürdü?
Well, then who killed Compton? - Well...
Compton, susması için Ffolly Hardwicke'i öldürdü.
Compton murdered Ffolly-Hardwicke to procure his silence.
Compton'ın suç ortağı da onu ganimet için öldürdü.
Compton's accomplice murdered him to procure the loot. Two murderers.
Aa! Compton'ın suç ortağı, suçu birlikte işlediği kişiyi daha gizli şekilde yok ederdi.
Surely Compton's accomplice would have chosen a more discreet way of disposing of his partner in crime.
Ffolly Hardwicke ve Compton'ı o öldürdü.
That he killed both Ffolly-Hardwicke and Compton from a motive that we don't yet know of.
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
I found this envelope in Compton's sea chest. It had been steamed open.
Compton, mütevelli heyetiyle yazışmaları niye açmak istesin?
Why should Compton wish to intercept a communication to the trustees?
Bu rakamların arkasında, bir tür hesap var, Compton yapmıştır, burada 33 sayısı görülüyor.
On the back, these figures. Some sort of calculation probably by Compton. But see here the number 33.
Compton, suç ortağı tarafından öldürüldü.
We're already pursing it.
Kızın, ganimeti Compton'ın kamarasından alan suç ortağı olduğunu kabul ediyorum ama bence Humbert da işin içinde.
I admit the girl must have been the accomplice. She must've been the one who took the loot from Compton's cabin. But I still think Humbert's mixed up in it somehow.
Belki de ona bilerek yanaşmış olabilir, bu şekilde o evlere giriş imkanına sahip olacak ve gerçek aşkı olan Compton'ı izleyebilecekti.
You know, it may be she made up to him deliberately in order to gain entrée into these houses so as to, as you would put it, case the joints for her real paramour Compton.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
I found this envelope in Compton's cabin after his death.
Compton da öyle ve böylece suç listesine şantajı da ekledi.
So did Compton who then added to his list of crimes, blackmail.
Şimdi Compton'un yerinden çıkıyorum.
I'm leavin'Compton's now.
Compton!
Compton!
Compton da yok.
Nor is Compton.
Compton'a ne olduysa, diğerlerini etkilemedi.
Whatever happened to Compton had no effect on anyone else.
Compton'ın kayboluşuyla bunun arasında bir bağlantı var mı?
is there a connection between this and Compton's disappearance?
- Compton.
- Compton.
Pekala, Compton.
All right, Compton.
Compton'la mücadelende, onun bazı hücreleri zarar gördü.
In your struggle with Compton, some of his cells were damaged.
Başkalarını da kendi hız seviyelerine çıkarabiliyorlar. Compton ve bana yaptıkları gibi.
They are able to speed others up to their level, as they did Compton and me.
Compton, tükenmişti.
Compton was burned out.
- Tıpkı Compton'ın olduğu gibi.
- Just as Compton was.
Compton gibi.
Just like Compton.
Merhaba, ben Denis Compton.
Hello. Hello, Denis Compton here. No...
Siz Tuğamiral Sör Dudley Compton musunuz?
You are rear admiral sir dudley compton?
Kimin hatası bu duvar gibi sağır karı... Dennis Compton'un mu?
Whose fault is it, you cloth-eared bint, Denis Compton's?
Compton'dan bir talihlimiz var!
We have a winner in Compton. How'bout that? He's out of his mind.
- Evet bay Compton.
- Yes, Mr. Compton.
Bay Compton, yönetim kurulu endişelerini bir kez dahabildirmek istedi.
Mr. Compton, the board has asked me to express their concern one more time.
Bizi Compton'da dolaştırıyorsun.
Got us walking around Compton and all.
- Compton'dan.
- Compton.
- Compton'dan mı geldiniz?
- Y'all coming from Compton?
- Oradan korktuğunuzu sanıyordum.
- I thought you were scared of Compton.
- Compton!
- And, Compton.
Evet... pekala, son zamanlarda Compton'la pek geçinemediğimiz doğru.
Yes, well. All right, it's... It's...
- Evet.
The person who intruded into Compton's cabin when I was intruding.
Compton'ın kamarasına gizlice girdiğimde oraya gizlice giren kişi gemici sandığını ve içindekileri biliyordu.
That person obviously knew about the sea chest and its contents.
Bunu düşüneceğinizi tahmin ettim.
Compton was killed by his accomplice. I thought you'd think that.
- Compton?
- Compton?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]