Cosette traducir inglés
265 traducción paralela
Cosette!
Cosette.! Cosette.!
- Cosette.
- Cosette.
Çok tatlı bir kızsın Cosette.
You're a very lovely little girl, Cosette.
Cosette!
Cosette!
Cosette ve sana iyi bakılmasını sağlayacak.
It'll make sure that you and Cosette will be taken care of.
Cosette.
Cosette.
O zaman Cosette bir kuruma yerleşebilir?
So, Cosette shall go to an institution, eh?
Cosette sonunda buldum.
Cosette... we have it at last.
Cosette, babanla vedalaş bakalım.
Now, Cosette, say good-bye to your father.
Yarın, Cosette?
Tomorrow, Cosette?
Cosette, akşam yemeğinden sonra gelmeme izin ver.
Cosette, let me come around tonight after dinner.
- Cosette'i görmeye geldim.
- I've come to see a girl called Cosette.
Cosette ne zaman gelecek?
Now, when will this Cosette be back?
Cosette'i buldum.
I found Cosette.
Cosette...
Cosette...
Cosette sever misin?
You like Cosette, no?
Cosette'ciğim ne yapar sonra?
My little Cosette, what will happen to her?
Cosette'ciğim size ne yaptı?
What did she do to you, my little Cosette?
Küçük Cosette'im.
My little Cosette.
Evli değildim. Cosette'in babası ise bizi terk etmişti.
I was not married, and Cosette's dad has abandoned us.
Annenden ayrılacaksın.
My little Cosette, you're going to leave your mommy.
- Cosette mi?
- Cosette?
Cosette'imi orada bıraktım.
I left her there, my little Cosette.
Cosette?
Cosette?
Mösyö Madeleine Cosette'ciğimi getireceğine göre söyleyebilirim.
I can sing now that Mr. Madeleine will bring me back my little Cosette.
Ya Cosette, o nasıl?
And Cosette, how is she?
Ya Cosette?
And Cosette?
Cosette nerede?
Where is Cosette?
Cosette burada değil mi?
Cosette isn't here?
- Cosette!
- Cosette!
- Cosette?
- Cosette?
Sen misin Cosette?
It's you, Cosette?
"Cosette diye bir kızı tanıyor muyum, uslu biri mi?" diye sordu.
He asked me if I knew a Mademoiselle Cosette, and if she was well behaved.
Cosette'ciğim, bu bey sana bir taşbebek veriyor!
Well, my Cosette, this gentleman gives you a doll!
Cosette'i mi?
Cosette?
Cosette kalıyor.
I keep Cosette.
Er veya geç, mazisinin hayaletleri bu kapıdan içeri girecekti. ... arkasından Cosette'in hülyalandığı genç âşığı da gelecekti.
That sooner or later, the ghosts of his past would come through the gate, along with that young swain Cosette dreamt about.
Hayır, Cosette değil.
No, not Cosette.
Gelir gelmez Cosette odasına kapanmıştı.
As soon as they arrived, Cosette had retired to her bedroom.
Jean Valjean Cosette'e şunu söyleyecekti : sevdiği adam sağlığına kavuşursa. ... mutluluğunu artık kimse bozamayacaktı.
Jean Valjean wanted to tell Cosette that nothing could prevent her happiness if the man she loved recovered from his injuries.
Kral olsaydım, krallığımı, asamı, diz çökmüş tebaamı sana sunardım Cosette, bakışlarını üzerimde hissedebilmek için.
if I were King, I'll give my kingdom, my scepter and my people On their knees to feel your eyes on me, Cosette.
- Artık Cosette değilim.
- I'm not Cosette anymore.
Cosette iyileştiğinize sevinecek.
Cosette will be glad to see you're better.
Cosette yaşamımızı aile olarak sürdüreceğini söyledi. Ben aile içinde yer alamam.
Because Cosette told me we would live as a family, and I can't belong to any family.
Elveda Cosette.
Farewell, Cosette.
Cosette, mösyö için duble votka.
Cosette, a double vodka for monsieur.
- İyi geceler Cosette.
- Good evening, Cosette.
Cosette, teşekkür ederim.
Cosette, thank you.
- Cosette, üç tek votka lütfen.
- Cosette, triple vodka, please.
- Hayır, teşekkür ederim Cosette.
- No, no, thank you, Cosette.
Canım, Cosette'ciğim.
My darling.