Cracked traducir inglés
2,865 traducción paralela
Döşemeler çatlamış.
The linoleum's cracked.
Şuradaki tüm kısım tek parça halinde kırılmış olmalı. Kim bilir nereye uçmuş gitmiştir.
This just- - this whole piece must have cracked off in one part ; flew off into whoever knows where.
Herif ön camı çatlattı.
God, dude, he fucking cracked my windshield.
Adam geldi ve düştü kafasını vurdu.. ona üzülmüştüm... adam orda durmuş izliyordu Tepki yok
The guy comes back, sit back down and fall back... and hits his head like he almost cracked his head open. And it was like messed up and I looked at Ryan... He was just watching the game.
2. eşin fedakarlığı soğuk olanın dikkatini dağıtarak, şef Epstein'e onu yenecek zamanı kazandırdı.
The sacrifice of the second wife distracted the insensitive enough for the boss to the Epstein cracked down.
Kafatası çatlamış olabilir!
Maybe she's cracked her skull!
Dün klavyede adımı yazmak istedim ve klavyeyi ikiye ayırdım.
I tried to type my name out yesterday, and I cracked my keyboard in half. No, dude.
Dolu küvet yanan mumlar ve kokulu yağlar...
Drew a bath... lit candles... and cracked open the scented body oils.
Camı açık bıraktım.
I cracked a window.
Sen annenle takılırken, ben de davayı çözdüm.
While you were out with your mom, I cracked the case.
and no cracked-up boy.
and no cracked-up boy.
Gök çatladı.
The sky cracked.
Çaylak, ilk gün işinde, iki işçinin... -... kafasını kırdın, kendini nasıl hissediyorsun?
First day on the job, you cracked two workers'heads, how do you feel?
Roma-Inter maçında bir taş kulak zarını yırttı, ve iki kişinin kafasını kırdın ve üstünlerine saldırdın.
A rock broke your eardrum at the Roma-Inter game, and you cracked two heads and attacked your superior.
İşin şifresini çözdük.
We cracked the code.
Kaburgalarım ve bileğim kırıktı.
Broken ribs, cracked wrist.
Hatta Penny Arcade bununla dalga da geçti.
Penny Arcade even cracked about it.
Ama bana sürekli mesaj atmaya devam etti ve bende dayanamayıp yanıtladım.
But he kept texting me, so I cracked and texted him back.
Stack şifrelemenin birkaç saat içinde kırılabileceğini söyledi.
Stack says the drive can be cracked in a couple of hours.
Ayağı kırılmış, kolunda da çatlak varmış.
His leg's broken and arm's cracked.
Kodu kırdım..
I cracked the code.
Hayvanlar üzerinde deney yapmayı yasadışı kılan bir yasa tasarısının bugün yasalaşması bekleniyor.
A government bill that cracked down on laboratory experiments on animals is expected to become law today.
Fury, bu çocuk geçmişte bir suçlu olmuş olabilir ama o adada yalnız bırakılmak gerçekten onun Hindistan cevizini çatlatmış.
Fury, this guy may have been a criminal back in the day, but being left on that island really cracked his coconut.
Dediğin gibi şifrelerini çözmek çok zordur ama çözülmesi durumunda...
As you say, my encryption is formidable, but in the event that it ever was cracked...
Buraya lanet olası kafayı kırmış bir şempanze gibi gelene kadar aramız iyiydi tabi.
I was good with her, until she came flying in here like some cracked-out little spider monkey.
Göz farınla beraber bu davayı çözmüş olabilirsiniz.
You and your eyeshadow may have cracked this case.
- Şifreleri çözdün sen.
You've cracked the ciphers.
Sonunda dosyalardan birini açmayı başardım...
I finally cracked one of these files...
Biz de şifreyi kırdık.
And we cracked it.
Neal'ın Kate'e gönderdiği mektupların şifresini kırmışlar.
They cracked Neal's letter code to Kate.
Bu dava bekleyeceğiniz son kişi tarafından zaten bozuldu :
This case was already cracked by the last person you'd expect :
Zencim T.I. ile şakalaştım, ama beni anlayamadılar
♪ Cracked my nigga t.I., but they didn't catch me ♪
Yani ; çatlak döşemeleri olan bir baraka.
A shack with purple walls, cracked linoleum.
Kafayı sıyırıp hayatını yaşamayı unutmadan önceki hâlin.
Before you cracked up and forgot how to have a life.
Lensi çatlamış.
The lens is cracked.
Biraz yavaş yerleştir çünkü altı biraz kırıldı.
Just stick it in gently'cause the bottom's a little cracked. Ooh.
Hatta belki yolunu da bulmuş olabilirdim.
In fact, I may have just cracked it.
ekranı çizik.
Screen's cracked.
Yeni Aria Noble nezlesini çıkardım.
I cracked the new Aria Noble flu.
Başı yarılmış o kadar Müdür Bey.
Cracked skull is all, Warden.
Sırtımı bir güzel incittim.
I cracked my back up pretty good.
Çok fena zarar verdim.
I cracked it... pretty bad.
Babam uyuşturucu bağımlısıydı.
My daddy cracked out.
Camı kıramazdı.
Well, he couldn't have cracked the window.
Yıllar önce çözülen bir kodu saniyeler içinde çözdüğümüz bir bilmecede kullandı.
He used the same code that was broken years ago in a riddle we cracked in seconds.
Peki kırık bir kafatasını da tamir edebilir misin?
Well, can you fix a cracked cranium?
Bayanlar ve Baylar bu mit te tarihe karıştı!
Ladies and gentlemen, that myth is cracked!
Evet bu son okul mitiydi ve fos çıktı.
Okay, that was the last school myth and it's officially cracked.
Göğsünü açtık ve kanamanın kaynağına ulaşmaya çalıştık.
We cracked his chest and tried to get to the source.
Göğsünü açtık ve kanamaya tampon yapmaya ve kaynağını bulmaya çalıştık.
So we cracked his chest and tried to tamponade the bleeding and get to the source.
Söyle
We're cracked.