English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Crawl

Crawl traducir inglés

2,661 traducción paralela
Orada sürünerek devam edebilirdi.
He could crawl there.
Uçmadan önce, emeklemeyi öğren!
Want to jump far. Should must first learn to crawl.
Sürünmem gerekse bile, oraya tırmanacağım.
I'll make it even if I have to crawl...
İşi öğrenmem gerekiyormuş. Şu an deneme sürecindeyim.
They said I have to crawl up, but I'm trying it out.
Tünel kazıp içinde sürünecek köstebeklere, yılanlara ihtiyacım var benim. Kızıl Ordu seçkin askerine değil!
I need moles and snakes to burrow and crawl... not the elite Red Army!
Sanki içimde bir delik açacak da hemen şimdi dışarı tırmanacak gibi geliyor.
I feel like it's gonna kick a hole in my side and crawl out right now.
Çerçöpü seven ve yerden göğe yükselmeye çalışan insanlar.
People who are like trash, that try to crawl up to the top from the bottom.
Seni bir baloya götürmek için kırık camların üzerinde bile sürünürdüm.
I would crawl over cut glass to take you to the winter formal.
Emeklemeye başladığı günden beri, o biraz... farklıydı.
From the time he could crawl, he's been... different.
Yürümeden önce emeklemelisin.
You have to crawl before you walk, Tyler.
Altından sürünerek çıkabildiğin ve bir tuğla gibi yanında taşıyabileceğin bir şeye dönüşüyor.
It turns into something that you can crawl out from under and carry around like a brick in your pocket.
Dünya alem beni siksin, yeter ki bu kız bana bir kere versin.
I'd crawl a mile on broken glass to suck the dick that fucked her last.
Buraya doğru gelin.
Crawl through here.
Hey, bebeğim bokundan düşen fıstığı yiyebilmek için... 1 mil boyunca kırılmış camlar üzerinde, emekleyerek gidebilirim.
Hey, baby, I would crawl a mile through broken glass just to eat the peanuts out of your shit.
Telefonun sesi beni delirtiyor.
Sound of the phone makes my skin crawl.
Ben de çalabileceğim bir şey var mı diye sunağa doğru sürünmeye başladım.
So I started to crawl towards the altar to see if there was something I could steal.
O zaman bir pencereden gireceğiz.
Then I'll crawl through a window.
Bu sefer o küçük akademik deliğine sürünerek bile geri dönemezsin.
You won't be able to crawl back into your little academic hole this time.
Eve gideceğim, bir hafta boyunca yorganın altında kalacağım.
I'm gonna go home, crawl under the duvet for a week.
- Pencereden tırman.
- Crawl through the window.
Telefonun içinden girip sihirli bir şekilde buraya geleceğini mi sanıyorsun?
You think he's gonna crawl through the phone - and be magically standing here?
Az önce bir solucan kulağımdan çıktı.
I just had a 12-inch... herpe crawl out of my ear.
İkimiz de sert hatunlarız, kimsenin önünde diz çökmeyiz. Gerçi istersek çökebiliriz, bilmem anlatabildim mi?
We both bad bitches, and we don't crawl for no one - which ain't to say we can't please on our knees, if you know what I'm sayin'.
Kancalıkurtlar belirli bir oranda ilerleyebilir. Her gün 30 cm ilerlerler.
Well, hookworms crawl at a prescribed rate of exactly one foot per day.
"Us Weekly" dergisine göre "Cehennemin Bodrumu" filmi için role hazırlanabilmek adına bir hafta boyunca evinin...
According to "US Weekly," for her movie "Hell's Crawl Space," she actually lived in her house's crawl space for a week to prepare for the role.
Asıl o senarist bodrumda bir hafta geçirmeli.
That screenwriter needs to spend a week in a crawl space.
"Cehennemin Bodrumu" nun son düzeltmelerini de... -... o yaptı ama filmde adı geçmiyor. - Evet.
You know, he did the uncredited final pass on "Hell's Crawl Space." Yeah.
"Cehennemin Bodrumu" filmine hazırlanmak için evinin bodrumunda bir hafta yaşadığın doğru mu?
Is it true you lived in your house's crawl space for a week to prepare for "Hell's Crawl Space"?
En ince detayını yakalayın adamların.
Crawl up these guy's asses with a microscope.
Nina 5-6 metre ötedeydi. Kanlar içindeydi. Kızına dokunmak için hareket edemiyordu bile.
Nina was 20 feet away, bleeding out, and he couldn't even crawl over to hold her, so don't you tell me Cavallo isn't real.
Yılanları bilirim, hangi deliğe girerlerse girsinler sürüyerek çıkarırım onları.
I know snakes, no matter what hole they crawl out of.
Eve gidip bir duş alıp, sonra yatağa kıvrılmam gerek.
I should go home and get into a bath and crawl into bed.
Ürkütücü küçük ellerini ve canavar fareler gibi hızla sürünmelerini çok severim.
I love their creepy little hands and the way they crawl fast, like a rat monster.
Geldiğin deliğe geri dön ve arkadaşlarımı rahat bırak.
Just crawl back in to the dank hole you came from and leave my friends alone. Oh!
Sen beni zevkten dört köşe yap ben de işim bittiğinde buradan evine kadar emekleyerek de olsa gidebileceğine söz vereyim.
you make sure that I enjoy what you give me and I'll make sure that you can still crawl home when I'm done.
Bazı insanların yorganlarının altında mayışacakları ve üzerinde güzel bir gece uykusu çekecekleri bir yatakları vardır.
Some people got a bed to sleep on, where they can crawl under the covers and have a good night's rest.
Yardım istemek için yola doğu emekliyormuş gibi görünüyor.
Looks like she tried to crawl back up to the road for help.
Bu yıl kaç havalandırmadan daha çıkacaksın?
How many vents are you gonna crawl out of this year?
.. başka tarafa bakarken yanına sokulmama ne dersin?
I crawl on your mat when Mrs. Lowenstein isn't looking?
Şu verandanın altından sürünerek geç bakalım.
Crawl under the veranda there.
Kaynananla kayınpederin gidene kadar döşeme boşluğunda kalmak kötü bir şey değildir.
There's nothing wrong with a man enjoying his crawl space Till his in-laws leave.
Duvar arasında kaçak bar var.
There's a speakeasy in the crawl space.
Tavana çıkıp uyuyabilirim.
I could crawl up in the ceiling and sleep.
Yürümeden önce emeklemeyi öğrenmelisin.
You have to crawl before you can walk.
Sizi çok seviyorum... ve bu gece siz derin bir uykudayken... pencerenizden içeri gireceğim ve size sarılacağım.
I love you. And tonight, when you are all fast asleep I'm going to crawl through your window and give you all a big hug!
Bu Şikago polislerinin zihnini zehirleme ve çıktığın mağaraya geri dön.
Stop poisoning the minds of these Chicago police officers and crawl back under whatever cave you came out of.
Johnny'le bardan bara dolaştık.
I went on a pub crawl with Johnny.
Az önce 25 Güney yolunda, Jefferson'da, sağ şeritte bir kaza oldu. Yani o bölgeden geçerken sol şeridi kullanmaya özen gösterin. Ayrıca Büyük Kavşak'ta da trafik durma noktasına geldi.
Right now southbound 25 has got an accident there at Jefferson on the right shoulder, so make sure you stay to the left as you move through that area, and things have slowed to a crawl at the Big I,
Saklandığın yerden çıkıp :
If you crawl out and say, "Forgive me, Master Reed,"
- Sürün!
- Crawl!
Tanrı aşkına, sürün!
- Κeep moving! Crawl, for fuck's sake!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]