Creed traducir inglés
780 traducción paralela
Benim felsefem şudur Kringelein :
That's my creed, Kringelein :
Benim de itikatım var, Bay Madeleine.
I, too, have my creed, Monsieur Madeleine.
Bu senin takdirin Javert.
You have your creed, Javert.
ırkı, rengi ya da dini önemli değildi.
No matter what his race, colour or creed.
Ucus hekimlerinin andïna sadïk kaldïlar :
They've been more than faithful to the flight surgeon's creed :
"... üyelerine yasaklayan, iyi tanınmış dini mezheplerin üyelerinin... "
" whose existent creed forbids its members to participate in war
"... üyelerinin savaşa katılmalarını yasaklayan bir nokta yoktur. "
"And finally, there's nothing in the creed of the church, " expressly forbidding its members to participate in war.
Evet, bu ders Nazi inancının temelleri ile ilgili.
Yes, this lesson is the basis for the Nazi creed.
Dorian büyülenmiş gibiydi, tuhaf bir hisle birlikte hayatını sorgulamaya başlamıştı.
The creed of pleasure soared into a philosophy of life while dorian stood as if he were under a spell.
Tüm inançlarımı yok ediyorsun.
" You make my creed a barren sham.
Ama ağabeyim, sen de benzeme sakın şu iki yüzlü papazlara. Bizi dikenli, sarp cennet yollarına sürerler kendileriyse, aldırmayıp verdikleri öğütlere, göbekli, gamsız sefihler gibi zevkin göl bahçelerinde gezerler.
But, good my brother, do not, as some ungracious pastors do, show me the steep and thorny way to heaven whilst, like a puffed and reckless libertine himself the primrose path of dalliance treads... and minds not his own creed.
Aşırı inanç ve imanın çok erken benimsendiğini anlamak için yetişkinlerin hayatını incelemek yeterlidir. Özellikle evlilik hayatını. Gençler büyüklerin sorunlar dünyasına ilk defa girerlerken, genç olmanın verdiği heyecanı...
By the premature adoption of an extreme belief and creed, it is well to understand this in looking to the duties of adult life, in particular, the married state, when you will emerge into a world of grown-up problems for the first time.
Bayan Gerard'ı takip ettiğimiz kadarıyla hiçbir fanatik, politik ya da... dini bir mezheple ilişkisi yok gibi...
Had the lady followed, even with fanatical fervour, a religion or a political creed...
Birinizin Havari İnancı'nı ezbere okumasını isterim
I'd like someone to recite the Apostles'Creed.
Havari İnancı.
The Apostles'Creed.
Siyasal inancınıza karşın bir centilmensiniz.
In spite of your political creed, it's you who are the gentleman.
İnsanları, kardeşlerini acı çeken hayvanlara ve kölelere dönüştürtüp, acı çektiren kötülük. Her türlü ruhtan ve umuttan ve inançtan arındırılmak üzere, sadece başka bir ırk ve dinden oldukları için.
The evil that men should turn their brothers into beasts of burden, to slave and suffer in dumb anguish, to be stripped of spirit and hope and faith, only because they're of another race, another creed.
Hırsızlık ve şiddet bizim inancımıza terstir.
Thievery and violence are against our creed.
Şiddet bizim inancımıza ters olur dedin sanki.
I thought you just said that violence was against your creed.
# Rengi, inancı, ırkı ne olursa olsun. Hazır olun.
Whatever color, creed, or race Be prepared
"Sayın yargıç, bir süre sonra..." "... insanı insanla, inancı inançla... " "... falanı filanla, filanı falanla... "
" Your Honour, after a while you'll be setting man against man, creed against creed, et cetera, et cetera.
İnsan hâlâ maymun ve hâlâ toteme tapıyor.
Man's still an ape and his creed's still a totem pole.
Komünizm bizim felsefemizdir.
Communism is our creed.
İnancın garip görüntüleri vardır.
Creed can have strange visions.
Sıfırdan başlamak ve peşin ödemek, Catherine'in temel ilkesiydi.
A clean slate and no debts. That was her creed.
Din ve sınıf münakaşası niye?
Why the question of caste and creed?
Bu ırk, renk veya inanç gözetmeksizin hepiniz için geçerlidir.
That goes for all of you, regardless of your race, colour or creed.
Senin düşüncene katılıyordum, hatırlamıyor musun?
I was thinking about your creed, remember?
Tam hâli aklımda değil ama şöyle diyordun :
No, one never remembers everything but the creed went :
Sabır en önemli özelliğindir
Forbearance is the hallmark of your creed
Irk, Din ve renk ayrımı gözetmeksizin 14. düzeltme maddesine göre hakkım var.
I got a right to share in the fun Without regard to race, creed or color According to the 14th Amendment.
İnanmadığım bir öğretiyi öven bir şeyi nasıl resmedebilirim?
How could I design something that glorifies a creed I don't believe in?
Her erkeğin ırkına ve rengine bağlı olmadan bedava diş tedavisi olduğu ve hayattaki bütün iyi şeylere sahip olma şansı olduğu.
Where each man, regardless of race, creed, colour, gets free dental work and a chance of subscription-buying all the good things in life.
İnancımız ve azizlerimiz için savaşıyoruz.
We fight for our creed and our saints!
Senin düsturun bu olmuştur zaten.
That has always been your creed.
Bir adamın değerleri vardır,... ve benimki aç gözlülük
♪ A man has his creed ♪ And mine is all greed
Büyükanneler, ırka, inanca ya da cinsiyete bakmıyorlar.
Grannies are no respecter of race, creed or sex.
Irk, din, renk veya sağlık durumuna göre hiçbir fark gözetmediğimizin kanıtı.
Just proves that we don't discriminate against anybody... for reasons of race, creed, color, or state of health.
Her ırk, inanç ve renkten kızlarla cinsel ilişkiler.
Sexual relations with girls of every race, creed and colour.
Düşüncem, ırk, inanç ve renk yüzünden ön yargılı olabilir ama yine de hiçbirimiz kusursuz değiliz.
My thinking may be prejudiced due to race, creed, and color, but, then again, none of us are perfect.
Longley, Taylor ve diger Taylor'lar Gonzalez'te savasti.
Bill Longley, Creed Taylor and all them other Taylors down in Gonzalez.
- Hey, Rock, kiminle dövüştün?
Apollo Creed at Kennedy Airport... Hey, Rock, who'd you fight?
Özgürlük Çanının kırılmasını Green'in kafasını kırarak yineleyeceğim.
Apollo Creed will duplicate the cracking of the Liberty Bell by cracking Green.
- Apollo Creed'e soytarı mı diyorsun?
You're calling Apollo Creed a clown?
yani Apollo Creed 1 Ocak'da sıradan yerel bir boksöre fırsat verecek.
So, Apollo Creed, on January 1st, gives a local underdog fighter an opportunity.
Hiçbir şey insanların bu kadar hoşuna gitmez : Apollo Creed yerel.. .. bir boksöre ülkenin en büyük gününde dünya unvanı şansı veriyor.
A lot of other people in this country are just as sentimental and there's nothing they'd like better than to see Apollo Creed give a local Philadelphia boy a shot at the greatest title in the world on this country's biggest birthday.
- Biraz daha kahve, Bay Creed?
- Some more coffee, Mr. Creed?
"Apollo Creed İtalyan Aygırıyla karşı karşıya."
Apollo Creed meets the Italian Stallion.
Apollo Creed iki yüzüncü yıldönümü dövüşü için.. .. Green'in yerini doldurabilecek bir "kurban" arıyor...
Apollo Creed says he'll be shopping for another victim to fill Green's vacancy for the Bicentennial championship fight...
- Creed için eğitim boksörü arıyorlar.
They need sparring partners for Apollo Creed.
"İlaveten, üyeleri tarafından yorumlanan İncil hariç..."
" We find further, that it has no special creed except the Bible,