Dersiniz traducir inglés
8,910 traducción paralela
Tek atmaya ne dersiniz?
Who's up for a shot?
Ne dersiniz?
What do you say?
Yedi tanesine ne dersiniz?
How about seven!
Bir dahaki sefer tüm siyahları öldürmeye ne dersiniz?
How about we kill all the black people next, yeah?
Bu yıl bir de parti verelim diyorum, ne dersiniz?
So, yes, but I thought this year we should do a party, too, right?
Ne dersiniz, gidip gerçek bir öğle yemeği...
Hey, what do you say we go get some... You guys want to get some real lunch or...
Hidromorfine ne dersiniz?
What about hydromorphone?
Öyle mi dersiniz?
Will I?
Onu sabahları arabayla okula bırakırsınız, küçük kafasını okşayıp hoşça kal dersiniz.
You drop it off at school in the morning and pat its little head goodbye.
Gümüş Hanım balkonuza şöyle bir uğrayıp Alfie'nin ne kadar büyüdüğünü kendi gözlerimle görmeme ne dersiniz?
Well, Mrs Silver, do you think I could perhaps pop down to your balcony and just see for myself how much Alfie has grown?
Kadehlerimizi kaldırıp tokuşturmaya ne dersiniz?
Can we raise our glasses to the air and can we clink it up, bitches.
Ne dersiniz? Benimle gelmek ister misiniz?
What do you say?
Uzun konuşmalardan sıkıldım. Şuna ne dersiniz?
Now, I'm done with speeches so how does this sound'?
Bu akşam sizi ve güzel eşinizi yemeğe davet etmeme ne dersiniz?
What do you say that you let me take you and the beautiful lady out to dinner tonight?
Alanis Takımı. Bu yüzden bunun ilk dersiniz olmasını istedik.
Yeah, and this is why we wanted it to be your first lesson.
Bu haftaki dersiniz sizden farklı tarza sahip bir partner bulmak ve birlikte Alaniz ve Carole'ın bir şarkısını karışım yapmak.
So, our weekly lesson is to find a partner that has a different style than you and work together to mash up an Alanis and a Carole song. Kurt and I will demonstrate...
İçeceklerle başlamaya ne dersiniz?
Shall we start with something to drink?
Artık başlayalım, ne dersiniz?
Let's move this thing along, huh?
Bunu sonra tartışmaya ne dersiniz?
Might we bicker about this later?
İçkiye ne dersiniz, kongre üyesi?
Care for a nightcap, Congressman?
Nasıl dersiniz, retro güçlendirici?
How do you say, retro booster?
Tarihi kararlaştırmaya ne dersiniz?
Why don't you fix a date?
Ne dersiniz?
How'bout it?
Siz ne dersiniz?
Have you thought about that?
Bir tura ne dersiniz?
So, how about a tour?
Bundan kurtulmakla başlayalım, ne dersiniz?
Why don't we start by getting rid of this?
Her neyse ; samimi, güzel bir fuar selamına ne dersiniz ; karşınızda memur Paul Blart.
So, instead, how about a nice, warm Expo welcome for Officer Paul Blart.
- Siz ne dersiniz Bay Mcgill?
- Don't you think, Mr. McGill?
Belki bugün iş yapmak için o kadar da iyi bir gün değildir ne dersiniz?
Perhaps today's not such a good day for business after all.
Dışarı çıksanız da buna bir son vermek, ne dersiniz?
How about you two come out and we finish this?
O zaman tarihi kayıtlar için fotoğrafa ne dersiniz?
Then, how about taking a photo?
Arabaları değiştirmeye ne dersiniz?
How about changing cars?
- Beyler ne dersiniz, halledebilir misiniz?
You guys think you can handle that? Yeah.
Bir filme girip oturmaya ne dersiniz çocuklar size istediğiniz kadar taviz böylece herkes kazanır, Ne diyorsunuz?
How about you guys catch a flick, order as many concessions as you want, and then everybody wins. What do you say?
NYPD'nin her köşe başında pusuda beklediğini öğrenmeleri ne kadar zamanlarını alır dersiniz?
I mean, how long do you think that will last when they find out that the NYPD is skulking around every corner?
Telefonlarınız bana vermeye ne dersiniz?
How'bout you give us your phones?
Biraz votkaya ne dersiniz?
How about a little vodka, huh?
Bir oyuna ne dersiniz?
Do you fancy a game?
Peki ihtiyar General'e ne dersiniz?
What about the old boy, the general?
Benimle grup yapmaya ne dersiniz?
Think you can keep an old goat like me company?
Superman'e ne dersiniz?
Well, what do you guys think about Superman?
Böyle bir şeye ne dersiniz?
What about something like this?
- Yarım kiloya ne dersiniz?
- How about half a kilo?
- Bu gece çıkarak dostumun hayatını onurlandırmaya ne dersiniz?
What do you say we honor my man's life by going out tonight?
Ne dersiniz?
What do you think?
- Öyle mi dersiniz?
Haven't I?
Ne dersiniz hasta biraz dinlensin mi?
What do you say we let the patient get some rest?
- Biraz şaraba ne dersiniz?
How about some wine?
- Diyelim sen olacaksın ne dersiniz.
Say what you're gonna say.
Şapkınızı terliklerle takas edelim, ne dersiniz?
Trade your hat for some slippers, okay?
- Ne dersiniz?
What do you think?