Deserted traducir inglés
1,589 traducción paralela
Kalan mürettebat filikalara binip kaçmaya başladı.
The rest of the crew deserted, taking their chances in the sea.
Biz terk edilmiş bir şehirdeydik ve giysilerimiz yoktu.
We were in a deserted city and our clothes were gone.
Gungan şehri terk edilmiş!
The Gungan city is deserted!
Neden bu terkedilmiş lunaparkta yaşıyor?
Why does he live in a deserted amusement park?
Terk edilmiş.
Deserted.
Sürekli aradılar, kaçtığını söylüyorlar.
They've been calling, saying you've deserted.
Kaçmadım.
I haven't deserted.
Birlikte seyahat ettiği arkadaşları... Tom'u iyileşsin diye Yates'le birlikte bırakmışlar ama o pek iyi refakatçi olamadan kaçmış.
The group he was travelling with left him to recover with Yates who then deserted him as well.
Kocasi onu bir baska kadin icin terk etmis.
The husband deserted her for another woman.
Nöbet yerini terk etti demek.
He deserted his post.
Nöbet yerini terk.
He deserted his post.
Firar ettiği söylentisi de çıktı.
People said he deserted.
Orduyu terkettim.
I deserted the army.
Sonra bir gün beni boş bir sınıfta buldu.
So this day, he found me in the deserted schoolroom.
Sonunda böyle bir şehir buldum : Sapasağlam, 10.000 yıldır çöl altında... belkide açığa çıkaracağım yüzlerce örnek varken... ölmek üzereyim.
intact, deserted for 10,000 years... probably contains hundreds of patents that I can exploit... and I'm gonna die.
Terkedilmiş yolda bir ölüm yürüyüşü.
It's a death march on a deserted road.
Kendi gemini mi terk ettin?
You deserted your ship?
Seni terk ettiler, Volmae.
They have deserted you, Volmae.
Kamp terkedilmiş gibi, birçoğu kestiriyor...
The camp's pretty deserted, most of them are napping...
Gece yarısı, boş bir sokakta, garip bir kadını arabana almak.
The middle of the night, deserted street, picking up a strange woman.
Sokaklar bomboştu. Hava nemliydi.
The streets were deserted, it was all misty out.
Şehir, hassas mayınlarla dolu terkedilmiş bir savaş alanına döner.
The city becomes a deserted battlefield loaded with emotional land mines.
Gelişmiş bir kültür tarafından inşa edilmiş gibi görünüyor, sonra boşaltılmış ve terkedilmiş.
It looks like it was built by an advanced culture, then stripped and deserted.
Burayı hiç bu kadar boş görmemiştim.
I've never seen this place so deserted.
Ben onun yaşındayken terk edilmiş bir adaya yanımda bişey olmadan pararşütle atlıyordum. Sadece bir isviçre çakısıyla hayatta kalıyordum.
I could have parachuted onto a deserted island... with nothing but a Swiss army knife, and I would've survived.
Ann filmdeki bir aktör yüzünden onu terk etti.
Ann deserted him for some guy on the movie.
"Kadın evini terk etmiştir.", o zamanlar böyle denirdi.
"The woman deserted the home", it was called then.
Siz çocuklar bana adalarda terk edilen Japon askerlerini hatırlatıyorsunuz... İkinci Dünya Savaşı'nın bittiğinden haberi olmayan askerleri.
You guys remind me of those Japanese soldiers left on deserted islands... who think World War II is still going on.
- Terkedilmiş ve ıssız görünüyor.
- lt looks deserted. - It's still standing, though.
Gaskell'lerin evi çok ıssız görünüyordu.
The Gaskell house looked deserted, which figured, since...
Nehrin yakınlarında tenha bir yer biliyorum.
I know a deserted place down by the river.
Evet boş sokaklar, çölleşmiş yerler
Yes, empty streets, deserted landscapes.
Orası geceleri çok ıssız olur.
This place is deserted at night.
O salak çocuklar atıldığından beri orası bomboş!
It's totally deserted ever since those dorky kids were dismembered.
Ayrıca bu çocukların gideceği ıssız bölgeye bir ekip yolladık
And also we'll send a unit out to whatever deserted location these kids are going to...
Sanki tüm yaşam arzusu bedenini terk etmiş gibi.
It's as if every desire had deserted his body.
Görmüyor musunuz? Burası çok ıssız.
Can't you see it's practically deserted?
Hayatımızı idame ettirecek parayı zar zor kazanıyoruz. Zenginliği yaratan biziz, bütün bu zenginlik nereye gidiyor? Dini eğitim konusunda ne düşünüyorsunuz?
This apparently very cold man deserted the regular army to join the rebel camp, asserting - and I quote -
Buna benzeyen ıssız bir adadasınız!
You are on a deserted island that looks like this!
Hayır, geliyorum.
No, I deserted.
- Tabi ki terk edilmiş.
- Of course it's deserted
İzne ayrılınca kaçmış.
Deserted on leave.
50 sene önce firar etmiş birini neden umursuyorlar?
Why would they care about someone who deserted 50 years ago?
Eğer Barış Muhafızlarını terk ettiyse, o halde sadakati sadece kendisine ki bu da onu daha tehlikeli yapar.
If he has deserted the Peacekeepers, then his loyalties lie only to himself, which makes him more dangerous.
Revire uğradım ama orası bomboştu.
l-l tried Sick Bay, but it was deserted.
Neden burası böyle terkedilmiş?
Why do you think this place is deserted?
Terkedilmiş gibi.
It almost feels deserted.
yeterince ıssız görünüyor.
It looks deserted enough.
Dahası, örselenmiş duvarlarının dış hatları ile, ve geniş, terk edilmiş çöllerinin uzun hatları ile, antik bir Pompeii denizin altına gömülmüştü.
Further still, was the outlines of crumpled walls and long lines of wide, deserted streets, an ancient Pompeii buried beneath the sea.
Ve siz kaçtınız!
And you deserted!
Terk edilmiş.
It's deserted