Dominion traducir inglés
717 traducción paralela
Bu harap, binada alçakgönüllü bir başlangıç yapan Kane'in imparatorluğu, zirvedeyken 37 gazete, iki basın grubu ve bir radyo ağına hükmediyordu.
Its humble beginnings, in this ramshackle building, a dying daily. Kane's empire, in its glory held dominion over 37 newspapers, two syndicates a radio network, an empire upon an empire.
Bu, açgözlülük ve acımasızlık her birimizden yok olup gidinceye değin sürecek. O gün geldiğinde belki inci de yeniden yıkanıp temizlenmiş olacak.
perhaps even world dominion till the greed and cruelty have burned out of every last one of us and when that time comes perhaps even the pearl will be washed clean again.
Herkesin anlaşabildiği, erkeklerden bir üstünlükleri vardı.
Have dominion over from men, bastante considerable.
Ve insanı yeryüzünde yaşayan her şeyin hakimi kıldı ve iyi ile kötü arasında seçme iradesini verdi fakat her biri kendi yolunda gitti çünkü Tanrı buyruğunun nurundan habersizdi.
And man was given dominion over all things upon this Earth, and the power to choose between good and evil, but each sought to do his own will because he knew not the light of God's law.
İnsan, insanın hakimi oldu.
Man took dominion over man.
Kahrolsun Milliyetçi Partinin hakimiyeti!
Down with Kuomintang's dominion!
Tatlı sert bir tutumla Asil bir yaklaşımla 6 : 03'de hükümdarlığımın varisleri gelir
With a firm but gentle hand Noblesse oblige It's 6 : 03, and the heirs to my dominion
Son üç yıldır, sahte İsviçre pasaportuyla İngiliz hâkimiyetindeki Hindistan'da yaşıyorsunuz.
You've been living in a British dominion here in India... on a forged Swiss passport... for the last three years.
O bazı hayvanlara hükmedebilir.
He has dominion over some animals.
Başlangıçta, Tanrı hayvan ve insanı yarattı ve bunlar dostluk içinde yaşamalıydı... ve dünyada barış için, insana egemenlik payı verildi.
In the beginning, God created beast and man so that both might live in friendship and share dominion over a world at peace.
Bu büyük dinsel fanatizm dalgası altında Herod, doğuyu Roma egemenliğinden kurtarmaya niyetli.
On this great wave of religious fanaticism, he intends to free the east from the dominion of Rome.
Engin, muazzam örülmüş, etkileşimli, sürekli değişken... bir para egemenliği.
One vast and immane interwoven, interacting, multi-variate multinational dominion of dollars.
Kışlalarımıza da büyük bir neşe hakim.
Also in the barracks great joy holds dominion.
Yarın, Kings Dominion Park'ında.
The drop is tomorrow. Kings Dominion Park.
Kings Dominion mı?
Kings Dominion?
Hakimiyetimin tüm yıldız sisteminde nereye kadar ve nasıl yayılacağına oradan karar vereceğim.
From it, I will decide how and where I will extend my dominion throughout the star system.
Onlar da benim hakimiyetimde.
They, too, are from my dominion.
Kontrolünü isteyerek sana bırakmayan kimseye emir veremezsin.
You command no one who does not willingly give you dominion.
Takipçini vurmama kuralı mıydı? Kendi isteğiyle sana gelmiş bir masumun ruhunu almamak mı?
Was it within your dominion to strike down a follower... a soul given to you freely, but not an innocent?
Kimse bana kural koyamaz.
No one has dominion over me.
Benim hakimiyetimde değillerdi.
They were beyond my dominion.
Şimdiye dek, iki taraftan biri Dünya üzerinde hâkimiyeti ele geçirmiştir.
By now one of the two sides has won dominion over the Earth.
Ve monarşi egemenliği engelliyor.
And the monarch thwarts dominion.
Thundercatler sadece güçlü Mumm-Ra'ya 3. dünyanın efendisine karşı direnemezler. Evet.
It's just Thundercats which stands between the Mumm-Ra and his dominion of the third world.
Bu zavallılar üzerindeki otoriteni gösterdin işte.
You have demonstrated your dominion... over these wretches.
Barışsever yönetim kardeşliğinden gelen bir başvuru formumuz var.
We got an appeal from the brothers of the peaceful dominion.
Barışsever Yönetim Kardeşliğinden gelmiş.
It's from the brothers of the peaceful dominion.
Kusura bakmayın, Barışçıl Yönetiminizi rahatsız ettiğim için özür dilerim bir arkadaşıma bakıyordum.
Excuse me, i'm sorry to disturb your peaceful dominion, But i'm looking for a friend of mine.
30 yıldır her türlü güce karşı savaştık.
For 30 years we fought against any dominion.
- Dominion Cafe'de.
- She's down at the Dominion Cafe.
Beden, hükmetme gücü.
Flesh, power, dominion.
Onu, gücüme sahip olduğum... benim bölgeme getir.
Bring him here, to my dominion, where I have power.
Onun ruhunu kaplaman gerekliydi. Ve şimdi, sen benim evimdesin.
You had to come through the window of her mind, but now you're in my dominion.
Üç gün sonra, Dominion Glass'da çalışmaya başladı.
Three days later, he started working at Dominion Glass.
En ödevimi yapmak için küçük bir masanın yarısını kullanıyorum tabii eğer Fernand'ın, Dominion Glass'da kazandıklarını tekrar tekrar hesaplamak için masaya ihtiyacı yoksa.
To do my homework, I use half of a small desk unless Fernand needs it to count and recount the fortitude box he makes at Dominion Glass.
Burası benim çöplüğüm adamım anlıyor musun.Uyuşturucu satılmaz?
This is my dominion. This is a drug-free zone, you understand?
Ve ben, hepsinin Usta'sı ben, egemenliğime tepeden baktım güzel olduğunu düşündüm.
And I looked down upon my new dominion, as Master of all, and I thought it good.
Bu turnalar nesillerinin tükenmesiyle karşı karşıya. Ataerkil sistemin Tanrı adına, Kutsal ruh adına, yasa veya ekonomik sistem adına saldırgan ve şiddet dolu bir tavırla... dünyayı kontrol altına almak ve her şey üzerinde... egemenlik kurmak istemesi, bu kuşların neslini tüketti.
The whooping crane has been driven to the edge of extinction by an aggressive, brutal, patriarchal system intent on subduing the earth and establishing its dominion over all things
- Dominyon'da önemli bir güç.
- An important power in the Dominion.
O da ne? Basitçe şöyle diyeyim, eğer gama çeyreğinde iş yapmak istiyorsanız,... Dominyon ile iş yapmak zorundasınız.
If you want to do business in the Gamma Quadrant, you have to do business with the Dominion.
Dominyonu kastetmişti.
He meant the Dominion.
Hiç bir zaman Dosilerle iş yapmayı istemedi. Sadece Dominyonun daha önemli bir üyesini bulmak amacıyla onları kullanmak istedi.
He wanted to use the Dosi to get to a member of the Dominion.
Dominyona konsantre olalım.
Let's concentrate on the Dominion.
Dominyon kelimesi sana bir şey ifade ediyor mu?
Does the word "Dominion" mean anything to you?
Bildiklerimin çoğu üstü kapalı sözlerden ve söylentilerden oluşuyor. Fakat, Dominyon bilinmeyenini kim çözerse gama çeyreğinin de sırrını çözer gerçeğini anlamama yetti.
Most of my information consists of little more than hints and whispers, but whoever learns the secret of the Dominion, whatever it may be, will learn the secret of the Gamma Quadrant.
Ya sana, seninle Dominyonun güçlü bir üyesi arasında toplantı düzenleyebileceğimi söylesem?
What if I arranged a meeting between you and a member of the Dominion?
Sadece onların Dominyon denilen bir şeyin üyesi olduğunu biliyorum.
I only know they were members of something called the Dominion.
Bana liderlik taslamaya nasıl cüret edersin?
APOCALYPSE : You dare to claim dominion over me?
Romulanlar'la yaptığımız anlaşmaya göre, gizlenme cihazı, sadece Dominyon hakkındaki istihbarat raporlarımızı paylaşmak şartıyla, yalnızca Gama çeyreğinde kullanılacaktı.
Under our terms of agreement with the Romulans the cloaking device was to be used only in the Gamma Quadrant, and then only in exchange for all our intelligence reports on the Dominion.
Dominyon bir çeşit anti-proton ışın kullanarak gizlenme duvarından içeri sızmayı başardı.
The Dominion managed to penetrate the cloak by using some kind of anti-proton beam.
Sen bütün hayatını sadece halkını bulmakla geçir, onlar da korkunç Dominyon'un liderleri çıksın.
To spend your life searching for your people only to discover that they're the leaders of that awful Dominion.