Dongs traducir inglés
132 traducción paralela
Hey, çikolatalı kekler görüyorum!
Hey, I think I see some Ding Dongs!
Hey, çikolatalı kekler var!
Hey, they are Ding Dongs!
Sence kapıyı mı çaldık?
We get the weapons from the evidence room... and then when we're done, we put'em back. What? Do you think we're ding-dongs?
Aşağıya in ve bir karton süt, birkaç ding dongs ve gazete al.
Go down and get us a carton of milk, some Ding Dongs and a newspaper.
Lütfen Tarım banana split olsun.
Please God, let it be ding dongs.
Yani, Maharajah Bundy olduğun ve dört göğüslü kadınların karpuzlarıyla seni beslediği türden.
You know, where you're Maharajah Bundy and women with four breasts feed you ding dongs?
Kuruyemişlerimi yediler, inan ya da inanma.
They ate the Ding Dongs, believe it or not.
- Ama dingdonglarım nerede?
- But where are my Ding Dongs?
Dingdonglarını boşver.
Forget your Ding Dongs.
Dingdonglarımı aldılar.
And they got my Ding Dongs.
Dingdonglarımı buldum.
I found my Ding Dongs.
5,000 dongs...
5,000 dongs
200,000 dongs...
200,000 dongs
Tartılması için davet edeceksin kişi başına 1000 dongs
You invite him to try, 1000 dongs per person
Şekerlemeler, kekler ve bira serbest.
Twinkies, Ding-Dongs and beer are in.
Ding Dongs?
Ding Dongs?
Virginia'da bunlara Ding Dong değil de, King Don yazıyorlar. Paketlerinde.
In Virginia they didn't call them Ding Dongs, they called them King Don's on the package.
Virginia'da neden Ding Dongs demiyorlar ki?
Why not call them Ding Dongs in Virginia?
Ding Dongs, Ho Hos.
Ding Dongs, Ho Hos.
Ding-dang-dongs do-re-mis ve ha-cha-chas gibi çeşitler var.
We got your ding-dang-dongs and your do-re-mis and your ha-cha-chas, huh?
Ding Dong yiyorum.
Um, I'm eating Ding Dongs.
Ding Dong'la huzur buluyorum.
Taking solace in Ding Dongs.
Ayrıca iç çamaşırı çekmecemde bir kutu çikolata var.
And I've had a box of Ding Dongs hidden in my underwear drawer.
Ding Dong'ların mı var, dostum?
You got Ding Dongs, man?
Videoda ben senin daha paketini bile açmadan yediğin şeyleri de izledim!
Willpower? I've watched home movies of you eating Ding Dongs.. without taking the tinfoil off!
Kurabiyelerimi kim aldı?
Who took my Ding Dongs?
- Kurabiyelerim yerinde yok.
- I had some Ding Dongs. They're gone.
Kurabiyeymiş Ne, çocuk bahçesinde misin?
Ding Dongs. What are you, in kindergarten?
Yani kurabiyelerime ihtiyacım var ve sen onları aldın.
Which means I need my Ding Dongs, and you took them.
Çünkü geceyi senin değerli kurabiyelerin olmadan geçiremem.
I can't make it through the night without your Ding Dongs.
- Kurabiyelerimi almış.
- He took my Ding Dongs.
Yapma evlat, ver kurabiyelerini.
Oh, come on, son, fork over his Ding Dongs.
Ortalığı şenlendirelim biraz.
Time to ram-a-lam these ding-dongs.
Akıllıca seçmem lazım, ding dong mu peynirli çubuklar mı?
So, I have to pick wisely, ding dongs and cheese sticks?
Ding dongs mu yoksa peynirli çubuk haricinde.
Cept'ding dongs or cheese sticks.
Peynirli çubuk umrumda değil, ding dong umrumda değil. ve seni bir kızla basmışım umrumda değil, veya bir kadınla...
I don't care about cheese sticks, I don't care about ding dongs and I really don't care that I walked in on you with some girl, or woman, whatever.
Peynirli çubuk, ding dongdan nefret ederim.
Cheese sticks, I hate ding dongs.
Sandviç yaptım.
I got sandwiches and ding dongs.
Onun tek yaptığı çokomel yiyip, Jeopardy seyretmek!
All she does is eat ding dongs and watch jeopardy!
İnsanlara kestanesini, kasesini, vücudunu gösteriyor. Ve de...
Showing people her Ho Hos, her Ding Dongs, her Suzy Q's, her...
Ding Dong, hanımefendi.
... Ding Dongs, milady.
Ding Dong?
Ding Dongs?
Ne istersin, Top kek mi, peynirli kraker mi?
So what'll it be, Ding Dongs or cheese sticks?
Bence bu şarap tatlıyla iyi gider, o yüzden top kek.
Well, this is a dessert wine, so I'd say Ding Dongs, of course.
- Ding Dong.
- Ding Dongs.
Uygun bir fırsat biliyorum ama sadece yardakçılar için.
I do know of one opportunity, but it's only eligible for dongs.
Bizim yardakçı dediğimiz, Amerikalıların eğitim üyesi asistanı dediği şeydir.
Dongs are what you Americans so eloquently call teaching assistants.
Yarı zamanlı büfe- - krakerler, Top kekler, bir kavanoz jel balıklar.
A little half-time buffet- - pretzels, Ding Dongs, jar of gefilte fish.
Hayır.
No, I just wanna put a package of Ding Dongs just out of reach of her porkpie fingers. No.
Kadınları kadın anatomisiyle ilgilendiğini mi sanıyorsunuz siz?
Well, women want to read about "ding-Dongs".
- Tamam, bakalım. - Salam var... Çikolatalı süt.
Okay, we have Cornish Game Hen... chocolate milk, licorice, ding dongs... radishes to dip in butter and salt, just like you like them.