English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Dont

Dont traducir inglés

2,347 traducción paralela
Neden, bilmem.
I dont know why...
Hayır, sanmıyorum.
No, no... I dont think so.
Gitme.
Dont go.
Hata istemiyorum.
So I dont want any mistakes.
Hatta ne olduğunu bile bilmeyeceğiz.
We dont even know what...
Oyuncak evinde yaşamıyoruz!
We dont live in a dollhouse!
Yarısını geri şirkete veriyor... uzun hikaye, sorma - tek başına en büyük hisse sahiplerinden biri oluyor.
She put half back into the company - - long story, dont ask- - leaving her one of our larget single shareholders.
Sakın onunla böyle konuşayım deme!
Dont you ever talk to him like that!
Kevin ve senin aranda ne oldu bilmiyorum.
I dont know What happened, between you and Kevin?
Hayır, bunu sanmıyorum...
No, I dont think that's...
Endişelenmeyin.
Dont'worry tough.
İki tane değil ki.
Oh, I dont.
Onları bulamayacağız.
If we dont find them here.
Süleyman, aman bizi havaya uçurma!
Souleymane, Dont blow the place up!
Saha yöntemlerinden hoşlanmadım.
I dont like your field tactics.
hem diğer kartlarda aynı _ bu arada geçkalıyoruz
But raj. - Hitin we dont have a time aditi tell him.
hayır hayır.... yanılıyorsun, arkadaşım.
No no dont me mistaken my friend.
Sanjeev Gill'in ofinin önündeyim bu randevuyu ne kadar zor ayarladığımızı bilmiyormusun bağırma 5dk ordayım ok park için yer bulur bulmaz... o inşaaat sektöründe önemli biri..
You know how difficult we get this appointment. Hitin dont shout i am finding a parking.
sen bunu yapamazsın.
You dont.
- Bilmiyorum
- I dont know.
Neyin neden olduğunu bilmiyorum ama şunu söyliyebilirim ki, hesaplamalarımıza göre, en mantıklı teori bu
I dont know whats causing it but I tell you, by all our calculation, this theory is all the only one that make any sense.
Biz, bir insan hastalandığında, haa tamam onun eceli gelmiş diyip onu ölüme terkedelim demeyiz onları iyileştirmek, kurtarmak için
When people have an illness or disease, we dont just say, well its their time and leave them to die. We use our technology, our modern medicine.
Anne, bunlara inanmadığımı biliyorsun
Mum, you know I dont't believe in that.
Ne yapacağım bilmiyorum!
I dont know what to do now!
- Nereye gideceğim bilmiyorum
I dont know where to go.
Oraya gidebilecek miyiz onu bile bilmiyoruz
We dont even know if we can get there.
Neler olduğunu bilmiyorum Ne yapacağımı bilmiyorum
I dont know whats happening. I dont know what to do.
Kazooları sevmiyorum çünkü arı gibi ses çıkarıyorlar.
No i dont like it cause they sound like bees
Şey ben yapabilir miyim bilmiyorum
Gosh! I dont know if I can...
Sizi buraya ne getirdi bilemiyorum, efendim.
I dont'know what you imagine has transpired here tonight, sir.
Hatırlamıyorum.
I dont remember.
Ama o kızı arama.
But, dont call that girl.
Bilmiyorum...
Well, I dont know...
- Dokunma bana!
- Dont touch me!
Dokunma bana!
Dont touch me!
Neden bir şeyler yapmıyoruz?
Why dont we do something?
Bunları yapacak başka yer yok mu!
Dont you have anywhere else to fuck things up!
Merak etme.
Dont worry.
- Bilmiyorum.
- I dont know.
- Bilmiyor musun?
- You dont know?
Uyumak için ilaç almıyorum.
I dont take drugs to sleep.
- Hayır, şimdi değil.
- No, I dont mean now.
Hayır, bilmiyorum.
No, I dont know.
Bunun bir jest olduğunu düşünmüyorum.
I dont think its a good gesture.
Ve kendime Sherman demiyordum.
And I dont call myself Sherman.
Sanmıyorum.
I dont think so.
Kalmak istemiyorum.
Hey I dont want to stay.
Seni rahatsız etmek istemem.
I dont want to bother you.
Hayır, yemin ederim bilerek değildi.
No, I swear I dont know whats going on.
Bilmiyorum.
I dont know.
üzülme Her şey düzelecektir hiçbişey düzelmiycek aditi hiçbirşey ben iyiyim... biliyormusun kaderin benimle alıp veremediği bişey var Raj!
Raj Dont worry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]