Doody traducir inglés
237 traducción paralela
Bıdı bıdı yok.
No Howdy Doody.
Bayan Doody?
Mrs. Doody?
Bayan Doody burda güzel bir yeriniz varmış.
Oh, this is a charming place you have here, Mrs. Doody.
Gayet güzel bir oda bayan Doody.
Oh, it's a nice room, Mrs. Doody.
Howdy Doody'a benziyor.
He looks like Howdy Doody.
Doody'yi de.
AND DOODY.
Bu da Doody.
AND DOODY.
Doody'yi unutamayız, oldu mu?
CAN'T FORGET DOODY, OK?
Konuyu daha daraltalım.
Are we talking about number one or cocky-doody? Let's be more specific.
Tartıştığımız konunun hatrına, "büyükbaş" diyelim.
For argument's sake, let's say cocky-doody.
Mesleki açıdan diyebilirim ki, "büyükbaş" ın ergenlik çağındaki bir kişinin cinsel geleceğini çok az etkiler.
I'd say professionally, cocky-doody has very little to do with the future sexual development of the adolescent.
Ya Doody?
What about Doody?
Doody, nasılım?
Doody, how do I look?
Doody, hareketler yapsana?
Doody, can't you turn me around or something?
Doody.
C'mon, Doody.
- Elbette isterim lan.
- Does Howdy Doody got wooden balls?
- Nasılsın?
- Howdy-doody.
Siz daha Howdy Doody'i... İzlemeden önce bu Silo'da adamlarımız vardı.
We've had men in these silos since before any of you were watching Howdy Doody.
" Çocuklar kula oynar
" The kids play Howdy Doody
Markasını çıkartamadım.
I think it was doody.
Kuaförde, kadınlarla köpek pisliği arasında ne gibi bir benzerlik vardır diye sorunca, gülüyorlar mı?
Will they laugh in a salon when you say... " What do women and dog doody have in common?
Demek bir randevu istiyorsun?
* Doo-dee-doody-doo * * 37 cents. Whoa! Ho, that's a power surge.
Sen bodrumdan sıraları çıkaracak ve kuş pisliklerini temizleyeceksin.
You get to bring the benches from the basement and scrape off the bird doody.
ve ben dinlenirken kuş pisliklerini temizlemeyi önerirdi.
Let me clean that bird doody while you rest. "
Doodyville'nin tüm sakinleri bizden ayrılmayın... Sırada Bizon Bob and Naber Doody var.
Stay tuned for all the denizens of Doodyville... with Buffalo Bob and Howdy Doody.
Karşınızda, Naber Doody, çocuklar.
Well, Howdy Doody, kids.
- Sana da selam, Bay Doody.
- Howdy there, Mr. Doody.
Naber Doody zamanı
It's Howdy Doody time
Bob Smith ve Doody Pekâlâ.
Bob Smith and Howdy too Wave howdy-do to you Okay.
Kaka suratlı.
Oh, yes. Doody-face.
Peg, bahçedeki köpek pisliklerini temizle.
Peg, scrape the dog doody off the grass.
Çok çalışıp, kendini geliştirirsen, daha büyük hayvanların pisliklerini temizlemeye terfi edebilirsin!
With hard work and study, you could actually work your way up to cleaning up the doody of even bigger animals.
Yani, bir kambur ile pislik kazıyıcısının kavga etmesi için bir neden yok ki!
I mean, there's no reason for a hunchback and a doody scooper to fight.
- Howdy Doody saati!
Howdy Doody time!
Şimdi Howdy Doody saati
It's Howdy Doody Time
Howdy Doody saati mi?
Howdy Doody time?
Neden Howdy Doody ve Chocolate Wonder'ı getirmiyorsun?
Why don't you bring Howdy Doody and the Chocolate Wonder?
Howdi Doody'nin en yakın arkadaşı kimdi?
Who was Howdy Doody's closest friend?
Ne güzel ayak çekiyorsunuz.
Well, this is a fine how-do-you-doody.
Sizler buna göz yumabilirsiniz ama bu Yankee bunu yapmaz.
Now, you guys can take it, but not this Yankee Doody Dandy.
Günlerimi köpek kakası toplayarak geçirmekten bıktım usandım.
I'm sick of spending my day off scooping doody.
Neden köpek kakasını eve getirdin?
Why'd you bring the doody in the house?
Bizi bilemem ama sen çakal pisliğinde duruyorsun.
Well, I don't know about us, but you're standing in coyote doody.
Dizlerine kıvrılıp "Howdy Doody" yi izlerken çoraplarını çıkarttığımı ve ayaklarını gıdıkladığımı hiç unutmam.
I remember I used to curl up on his lap, watch "Howdy Doody" with him, roll down his socks and tickle his feet.
"Howdy Doody" yi izleyen ve Pasifik'te olan Toledo'lu şu adam ki?
Who's the guy in Toledo who watched "Howdy Doody" and served in the South Pacific?
Pislik bölgesinden çıkma izniniz yok.
You're not allowed out of the doody area.
Ah be!
Oh, doody.
Bu evin önündeki kuş pisliğini örter.
This one could cover the bird doody on the front of the house.
Ayakkabı satan, araba tamir eden, parktaki süprüntüleri süpüren ya da pislik temizleyen adamın bütün maaş çekini bir bira almak için harcaması gerektiği kimin umurunda?
Yeah, sure, what do they care if a man who sells shoes or fixes cars or totes that barge, or spears that doody in the park has to use his whole pay cheque to buy one beer?
Joey, torba dolusu maytap yakıp Bundy'lerin verandasına bıraktığını biliyorum.
I know when you're awake. You, Joey, I know it was you who lit that bag of doody and put it on the Bundy porch, so you're out of luck this Christmas.
Çok komik.
Howdy Doody.