Draw traducir inglés
11,170 traducción paralela
Wilkin Brattle kraldan dostça davranış göremeyecek artık.
Wilkin Brattle will no longer draw favor from the king.
Eğer origami yapan adamın arabasına ulaşabilirsem belki Mareşal'i şehir dışına çekebilirim.
If I can get the origami man's car, maybe I can draw the bounty hunter out of town.
Kargaşa yaratacaktım. S.H.I.E.L.D.'ı yuvasından çıkaracaktım.
Looking to cause a little mayhem, draw S.H.I.E.L.D. out, when, instead...
Yazdıkları dönem çok fazla tarih ve kültür barındırıyor.
I mean, those cats had so much history and culture to draw from when they wrote.
Bir şekilde dışarı çıkartalım.
Draw them out somehow.
Yoksa kura mı çekelim?
- Or do you want to draw straws?
Banks'in kanını alacak teçhizatlarımız yok.
And this isn't the med lab. We don't have the equipment to draw banks'blood.
- Tamamen çekilişi yine çeker misiniz?
- Totally pick it... draw again?
Aslında, burada senin bana eşlik etmeyi teklif etmen gerekiyor.
Actually, this is where you offer to ride along with me, help draw some of her fire.
Bir yıl bulaşıkları yıkadıktan sonra yeterli geldi. Yani bundan sonra hazırlamışımdır her şeyi, bebek.
After washing dishes for a year they bumped me to prep, which means I draw up the schedule, babe.
Bir gürültü şikayetinde bulun, burada bir siyah ile beyaz olayı çıkarıp Prince'in dikkatini dağıt, umarım ben etrafa bakarken onun adamlarını nöbet yerlerinden uzağa çeker.
Call in a noise complaint, get a black-and-white out here, distract Prince, hopefully draw his guys away from their post while I take a look around.
Garett'ın onu Hydra'ya nasıl çektiğini bile anlıyorum.
I even understand how Garrett was able to draw him into Hydra.
Gördüğüm kadarıyla, bu dünyada değer verdiği tek şey sen kaldın. Yani onu çekebilmemin tek yolu sensin.
And as far as we can tell, you're the only thing left in this world that he cares about, which means you're the only way I can draw him out.
Seni vermek onu çekmenin tek yolu.
Giving you up is the only way to draw him out.
Kılıçları çekin!
Draw!
Cisco, sahanın elektriğini kes, daha fazla enerji çekemesin.
Cisco, cut the power to the field so he can't draw anymore energy.
Onları tünellere çekeceğiz.
We draw them into the tunnels.
Silahını çek ve onu ortadan kaldır. - Ne?
Draw your weapon and eliminate her.
Daha sonra Revere Göz'ün enerjisini çekmek için asasını kullandı.
Revere then used the staff from whence the Eye had come to draw it out.
Eğer kabı bulabilirsek Jenny'nin içindeki enerjiyi çekebiliriz.
So if we can find the casing, we can draw the Eye out of Jenny.
Bize doğru çekmek istediğin başka bir şey var mı?
Anything else you want to draw towards us? !
Pekala, Millet Kazanağız dikkatini çekmek için gürültü yapacağız. Bu yüzden Astrid, Ruff ve Tuff arkadan net hedef olabilir ve onu denize sürükleyin?
All right, gang, we'll buzz past the Scauldron and draw its attention so Astrid, Ruff and Tuff can net it from behind and drag it out to sea, got it?
- Daha derinlere giderse kan görürsün
- Dig deeper, see if you can draw blood.
Hiccup ve Gece Hiddeti'ni açıklığa çekeceğiz diğer binicileri etkisiz hale getirip öldürücü güçle Ejderha Gözü'ne el koyacağız. Sanki başka türlü güç varmış gibi. Demem o ki, gerçekten hadi ama.
We'll draw Hiccup and the Night Fury into the open, neutralize the other riders and seize the Dragon Eye by lethal force, as if there is any other type of force.
Onu Ejderha Sınırı'ndan uzağa sürmeliyiz.
We need to draw him away from Dragon's Edge!
Tek umudumuz onları geri çekilmeye zorlamak.
Our only hope is to draw them away.
Emma beraberliği bozacak yarışı yine kaseden çekecek.
Emma will once again draw from the bucket for the Tie-Breaking Challenge.
Banyoya girmeni, rahatlamanı ve sakinleşmeni istiyor.
Wants you to draw a bath and relax... get comfortable.
Babamı aile fotağraflarına pastel boyayla çizmek zorunda kalırdım.
Um, I used to have to draw him into family photos with a crayon.
- Ciğerlerine çekmen lazım.
- You need to draw it right into your lungs.
Yeterli monocane olmazsa böceği dışarı çıkaramayız.
Not enough monocane we won't be able to draw the Reaper out.
Bunu sana ben söylemek istemezdim ama David Copperfield artık öyle önemli biri değil.
I hate to be the one to tell you this, but David Copperfield really isn't a big draw anymore.
Zoom'un Linda'yı Doktor Light sanmasını sağlayıp konuşturması için onu kullanabiliriz.
We make Zoom think that Linda is Doctor Light and use her to draw him out.
Şehirden uçup gidecektim ve berabere sayacaktım.
I was going to blow town, call it a draw.
Burada istedikleri asıl şey bu olabilir bizi Orta Doğu'da başka bir savaşa çekmek.
It could be argued that that's what they want here, to draw us into another hot war in the Middle East.
Kutlamaya geç gidersek bingo yarışmasına katılamayız değil mi?
If we do not fall behind, arrive in time for the draw Bingo, is not it?
Onları bu tarafa doğru çek!
Draw them over this way!
Yoksa dikkat çekersin.
Otherwise, you're going to draw attention.
Nexus'un yerleri kötü insanları kendilerine çeker.
Places of Nexus, draw bad people to them.
Buraya benimle birlikte mini-kameralar koydular ve o kameraların da bir yerden güç alması gerekiyor.
They put mini-cams in here with me, and those cameras... Need to draw power from somewhere.
Dr. Palmer'ın moleküler saflaşmasında bizim sistemimizden güç aldığı ortaya çıktı bu da... Bilimden anlıyoruz diye sıkılmadığımı sanma.
Dr. Palmer's molecular's realignment was premised on a power draw from our system, which resulted... just because I understand science doesn't mean I'm not bored by it.
Kim bilir, FBI'ın uygun bağlantıları bulması ve Çin'e bir özür borçları olduğunu anlamaları ne kadar sürer?
Who knows how long it's gonna take the FBI to draw all the proper inferences and realize that China is owed an apology?
Tanrım, çocuklara bu saçmalıkları mı çizdiriyorlar?
God, this is the shit they have these kids draw?
Uçakla havada yazı yazma gibi bir şey bu, biliyor musun? Harfleri ne kadar güzel yazdığının önemi yok.
No matter how nice you draw them letters, the wind's just gonna take it.
Bu, delilik.
If you turn it down, you'll draw even more attention to yourself.
Ben onları uzaklaştıracağım.
I'll draw'em away.
Kaçmaya veya herhangi bir şekilde dikkat çekmeye çalışırsan aramızdan ilk ayrılan sen olursun anladın mı?
You try to run or draw attention to us in any way, you're the first one that gets dropped, are we clear?
Çok daha kötü hale getirir. Dikkatleri üzerine çeker.
It'll only make it worse, draw more attention to it.
- Bilmiyorum.
Why don't you draw me another diagram?
1489 ) } SÜPER { \ cH2C82A9 } B { \ cH4855AB } İ { \ cH6F0FB1 } N { \ cHB2811D } G { \ cH21B786 } O { \ cH0975C1 } YARIŞMASI
SUPER DRAW OF BINGO
Çok fazla dikkat çekeceğimi söyledi.
Said it would draw too much attention to me. That's crazy.