English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Dua

Dua traducir inglés

18,090 traducción paralela
eline geçsin diye dua ediyorum.
so that you may find me.
Her gün dua ediyoruz.
♪ We pray each day
Dua etsen iyi olur.
You better be praying.
Bizim elimizden yalnızca umut etmek ve dua etmek gelir.
All we can do is hope and pray.
Bunun için dua ettim, oysa o beni seviyordu.
I prayed for it, and all the while, he loved me!
Olanları başka bir açıdan görmen için dua ediyorum.
Well, I pray that you come to see things in a different light.
Rome'daki herkesin Austin'lerin çocuğu için dua etmelerini istiyoruz.
We're asking everyone in Rome to pray for the Austin boy.
Sen de çocuk için dua eder misin?
Can you keep him in your thoughts and prayers?
Benimle dua eder misin?
Will you pray with me?
Pekâlâ, bir dua oku ve gidelim.
Okay, say a prayer, let's move along.
Yalnızca onun mallarını nakleden bir tüccarım ama mecbur hissediyorsan Murtagh Fitzgibbons için dua et.
I'm simply a merchant transporting his goods. And if you feel obliged, say your prayers for Murtagh Fitzgibbons.
Fikrini duyabilmek için dua ediyorum.
I pray I might hear his opinion.
Ben de Levazım Subayı'nın bu ordu için çok gerekli erzağı tedarik etmek için bir yerlere gitmiş olması için dua ediyorum.
And I pray the Quartermaster is off somewhere gathering much needed victuals for this army.
Ama o yolcu gemisi batmadan önce dua ettik biz. - Evet.
But before that cruise ship went down, we prayed.
Dua ettiğin yok, perhiz yaptığın yok.
You don't pray. You don't fast.
Protesto edeceğim ; çünkü hayatım boyunca dua edip durdum ve hiç cevap alamadım!
Because my whole life, I pray and I pray and there's never an answer!
Dua et anlamamış olsun yoksa senin peşine düşerim.
Well, you better hope that she caves, otherwise, I'm coming after you. Do you understand?
Rebecca bizi terk ettiğinde geri dönmesi için dua ettim.
When Rebecca left us, I prayed that she'd return.
Aziz Grigor Narekatsi'nin Ermenice dua kitabı.
Uh, Book of Prayers of St. Gregory.
Gök Tanrı'ya dua ediyoruz ve bugün verilecek kararı kutsamasını diliyoruz.
We pray to the Blue Sky and seek blessings for the decision that will be made this day.
Edecek dua kalmadı.
There are no prayers left to pray.
Bugünün gelmesi için hep dua ettim.
I hoped and prayed this day might come.
Şahin Tanrısı Horus'a, nefret ettiği sizleri sonsuza dek lanetlemesi için dua etmişti.
And prayed for the hawk god, Horus, to damn the objects of his hate for all eternity.
Chay-Ara da, Horus'a, kendilerini sonsuza dek koruması için dua etmişti.
But Chay-Ara had a prayer of her own, that Horus would protect them forever.
Bir grup adam, cemaatin önünde başlarını dua örtüleriyle örtüp bir dua mırıldanırlardı.
There's a moment where a group of men get up before the congregation, cover their heads with their prayer shawls, chant a prayer.
Birlikte dua ediyoruz.
We've been praying... together.
Tanrı, kasabamızı kurtarsın diye dua ediyoruz.
Praying that God will save our town.
Wukong, bu dua boncularına bak.
look at these prayer beads
Tanrıya dua et ki hayatımın aşkını kaybetmeyeyim.
You can pray to God I do not lose the love of my life.
Hukuk fakültesinde olmadığıma dua ediyorum.
I'm so glad not to be in fucking law school anymore.
Her gece dua ediyorum
♪ Every night I pray ♪
Haç Davud'un Yıldızı, biz kaybettik Dua etmeye başladık valiye O bir gangster İşbirliğinde belediye başkanıyla Çatı çökmeye başlamış
d The cross The Star of David, we lost d d We started praying to governor He a gangsta d d In cahoots with the mayor The roof's starting to cave in d d No, it's not a game All is dark, except the flame d
Dua edecek hiçbir şeyim kalmadı
♪ I've got nothing left to pray ♪
Çıkabilirsin canım, sana dua edeceğiz.
Go, my dear, we'll pray for you.
Ama kibar bir hanımefendi olarak neden ki seçtim balyozu dua edip Tanrı'nın da beni dinlediğini umuyorum.
But as a dainty little lady like me, why, I pick up a sledgehammer... ( grunts ) pray for the best, and hope that God is listening.
Dua edelim mi?
Shall we pray?
Yaşaması için mi yoksa ölmesi için mi dua ediyorsun?
Are you praying for her to live or die?
Ruhu için dua ediyorum.
I pray for her soul.
Dua etmeliyiz.
We must pray.
Galiba artık sadece Amy'nin küçük kokainman kızının alması gereken yardım için dua etmeliyiz.
Listen. I think now we just need to pray that Amy's little crackhead daughter gets the help she needs.
Ruskie'leri yenme konusunda çok umutsuzlardı daha fazla umut ve dua için programın dışına çıktılar.
They were so desperate to beat the russkies, They went up ahead of schedule more on a hope and a prayer.
Nasıl kullanacağını hatırlamak için dua etsen iyi edersin.
You better pray you remember how to use it.
Dua et büyükanne burada değil.
It's a good thing grandma isn't here.
Dua etmeye başlarlar.
They start praying.
Ne dua edebildi ne de birşey.
No prayers, no nothing.
İkiniz için de küçük bir dua okuyacağım, çünkü, bilirsin...
I'm gonna say a little prayer for both of you, because, you know...
Sen dua et yanlış tanı sigortan güncel olsun.
Just pray your malpractice insurance is up-to-date.
Celpte sadece resmi işlerinden bahsettiğime dua et sen.
You should feel lucky I'm only citing you for your official operations.
O aile için dua ediyorum.
I've been praying for that family.
Senin için dua edeceğim.
I'll pray for you.
Dua.
A prayer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]