Durmalıyız traducir inglés
540 traducción paralela
Onlardan uzak durmalıyız.
We must keep well clear of those fellas.
Avery'nin batısındaki çalılık alanda durmalıyız.
I scatter'em in the scrub pinion west of Avery's patch.
Yapar korkusuyla durmalıyız önüne.
Then lest he may, prevent.
Carabinieri olunca kadınlardan uzak durmalıyız..
Before you take brigade women not to harm her.
Ama bence durmalıyız ve duralım da kendi kalplerimizin ve hayatlarımızın içine bakıp orada ne bulduğumuzu görelim.
But I think we should pause, and pause now, to do a little stocktaking, to look into our own hearts and lives and see what we find there.
Bir kadından bir kadına gibi durmalıyız.
We ought to look like one lady to another.
Yüzbaşı'nın tekrar binebilmesi için burada durmalıyız.
We have to stop here till the Captain can ride again.
Bence burada, Bayan Stephanie'nin bahçesinde durmalıyız.
I think we ought to stay right here in Miss Stephanie's yard.
Şu atlı hayaletin saklandığı yerin yakınında durmalıyız.
We must stay close to the hiding place of this ghost rider.
Hayır, durmalıyız. Hayır.
But could we stop?
"E-i" ayrıca özel kelimelerde kullanılır. Bunun üstünde durmalıyız.
"'E-I'is also used in special words that merit careful study. "
Anlaşmamıza göre aşkın tadını kaçıran her şeyden uzak durmalıyız.
With our contract, we are keeping out all those things that spoil love.
Durmalıyız, çok yoruldu!
We must stop, he's played out!
Durmalıyız!
We have to shut down!
Pekala, oradakiler herkimdiyseler onlardan uzak durmalıyız.
Well, whoever the hell it is back there we gotta keep out ahead of'em.
Kıpırdamadan durmalıyız.
We have to stand still.
Çok ürkütücü olmadan önce Durmalıyız.
Before it gets too frightening
Yine sözümüzde durmalıyız!
E we will keep in them thus!
Herkesten uzak durmalıyız.
We have to get rid of everybody.
Büyük şehirlerden uzak durmalıyız.
No, you should not pass close to cities.
Hazel, burada durmalıyız.
Hazel, we'll have to stop here.
Artık durmalıyız Hazel.
We'll have to stop soon, Hazel.
Üstad Li ile iyi dost olduğunuzu biliyorum, ama... Dövüş sanatları dünyasından ayrıldığımız için, Ondan uzak durmalıyız, değil mi?
I know you are good friends with Xiaoli, but... since we've decided to leave the martial arts world, won't you agree that we should stay away from him?
Rahat durmalıyız biliyorsun.
We got to stay loose, you know.
Sosyalistlerin kan dökülmesini desteklemesi ne kadar korkunç görünse de savaş zamanı hükümetin arkasında durmalıyız.
As appalling as it may seem to see socialists supporting bloodshed, I can understand the necessity of supporting one's government during times of war.
Üstad Lei, 3 sınavdan da geçtiler sözümüzde durmalıyız
Master Lei has passed all the three tests, we must answer their request.
Bence durmalıyız.
I think we should stop.
Durmalıyız.
We've got to stop.
Belki sonra, ne zaman işler sakinleşirse, ama şimdi durmalıyız.
Maybe later, when things calm down, but now we must stop.
Burada durmalıyız.
We must stop here.
Durmalıyız.
We have to stop.
Durmalıyız.
We have to stop!
- Durmalıyız
We have to stop.
Çocuklar gelirse giyinik olmalıyız ve çok ciddi durmalıyız.
If the children come, we must dress and we must be very serious.
Jeep'in başında durmalıyız..
WE SHOULD STAY WITH THE JEEP.
Bir an önce şehirden uzaklaşmalı ve görevlilerden uzak durmalıyız
We have to get out of the city immediately and avoid the authorities.
Sanırım otoyoldan uzak durmalıyız.
I think we should stay off the interstate.
Ernest, durmalıyız.
Ernest, we gotta stop.
Durmalıyız.
The we must stop
Fort Collins, Colorado'da durmalıyız.
We gotta make a stop. Fort Collins, Colorado.
Sen ve ben onlardan uzak durmalıyız!
Or else you too would have troubles and I too would have a problem.
Burada durmalıyız bence.
Looks like we're stopping here.
Oradan uzak durmalıyız.
I just want to disappear from there.
Malcombe ormanından uzak durmalıyız, ve Montargis yolundan gitmeliyiz.
We must avoid the Forest of Malcombe, and pass by Montargis.
Bak, bir yerde durmalıyız.
Look, I got to pull over.
Durmalıyız, çünkü Harold'ın çişi var.
Oh, I guess we should stop,'cause Harold has to pee.
Durmalıyız
We ought to call a halt
- Sizinle tartışırsam zıt bir konumda durmalıyım. Evet, ama sadece "Hayır." demek değil.
Look, if I argue with you, I must take up a contrary position.
Yoksa durmalı mıyız?
Maybe we should stop?
bu işten uzak durmalı mıyız?
Should we stay away from this?
Ayakta durmalı ve biz de saldırmalıyız.
Somebody should stand up and strike back.