Düzelt traducir inglés
1,722 traducción paralela
O zaman düzelt şunları.
Then get it right.
Çene kemerini düzelt!
Fix your chinstrap!
Bir dahakine Jack'in önünde düzelt.
Well, fix it in front of Jack next time.
Polislerin ölen kadınla ilgili yaptığı yanlışları biliyorum ve de annemin sana düzelt yoksa düzeltirim dediğini.
I know the cops have been all over you about that dead woman. And Mom said for you to fix it or she would.
Şimdi benim için bir şey yap ve Peyton ile aranı düzelt.
Now do something for me, and make things right with Peyton.
Şimdi eğer yanlışsam beni düzelt, ama bildiğim kadarı ile Trey'den sonra uzun süren bir Volchok dönemine girdik.
Now, correct me if I'm wrong, but I believe we went from Trey to a lengthy volchok period. Yeah.
Her neyse, bunu benim için düzelt!
Anyway, go fix this for me!
Sohbeti kes de düzelt şunu.
Do I want a conversation with you? Just fix it.
Yanılıyorsam düzelt.
You stop me when I'm wrong.
Yanılıyorsam düzelt ama o bana senin kız arkadaşın gibi gözükmedi.
Forgive me if i'm wrong, but she didn't really strike me as the girlfriend type.
Al götür bunları, düzelt ve geri getir.
Go take them back and stitch them properly and bring them back.
Yanılıyorsam lütfen düzelt ama ona zaten nehrin orada teşekkür etmedik mi? ve bizi eve bıraktığında da?
Correct me if I'm wrong, but didn't we thank him at the shore, and when he dropped us off?
Düzelt o zaman.
Fix me.
- Gömleğimi düzelt.
- Fix my shirt. Think I should?
İndir şunu, üstünü başını düzelt lütfen.
Get him down, tidy him up please.
Şimdi arkanı düzelt.
Now, tuck your butt.
Düzelt o halde.
You fix it.
Bunları bana sen yaptın, şimdi de düzelt.
You did this to me. And you will fix them!
Pekala, görüntüyü düzelt.
enhance that shot.
Hatasını düzelt bakalım.
Conjugate it properly
Kılıcını düzelt.
Adjust your sword, boy.
Suratını düzelt!
Stuff your face!
- Sakın kapatma, düzelt hemen.
- Don't turn it off, fix it.
- O halde düzelt.
- Then fix it.
Düzelt.
Fix it.
Uh, yanılıyorsam düzelt, ama sen ölüsün.
Uh, correct me if I'm wrong, but you're dead.
Sen düzelt.
- Do it yourself.
Düzelt onu.
Fix it.
Düzelt şunu.
Fix it.
o zaman bir mermi al ve durumu düzelt.
So get a bullet and fix a situation.
Ayrıca Bayan Olson'a karşı tavrını düzelt.
And I would correct your attitude towards Miss Olsen.
Sovyetler bize ateş etti, bizde onlara mı ateş ettik ne. Düzelt şunu.
The Soviets fired on us, or we fired on them or something.
Yanlışsam düzelt ama en yükseği şuradaki gibi.
Correct me if I'm wrong, But I'd say it's that one right there.
Git ve bu durumu düzelt.
Just go and fix it.
Git, Quinn'i bul ve hatalarını düzelt.
Go. Find quinn. Make things right.
Kravatını düzelt.
Do your tie up.
Şunu benim için düzelt.
Straighten this for me.
Yanlışsam düzelt ama yarasa sevenler derneği küçük bir grup diye biliyorum..
You know, maybe I'm wrong, but I'm guessing bat lovers united is a very small club.
Kardeşinin gömleğini düzelt.
Fix your sister's shirt.
Kowalski, vektörü düzelt!
Kowalski, adjust vector!
O / ~ Peder, lütfen koru beni o / ~ o / ~ Peder, lütfen düzelt beni o / ~
O / ~ Father, please protect me o / ~ o / ~ Father, please correct me o / ~
- Peder lütfen düzelt beni
- Father please correct me.
Yanlışsam beni düzelt, Jules ama boğulan kurbanlardan parmak izi alabiliyorsunuz.
And correct me if I'm wrong Jules, but you can actually get fingerprints off strangulation victims.
Uzay aracını düzelt ve yapabileceğinin en iyisini yap.
Prepare to meet the ships and all those who can.
Yanlışsam düzelt. İkiniz beraber çalışırken Süper Ajan Bryce'la birlikte değil miydiniz?
Correct me if I'm wrong, but weren't you with Bryce Larkin, super spy when you were together?
Düzelt şu işi.
Please fix this.
Öyleyse kafasının içine girip bunu düzelt.
So get inside his head and fix him.
Düzelt durumu.
Set this straight.
Hatalıysam düzelt, Tom.
Now correct me if I'm wrong, Tom, but you said, in the midst of a surgical procedure,
Yanlışım varsa düzelt.
I want to be clear.
Düzelt şunu.
Change them again.