Dışişleri bakanlığı traducir inglés
850 traducción paralela
Burası Dışişleri Bakanlığı.
It's the Foreign Office.
Dışişleri Bakanlığını bırakıp adamlarla dolu bir yere geç.
You should stop working for the diplomats, and work for a bunch of old men instead.
Gerçekte anarşist olan sahte bir Rus polisi Çar'ın yatağına serilecek battaniyenin sevkini yapacak üç tane geçici işçi ile beni Dışişleri Bakanlığı'na sokacaktı.
A phony Russian policeman, an anarchist... was to get me into the Foreign Affairs Ministry... with 3 other temporary workers who were... to move a rug on which the Czar's bed would be placed.
Dışişleri bakanlığından tayin beklemekten sıkıldım.
I'm tired of waiting for the office to give me a post.
Dışişleri bakanlığı Gaston'un istediğimi sandığı göreve başkasını tayin etmiş.
Some chap was given a post by the foreign office that Gaston seemed to think I wanted.
Dışişleri Bakanlığına telgraf çekmek istiyoruz.
First, we want to cable the Foreign Office.
Dışişleri Bakanlığındaydım.
I was at the foreign office.
Sonra, 10 dakika önce, Dışişleri Bakanlığı telefon etti Berlin'deki ajanlarımız, senin führerlerinin hayatına kasıttan... -... gizli sanık olduğunu, söylemiş.
Then not 10 minutes ago, the foreign office telephoned... that our agents in Berlin say that you're secretly accused of of an attempt upon the life of their führer.
Dışişleri Bakanlığı'ndan mı?
Secretary of state's office?
Bay Candy, Berlin'deki elçiliğimiz Londra'daki Dışişleri Bakanlığı'na Alman milliyetçilerinin, Güney Afrika meselesindeki tutumlarının değiştiğine yönelik haberi verdiğinde aileme mektup yazıp işimi kaybettiğimi ve onların yanına geri döneceğimi haber etmek zorundaydım.
You see, Mr Candy, when our Embassy in Berlin reports to the Foreign Office in London that "a slight change of attitude is visible in the German nationals towards the Boer question", I have to report home that I have lost my position and am returning to the bosom of my family.
Ayrıca Dışişleri Bakanlığına da büyük sıkıntılar getirdin.
You make the Foreign Office very cross.
" Dışişleri bakanlığının bu girişimi...
"The State Department initiative..."
Dışişleri Bakanlığı'nı, Lola'nın kaldığı küçük oteli ziyaret eden harika diplomatlar kadar diplomat ziyaret etmiyordu.
The Foreign Office does not get as many visits from brilliant diplomats as the small hotel where Lola stayed.
- Üzgünüm, Wreck ama emir Washington'daki Dışişleri Bakanlığından geldi olay araştırılana kadar herkesi içerde tutacağım.
- Im sorry, Wreck... but Ive got orders from the State Department in Washington... to hold everyone until the matter is investigated.
Elimde, bütün bahriyelilerin ve olaya karışan talihsiz insanların serbest bırakılması için dışişleri bakanlığından gelen bir emir var.
I have an order here from the State Department... for the release of the naval cadets... and all of the unfortunate people involved in the incident.
Dışişleri Bakanlığı'ndan büyükelçiye yazılı emir göndertebiliriz.
We could have the Foreign Office serve a writ on the Ambassador.
İtalya Dışişleri Bakanlığı'ndan... Sinyor Contino'yu takdim edeyim.
May I introduce Signor Contino from the Italian Department of State?
Bay Harris, sorduğum için bağışlayın ama Dışişleri Bakanlığı'nda sizi burada tutan bir düşmanınız mı var?
Pardon me for asking, Mr. Harris, but... do you have an enemy in your State Department keeping you here?
Bana dışişleri bakanlığından ulaşabilirsiniz.
You can reach me at the Department of State.
Bu Dışişleri Bakanlığı'nın da çok işine yarar.
The State Department could use her.
Herkes Dışişleri Bakanlığı ile birlikte çalışmalı.
Everyone must work with the State Department.
Adam Dışişleri Bakanlığı'na mühürlü bir mektup bırakmış.
He left a sealed letter addressed to the Foreign Secretary.
Dışişleri Bakanlığı'nda bekleniyorsun.
You're due down at the Foreign Office.
Bu, yakın geçmişte Chambers'la dışişleri bakanlığındaki görüşmenden.
About to meet Chambers, about to become late of the Foreign Office.
Dışişleri Bakanlığı, İngiliz Hazine Bakanı... Sir Harold Clark'ın ziyaretini doğruladı.
The Foreign Office today confirmed the upcoming official visit of the British Finance Minister, Sir Harold Clark.
Dışişleri Bakanlığı Güvenliği, Bay Stoner, doğru mu?
The State Department Security, Mr. Stoner, am I right?
Dışişleri Bakanlığı'ndan olan adam senin neden burada olduğunu merak edecektir.
That man from the State Department's gonna wonder why you're here.
Lee Conrad, Dışişleri Bakanlığı.
Lee Conrad, State Department.
Neredeyse bir haftadır Dışişleri Bakanlığı'nızın organizelerinden sıkıldım.
I've had almost a week of your State Department's organised boredom.
Dışişleri Bakanlığı'ndaki Troçkist gruptan ben sorumluydum.
I was in charge of a Trotskyist group in the Ministry of Foreign Affairs...
Bir yeraltı bağlantısından şüphelenmiştim, şu donuk ve kireçleşmiş müessese ile Dışişleri Bakanlığı arasında.
I've always suspected there was some kind of underground connection between this stodgy and seemingly calcified establishment and the Foreign Office in Whitehall.
Bir Amerikan vatandaşının başına Dışişleri Bakanlığı'nın yazılı izni olmadan vuramazsınız.
You cannot bash an American citizen without State Department permission.
Dışişleri Bakanlığı mı?
The State Department?
Dışişleri Bakanlığı'nın yardımına ihtiyacım yok.
I don't need any help from the State Department.
- Büyük adamları tanıyorsunuz. Senatörler, Dışişleri Bakanlığı, Dr. Kissinger.
You know all the big shots... senators, the State Department...
Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştığını biliyorum.
Yes, I know he's with the State Department. A friggin'bore.
Birleşik Devletler Hükümeti Dışişleri Bakanlığı'nda görevliyim. Buraya, bir Amerikan vatandaşıyla ilgili olarak acil görev için geldim.
United States Government, State Department... and I'm here on an emergency mission... concerning an American citizen.
Dışişleri Bakanlığı'ndan.
How are you, kid?
Ben biraz gecikmeyle de olsa, Dışişleri Bakanlığı binası altındaki sığınağa doğru ilerlemeye başladım.
E we were all for the shelter. I also was, after some delay in the Ministry.
Dışişleri Bakanlığına yazı yazmamanız için size yalvarıyorum.
I beg you not to send a letter to the State Department.
Dışişleri Bakanlığına yazı konusu, efendim.
About the letter to the State Department, sir.
Şey, isterdim, fakat... Dışişleri Bakanlığı yetkilisine dediğin gibi, efendim.
Well, I would like to, but... it's like you said to the fellow from the State Department, sir.
- Dışişleri Bakanlığı'na şikayet ederler.
- They'll complain to the Foreign Office.
- Dışişleri Bakanlığı gemide değil.
- Foreign Office isn't aboard.
Dışişleri Bakanlığının özel emri var.
Special request of the State Department.
Dışişleri Bakanlığı'nın gönderdiği şu ek önerileri inceliyordum.
I've been going over these additional suggestions... from the State Department on the occupation.
Komünistler ve onların Britanya Dışişleri Bakanlığı'ndaki dostları.
The Communists and their fellow travelers in the British Foreign Office.
- Martin'e Dışişleri Bakanlığı'nı vermişler.
- Did you know Martin's got the Foreign Office.
Babam doktor. - Benimki Dışişleri Bakanlığı Kuryesi.
- Mine's a Queen's messenger.
Bu şekilde Genel Sekreter ile tanıştırdığım kişiler burjuva nasyonalisti olan Bederich Geminder Güvenlik Bakanlığı'ndan J. Pavel ve Karel Svab Dışişleri'nden Bakan Yardımcısı...
That's how I was introduced to the General Secretariat the bourgeois nationalist Bederich Geminder, in Security, J. Pavel and Karel Svab,
Dışişleri Bakanlığı'nda görevli olduğum sürece böyle bir şey olamaz.
Not as long as I'm with the State Department.