English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ E ] / Edebilirim

Edebilirim traducir inglés

14,981 traducción paralela
Tüm öfkeni ve hiddetini alıp yok edebilirim.
I can take all your anger and rage and make it go away.
Bilinmeyen bir hayaleti nasıl mağlup edebilirim ki?
How can I defeat an unknowable wraith?
- O acıyı yok edebilirim.
I can take away the pain.
- Sanırım sana yardım edebilirim.
- I think I can help you.
Hayır, ama bir şablonu ayırt edebilirim.
Uh, no, but I can spot a pattern.
Nasıl yardım edebilirim?
Okay, what can I do?
İsterseniz benim eve kadar çekip orada tamir edebilirim.
If you want, I can tow it to my house and fix it there.
Bu şekilde onlara nasıl yardım edebilirim ki?
How am I supposed to help them like this?
Onları bulmana yardım edebilirim.
Look, I can help you find them.
- Ona yardım edebilirim. - Neden?
- I can help her.
Ben de ormana bakmaya devam edebilirim.
I can keep checking the woods.
Ama sana yardım edebilirim.
But I can help you.
Tek seferde sadece bir kardeşi idare edebilirim.
I can cover for one sister at a time.
Tek bildiğim, seni rahatsız eden bir şey olduğu. Belki ne olduğunu öğrenirsem yardım edebilirim.
All I know is that there's something that's really bothering you and if I know what it is, maybe I can help.
- Ben de yardım edebilirim.
- And I can help.
Gizli bir kimliğim yok benim ve Darhk'ın HIVE ile olan... -... bağlantısı hakkında tanıklık edebilirim.
I don't have a secret identity, and I could testify about Darhk and his connection to HIVE.
Yardım da edebilirim. Bakın şimdi.
And I can help.
Pekâlâ Stewie. Amazon'daki bir rüya kitabının incelemesini okudum. Sanırım sana yardım edebilirim.
Okay, Stewie, I read the review of a dream book on Amazon, so I think I can help you.
Böylece kızınızla evlenip onu mutlu edebilirim. - Yani paran yok mu?
Oh, so you don't have the money?
Edebilirim ama parayla işiniz olmadığını biliyorum.
I can, but I understand you folks, you don't deal in cash.
Madem nedensellik olabilir, tekrar kontrol edebilirim tabii...
Uh, I can check again, but, uh, you're assuming causality...
Sanırım artık sana yardım edebilirim.
I think I can help you now.
NSD gazete ihbar hattı. Nasıl yardım edebilirim?
NSD reports office.
Diyelim ki, bir ölüm perisi... durumuyla... nasıl baş edebilirim?
Hypothetically, if I had a banshee... situation... how might I deal with it?
Dairenin içinde kaldığı sürece, bariyeri kaldıracak enerjiyi elde edebilirim.
So long as he stays within the mystic circle, I can channel the energy I need to shatter the barrier.
NasıI itiraz edebilirim ki.
Truth bomb if ever I heard one.
En azından dünyayı kurtarmasına yardım edebilirim..
The least I can do is help save the world.
Şu ana kadar bu odadaki kimse hukuka karşı davrandığımı gösteren bir kanıt sunmadı. Bu yüzden resmi olarak operasyon intikalinden alınmamın kaldırılmasını ve silah iznimin geri verilmesini talep ediyorum. Böylece en iyi yaptığım şeyi yapmaya devam edebilirim.
At no time has anyone in this room put forward credible evidence that I acted unlawfully, and therefore I formally request that my withdrawal from operational deployment be lifted and my firearms permit be reinstated so I can get back to doing what I do best.
- Ben de gizlice takip edebilirim.
I could do a little light surveillance.
Seni Prenses'e ifşa edebilirim.
I can expose you to the princess.
Bir iki savaş kazanırsam, sonra bazı yenileriyle mücadele edebilirim.
If I can win a few battles, then I can fight some new ones.
Belki kaybettiğin için yardım edebilirim.
Oh. Maybe I can help you find the one you lost.
Profesyonel yardım almadım çünkü kendim kontrol edebilirim diye düşündüm. Ama kontrol edemedim. Yardım alması gerek.
I didn't get him help because I thought I could control it, but I can't control it, and I just... he just needs help.
- Sana yardım edebilirim. - Hayır, gerekmez.
Well, I can help you with that.
Sana bu konuda yardım edebilirim.
I can help you with that.
Nasıl yardım edebilirim?
Can I help you?
Vatikan müzelerini bana emanet ettiğiniz için size nasıl teşekkür edebilirim, Kutsal Babamız?
How can I thank you, Holy Father, for having entrusted the Vatican Museums to me?
"Non-expedit" i yeniden ilan edebilirim.
I can restore the "non expedit".
Sana nasıl yardım edebilirim Norman?
How can I help you, Norman?
Ne yapıyorsun? - Para konusunda yardım edebilirim...
- I can help with the money...
Eğer nedenini bilirsem, belki.. .. daha iyi bir yol olduğuna ikna edebilirim onları.
If I knew why, then maybe I could convince them that's there's a better way.
Askeri fon temini hususunda size nasıl itimat edebilirim ki?
How can I believe in you all, providing you with military funding?
Nasıl kendisini arkadaş canlısı olarak tasvir edebilirim?
How can we call him a friend?
İdare edebilirim.
I'll manage that.
- Edebilirim ama parayla işiniz olmadığını biliyorum.
I can, but, um... I understand you guys, you don't, um,
- Nasıl yardım edebilirim?
Can I help you?
Karım da yardım edebilirim mi?
Can my wife help me?
Onu nasıl tarif edebilirim?
- No. How do I describe him?
İstersen yardım edebilirim.
I can walk you through it, if you like.
Yardım edebilirim.
I can help.
Bu kestirme yolu kimsenin bulamayacağını garanti edebilirim.
I mean, I guarantee you, no one's gonna find this shortcut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]