Election traducir inglés
4,691 traducción paralela
Seçim şansın yok, Wes.
- Nemaš Election Wes.
Murray, belediye başkanıyla üç yıl önceki seçim gecesinde burada görüldü sadece şehri mali olarak kurtarma planının baş mimarı olmak üzere ayarlanmamıştı...
Murray, seen here with the Mayor on election night three years ago, was not only set to be the chief architect of the city's financial rescue plan- -
Bu bir seçim yılı ve şehrin maliyesini bir yamyama emanet ettiğim ortaya çıkıyor.
It's an election year, and it turns out I've entrusted the city's finances to a cannibal.
Seçim Komisyonu için yeni dosya numaraları lazım devam edip kampanyaya katkı olarak krediyi kendi başınıza imzalayın.
Well, we need to file new numbers for the election commission, and you can go ahead and sign the loan yourself as a campaign contribution.
Tom, yeniden seçilmen için yarım milyon dolar üzerinde harcadık. Çünkü bize satış için güvence verdin.
Tom, we all spent half a million on your re-election campaign because you assured us of this sale.
Yani Başkan Carrizales'in yeniden seçilmeyi garantilemek için rakiplerini yok ettiğini mi düşünüyorsun?
So you think that President Carrizales is taking out his enemies to ensure his re-election?
- Seçimlerden.
- Of the election.
Burada gerçek bir seçim yapılacak.
We're gonna have a proper election happening here.
Millet, bahsettiğimiz seçime gelirsek...
Guys, so for the election that I was talking about,
Seçim gecesi.
Election night.
- Biz de çok şaşırdık. Acaba önümüzdeki seçimde kampanya stratejistim kim olmalı?
I wonder who should be my campaign strategist in the next election.
Partinin seçim yönetim komitesi ile uzun bir süredir beyin fırtınası yapıyoruz.
We've been putting in some hours for the party's Election Steering Committee. - Oh.
Bu benim oy kullanabileceğim ilk seçim. Ve yeni çıkmış bir seçmen olarak o kadar da saçma olmadığını düşünüyorum.
Look, this is actually the first election I can vote in... and as a newly-minted voter...
Çünkü eğer bir senatör ofisinde ölürse özel seçime gidilir.
Because when a senator dies in office, it triggers a special election.
Seçim zamanı.
- It's election time.
Başkan Grant'ten bağımsızlığımı ilan ediyorum, bu sebeple önümüzdeki seçimlerde üçüncü parti * adayı olarak seçimlere gireceğim.
I am declaring my independence from President Grant so that I may run as a third-party candidate in the upcoming election.
1800 yılındaki seçimlerde, Başkan yardımcısı Thomas Jefferson, Başkan John Adams'a karşı aday olmuştu.
In the 1800 election, Vice President Thomas Jefferson ran against President John Adams.
Eğer Başkan Yardımcısı Langston, ülkeyi Başkan Grant'den daha iyi yönetebileceğini düşünüyorsa, buyursun genel seçimlere rakip olarak girmesine engel yok,... ama Beyaz Saray'ın dışındayken Başkana kötü şeyler söyleyemezsiniz, hemde batı kanadının en yetkili ikinci kişisi iseniz.
If Vice President Langston thinks she can run the country better than President Grant, then she's free to run against him during the general election, but she can't trash him outside the gates of the White House, while working as the second in command in the west wing.
Ve istediğin şey... Bu seçimleri kazanmayı o kadar çok istiyorsun ki, nefes alamıyorsun.
And you want this... you want to win this election so bad, you can't breathe.
Seçimleri kazanmak istiyorsun, ve bunu onunla yapamazsın eğer...
You want to win this election, and you can't do that if I...
Herşeyden önce, Başkanlık seçimleriyle dikkat çektim ve yanlışı doğru yapma şansını elde ettim.
Once, I fixed a Presidential election, and I'd like a chance to right that wrong.
Doğrusu sana Başkanlık seçimlerini kazandıramam, eğer senin halka açık fahişen isem.
I cannot honestly win a Presidential election if I am your public whore.
Seçimlere sadece sayılı günler kalmıştı.
It was only a few days till the election.
Bence Fitz'in yeniden seçilmesini engellemeye çalışıyor.
I think he's trying to tank Fitz's re-election.
James, eğer şu Daniel Douglas olayı açığa çıkarsa, seçimi görürsün.
James, if this Daniel Douglas thing comes out, it's the election.
Kazanmamız gereken bir seçim var.
We have an election to win.
Bu sefer farklı olması ile alakalı. Bu seçim kampanyası, sen ve ben.
It's about this time being different, this election, you and me.
Çünkü çok iyi hatırlıyorum ki, seçimlerden sonra herşey farklı olacak demiştin.
Because I seem to remember you telling me that things were gonna be different after the election.
Teşekkür ederim.
Turmoil surrounding the re-election campaign...
Bu seçimleri kazanacağız.
We're winning this election.
Vali Reston'un rakamları dün gece ki BNC anketlerine göre şimdiden 15 puan geriledi, Şu gayet açık ki bu seçimler şu andan itibaren ikili yarışmaya dönmüş durumda.
With governor Reston's numbers already down by 15 points from last night's BNC poll, it's clear that this election has now become a two-candidate race.
Çünkü, önümüzdeki bir kaç saat yeniden seçilmen için çok önemli.
Because the next few hours are crucial to your re-election.
Seçimlerin bununla bir ilgisi yok.
The election has nothing to do with it.
Salı günü seçimi kaybedeceğiz.
We're gonna lose the election on Tuesday.
Aslında seçimi bugün kaybettik.
We lost the election today.
Seçimi kaybedeceğiz.
We're going to lose the election.
- Seçimi kaybedeceğiz.
- We're going to lose the election.
Önce seçimi kaybederim.
Once I lose the election.
Başka bir seçimde tekrar zirveye oynayacağımızı biliyorum.
We all know we're on the cusp of another election.
Artık seçimi kazanabiliriz.
We're going to win the election now.
Seçimi kazanacaksınız.
You're gonna win this election.
Seçimlerden 6 gün önce aktif bir terör planı olsun ister miydi sence?
You think he wanted an active terrorist plot six days before the election?
Seçimden 6 gün önce de bunun olmasını hiç birimiz istemeyiz.
Not the kind of thing we want coming out six days before the election.
Seçime 6 gün kaldı.
The election is in six days.
Kıçımın üzerine oturup bu seçimi Sally'nin kazanmasına izin veremem.
I can't just sit on my ass and hand this election to Sally.
Başkanlık seçimini asla kazanamayacaktım.
I've never won a presidential election.
Sana söz veriyorum, bu seçimi kendin olarak kazanacaksın ama bunu hayatta kalarak başarabilirsin.
I promise you you will win this election on your own, but you have to be alive to do it.
Başkanlık seçimine 6 gün kaldı ve kocan hiç bu kadar yakın olmamıştı.
It's six days until the last presidential election your husband will ever run in.
Seçimlerdeyiz!
This is the election!
Genel seçimlere 5 gün kala en son anketlerde Sally Langston Başkanın 4 puan önünde görünüyor.
With just five days before the general election, the latest BNC poll puts vice president Sally Langston over president grant by four points.
Seçimlerde muhalefet olamazdı.
We'd have no opposition in the election.