En iyisidir traducir inglés
1,337 traducción paralela
En iyisidir. Demek adam körmüş.
He's blind.
Evet, Brian en iyisidir. En iyisi.
WELL, BRIAN IS THE BEST.
Senin adamın Cox en iyisidir. Biliyorum, yaptığı şeyler alışılagelmişin dışında fakat tüm yenilikçiler böyledir.
Your man Cox is the best. I know he's got an unorthodox way of doing things, but all the innovators do.
- Soğuk algınlığı için en iyisidir.
It's the best thing for a cold.
- Kendi sınıfında akademinin en iyisidir.
- Top of his class in the Academy.
En iyisidir.
He's the best.
Belki de bu en iyisidir, Yani...
Well, maybe it was for the best. I mean...
En iyisidir.
The main road is off-limits.
- "En iyisidir."
'He's the best.'
Eğer onun kanından bir parça bile benim içimde varsa, ayrılmak en iyisidir.
If theres one drop of that in me, Im better off alone.
- Benim sütüm en iyisidir.
- My milk's the best.
- O en iyisidir.
What can I tell you? He's the best.
Bu işin en iyisidir. Ama aynı zamanda çok telikeli ve acımasızdır.
He's the best in the business, but he's also very dangerous and very ruthless.
O en iyisidir.
She's the best.
En süslüsü en iyisidir Lucifer, gel.
The fancier the better. Lucifer, come.
Kullandığım Lübnanlı çocuklar, Londra'nın en iyisidir.
Lebanese guys I use, who are the best in London.
Bu istek olmadan... hazır oluncaya kadar beklemek en iyisidir.
Without that desire... better wait till you're ready.
Belki de mevcut durum ikimiz için de en iyisidir.
Perhaps the present situation is the best for both of us.
- Jerry Lee dedektiflerin en iyisidir.
- No better sleuth than Jerry Lee.
Anodin bu ağrıların tedavisinde en yaygın kullanılandır. ... ve çekilen belli belirsiz başağrıları için en iyisidir. Öyle mi... ne kadar süre kullanmam lazım?
Anodyne is the most common treatment and it's better to use it for uncertain headaches really?
Öyledir. En iyisidir.
He's the best.
Evet, en iyisidir.
Yeah, he's the best.
Burda çok soru sormamak en iyisidir.
Around here, it's best not to ask too many questions.
Peki belki bu en iyisidir.
Well, maybe it's for the best
Onlar en iyisidir.
They're the best.
En basit çözüm daima en iyisidir.
The simplest solutions are always the best.
Tırnaklarının dışında ondan herhangi birşey, perma veya örgü istemiyor musun? O en iyisidir.
Now, don't you ask her to give you a perm or braids or anything, but with nails, she's the best.
Mesleğinin en iyisidir.
He's the best in the business.
İtiraf etmelisin, Fransız kılıçları en iyisidir.
You've to admit, my friend, French swords are the best.
Herkül böcekleri arasında iri olan kesinlikle en iyisidir.
Among Hercules beetle males, big is definitely best.
Herkesin çocuğu dahidir. Herkes her şeyde iyidir, hatta en iyisidir. Tek istediğiniz çocuğunuzun mutlu olması ve pek çok şeyi öğrenmesidir.
Everybody's kid's a genius and the best, and everybody's the best in this and that, and you just want your kid to be happy and to get an array of experiences.
Bizim pirinç nektarımız en iyisidir. Soo-mi, pirinç nektarı sever misin?
It'll be good not to think too much.
[Leo] : Oh, Sandi, en iyisidir
Oh, Sandi's the best.
benim babam en iyisidir.
My dad's the best.
Çin kungfu'su dövüş sanatlarının en iyisidir.
Chinese kungfu is the best heritage of our country.
Hong Kong'un en iyisidir.
The best in Hong Kong
- Bazen yavaş en iyisidir.
- Sometimes slow is best.
Bu tahıl, değil ama yapabileceğim en iyisidir.
It ain't the cereal, but it's the best I could do.
Shiny rubber'ınkiler en iyisidir üstten geçirebilirsin.
Shiny rubber's the best. You can hose it down.
Benim gibi askerliğin içinde doğarsan, birimin dışında hiç kimseyle bağ kurmamak senin için en iyisidir.
When you're born into military service the way I was, it's deemed best to not have any ties to anyone but your unit.
Bence en iyisidir. Ama ona nasıl davranman gerektiğini bilmiyor gibisin.
She's the best girl, if you want my opinion, and you don't seem to have the first idea as to how she should be treated.
Tanrım, onun için en iyisidir diyorlar.
GOSH, I HEAR HE'S THE BEST.
Senin için en iyisidir diyorlar.
We--We hear you're the best.
İngiliz adaleti dünyanın en iyisidir.
British justice is the best in the world.
Bu yüzden adamlarım en iyisidir.
That's why my men are the best, sir.
Her zaman en iyisidir.
That's always the best.
Gece ekibi temelde en iyisidir.
Oh, you know the night shift is skeletal at best.
Carrie düğünün en kötüsü, evliliğin en iyisidir dedi.
Carrie said, "The worse the wedding, the better the marriage."
Seattle'ın en iyisidir.
There you go. The best in Seattle.
Aşağı bakmamak en iyisidir.
It's best not to look down.
Columbia Presbiteryen Baş Travmaları Birimi, en iyisidir.
- Where is he? - They took him down for an X-ray. We gotta get him into the city.