Energy traducir inglés
15,611 traducción paralela
Bizim de enerjimizi buna harcamamız daha iyi olur. Ölülerle konuşmaya çalışmaktansa canlı teröristleri durdurmaya çalışarak.
Which is where our energy would be better spent, trying to stop live terrorists rather than stopping to try to speak with dead ones.
Kör olmak insanı tüketiyor.
You know, being blind takes a lot of energy.
Şafaktan alacakaranlığa kadar güneşin kavisini takip ederek her gün maksimum enerjiyi alırlar.
They follow the arc of the sun from dawn until dusk, extracting maximum energy from every day.
Sonra sen enerjinle, mizah anlayışınla ve gözünde bir pırıltıyla aramıza katılınca daha havalı bir Spock olabildim.
- - Right. And when you came on-board with your energy, and a sense of humor, and a twinkle in the eye,
Ben de o enerjiye kapılıp şu tonda "Büyüleyici" dedim.
And I got caught up in that energy, and I said, "Fascinating."
Vulkanların parmak uçlarından çıkan bir tür enerji var. Bu enerji insan anatomisi üzerinde doğru şekilde, uygun basınç noktalarına uygulanırsa insanı bayıltacaktır. "
And the Vulcans have a kind of energy that comes off their fingertips, which if properly applied to the appropriate pressure points on the human anatomy, will render a human unconscious.
Babanın en saygı duyduğum yanlarından biri hayranlarına karşı duyduğu sevgi ve her zaman onlara ayıracak zamanı ve enerjiyi bulmasıydı
One of the things that I really respect about your dad was, I guess, his love and affection for the fans and how he always had time and energy.
Saf enerji.
Pure energy.
Bu olayı, gerilere itmek için harcadığın enerjinin seni öfkelendiren asıl şey olduğunu söylüyor.
He's just saying that spending the energy pushing it away is what, you know, is making you angry.
Yolculukta bize enerji gerek.
We need energy for our travels.
Rick Schaeffer'dan.
Rick Schaeffer at the Department of Energy.
Muazzam bir enerji yaratmak lazım.
Well... you'd have to create a massive amount of energy.
Böyle bir kapı açmak için çok fazla enerji gerekirmiş.
It would take a lot of energy to build a gate like this.
Bilmiyorum, CIA, Ulusal Güvenlik, Enerji Bakanlığı...
I don't know, the CIA, the NSA, Department of Energy... I don't know.
- Tabelaya göre "Enerji Bakanlığı."
The sign says "Department of Energy."
Sence bunun anlamı ne?
Department of Energy? What do you think that means?
- Niye "Enerji" yazıyor?
- Then why does it say "Energy"?
Ne kadar enerji kullanırsa o kadar yoruluyor.
The more energy she uses, the more tired she gets.
Rock'n roll'dan, o enerjiden bahsediyorum dostum.
Rock and roll. That fucking energy, man.
Enerjini sakla.
Just conserve your energy.
... normalde nefret ettiğim erkeksi enerjiyi kontrol ediyorsun ama seninki sabırlı ve cesur ama yine de korumasız.
You channel this masculine energy, which normally I'd hate, but yours is stoic and brave, yet deeply vulnerable.
Ekibimin incelemesini sorgulamak yerine enerjilerinin yarısını işlerine harcasalardı -
If they applied half as much energy to their work as they have to second-guessing my team's investigation- -
İçi vitamin ve enerji dol
They're packed with energy and good vitamins.
Bu kadar gücüm var ve bu kadar dayanabiliyorum...
I have this much energy, and the little I have I spend on...
Zorlamam gerektiğini hissettim, ekstra bir enerji patlaması gibi ve öne geçtim.
I felt like I've just gotta push, like that extra burst of energy, and I went in front.
Daha çok enerjimin olduğunu biliyordum çünkü rahattım ve her şey daha berraktı, ben de mutluydum.
Came out. I know I had more energy because I had more confidence, so everything was smoother, I was happy.
O enerjiyi hayal edebiliyorum.
I can just imagine the energy.
Ona enerji veriyor.
That gives him energy.
Kulağa saçma gelebilir ama orada farklı bir enerji var.
I mean, I know it sounds silly, but there's an energy there.
Daha fazla enerji, Ramona!
More energy, Ramona! Come on!
Nike'a ayakkabı yapmak için güce ihtiyacı olan ve açlıktan ölen milyarlarca Çinli çocuk var. Bu yemek için adam öldürürlerdi.
There are billions of starving Chinese children who need their energy to make sneakers for Nike, and they would kill for this meal.
Pasadena'daki Isodyne Enerji'de var.
There's another one in Pasadena at Isodyne Energy.
Isodyne Enerji ne ya?
What is Isodyne Energy?
Isodyne Enerji kendini 20. yüzyıldaki yakıt girişimlerine adamış bir geliştirme laboratuvarıdır.
Isodyne Energy is a development laboratory dedicated to fuel initiatives in the 20th century.
Şöyle söyleyeyim, Isodyne Enerji'nin sahibi Calvin Chadwick ile çok yakın bir ilişkisi vardı.
Let's just say that... She had a very close relationship with the owner of Isodyne Energy... Calvin Chadwick.
- Saklayacak bir şeyiniz yoksa Isodyne Enerji'nin tüm işçi listesini verirsiniz.
If you have nothing to hide, you'll hand over a complete list of employees at Isodyne Energy.
Vatanseverimdir ve yardım etmeyi isterim ama Isodyne Enerji gizli Amerikan anlaşmaları ile işlemler yapmaktadır.
I'm a patriot and I would gladly help, but Isodyne Energy deals in classified and confidential United States government contracts.
Daha fazla enerji çekemez.
It cannot draw any more energy.
Bu enerji alım-satım işinin arkasındaki araştırmayı vermeni istiyorum.
This group of energy trades... I'd like you to supply the research behind them.
Enerjinizi yükseltin çocuklar, hazır mısınız?
Bring the energy up, guys. Ready?
Bu asırlık ev turistlerin cazibe odağı olsa da paranormal enerji kalıntıları hâlâ burada.
Though this centuries-old house has been turned into a tourist attraction, residual paranormal energy remains.
Ebeveynliğin ne kadar enerji tükettiğini unutmuşum.
I forgot how much energy parenting takes.
Değişik bir enerjiler, elektrikleri var.
They have an energy. It's electric.
Bu adamların hiçbirinde enerji yok mu?
Hey, none of these guys had any energy?
Bunun gibi yerleri geri getirmek insanlara enerjilerini verebilecekleri bir şey vermenin bir yolu.
Bringing back places like this is one of the ways we give everyone something to put their energy into.
Enerjisini özleyeceğim harbiden.
I really am gonna miss her energy.
Ama şahsen enerjini masum bir ahtapota harcamak yerine kızlara harcasan daha iyi olur diye düşünüyorum.
But personally, I think you should focus your energy on girls, instead of wasting it on an innocent octopus.
- Isodyne Enerji'de de var bir tane.
There's another one at Isodyne Energy.
Atomik enerjide henüz çok gelişme bile kaydedilmemişken Isodyne onu tarihe gömmeye yakın.
Atomic energy isn't even regulated yet, and Isodyne is set to make it a thing of the past.
Sıfır madde atomik enerjiyi buhar makinesi kadar eskitebilecek kapasitede.
Zero matter can make atomic energy as obsolete as the steam engine.
Sıfır madde daima enerjiyi kendine doğru çeker.
You see, zero matter I-i-is always drawing energy into itself.