Eski bir arkadaşım traducir inglés
1,112 traducción paralela
Şey, eski bir arkadaşımla takıldım.
Well, I hooked up with an old buddy of mine.
Jonh Smith adında eski bir arkadaşımı aradığımı söyledim.
Told them I had a former friend I was looking for named John Smith.
Ama eski bir arkadaşımla yemek yiyeceğim.
I'm having an old friend for dinner.
Eski bir arkadaşım, tanışmış olabilirsin George Costanza, yakın bir zamanda bir kadın muhasebeci ile yakınlaştı ki o da eskiden IRS diye bilinen küçük bir örgütte çalışan yüksek düzeyli bir memurdu.
An old friend of mine, whom you may have met George Costanza, has recently become intimate with a female accountant who was formerly a highly placed official with a little outfit known as the IRS.
kendine gel abi bu at eski bir arkadaşımızdı.... ve biz onun için herhangi birşey hissetmiyoruz ne zaman adam gibi arkadaşların olacak?
Big brother, pull yourself together. The horse is an old friend of ours... and we don't feel anything for him. When do you guys become friends?
Eski bir arkadaşım, yıllardır onu görmedim. Ama eğer istersem onun geleceğini düşünüyorum.
I haven't seen him in years, but I think he will come if I ask him.
Eski bir arkadaşım.
He's an old friend.
Eski bir arkadaşım.
An old friend of mine.
Kısa bir süre önce buraya gelen eski bir arkadaşımı gördüm.
I mean, even if he thinks he's doing me a favor, I- - Favor? Wait.
- Max merhaba de bakalım, bu eski bir arkadaşım.
- Max, say hello. This is a friend.
Eski bir arkadaşım öldürülmüş.
An old friend of mine's been murdered.
Hayır, eski bir arkadaşımızdan. Gary'den.
No, an old friend of ours, Gary.
Mezentius, seni eski bir arkadaşımla tanıştırayım.
Mezentius, I'd like you to meet an old friend of mine.
Yanındaki odada, Alex Parrish kalıyor, eski bir arkadaşımız.
In the room next door, you've got Alex Parrish, old friend of ours.
Bn. Ouiser, eski bir arkadaşınızla tanıştım.
Miss Ouiser, I met an old friend of yours.
Bu akşam biriyle buluşacağım, bir arkadaşım, çok iyi bir eski dostum.
Like, later on this evening, I'm supposed to meet someone... a friend of mine, a very good old friend of mine.
Eski okulumda bir sürü popüler arkadaşım vardı.
You know, I had a lot of great friends at my old school.
1976 yazında, diğer günlerden farksız bir gündü 15 yaşındaydım, en yakın ve en eski arkadaşım Dickie Heath,
It was a day not unlike any other in the summer of 1976.
Bu eski bir dostum, George Forey. Bu da arkadaşım Louren.
Georges Faure, this is Lauren Adler.
Eski bir arkadaşım...
He's an old friend.
Ben Mike Hanlon, eski bir arkadaşıyım.
This is Mike Hanlon, an old friend.
Ben eski bir arkadaşıyım.
I'm an old friend.
... eski bir arkadaşı görmek için ve yardımına ihtiyacım var.
to see an old friend and because I need your help.
Ben eski bir erkek arkadaşımı bulmak için tutmuştum.
Well, I went to one once to find an old boyfriend.
Bay Brown, öğleden sonra, eski arkadaşım Mori'ye küçük bir miktar ödememiz var.
Mr. Brown, this afternoon, we pay my old friend, Mori... a little visit.
Sanırım o adam dedemin eski bir arkadaşıydı.
I think he's an old friend of Grandpa's.
Aslında bir şeylerin bir şeylerin farkına vardım. Gwen şu eski erkek arkadaşıyla yatmış?
In fact, it makes me realize something... about Gwen sleeping with that old boyfriend?
Eski bir arkadaşıyım.
I'm an old friend.
Eski bir erkek arkadaşın mı?
An old boyfriend?
- Dediğim gibi, ben kendimi oynayacağım New York'ta yaşayan bir komedyen olarak ve bir arkadaşım, bir komşum ve eski bir kız arkadaşım olacak.
- As I was saying, I would play myself as a comedian living in New York and I have a friend and a neighbor and an ex-girlfriend.
Bu telepatik türün konuşulan dil kavramı yok ve bunun kullanımı için eski bir arkadaş tarafından eğitiliyorlar.
This telepathic species has no concept of spoken language. And is being instructed in its use by an old friend.
Eski erkek arkadaşım mankendi ve bir keresinde ayakkabılarını çalmışlardı.
My ex-boyfriend Parker was a model, and one time they stole his shoes.
"İyi arkadaş mıydınız?" sorusuna da, "çok eski bir dostum" derim.
If they asked if you were good friends, I'd say "lifelong friends".
Eski bir erkek arkadaşım, ve onunla hep konuşuyorum ve bana hiç bu nişandan bahsetmedi.
I'm an ex - boyfriend, and... I talk to her all the time and she never mentioned this engagement.
Eski kız arkadaşım bir ölüyle sikiştiği için katatonik oldu,... şu anki kız arkadaşım 36 tane aleti ağzına aldı.
My ex-girlfriend is catatonic after fucking a dead guy, and my present girlfriend has sucked 36 dicks.
Chicago'ya bir eski arkadaşımı görmeye gidiyorum.
Well that is the first place Clay'd expect you to go. Stay put.
Bende eski bir arkadaş Finn'i onu yok etmesi için aradım.
So I called on our old friend Finn to eliminate him.
Olimpiyat takımından eski bir arkadaşı akrobatmış.
One of her old Olympic teammates is an acrobat.
Annenin eski bir arkadaşıyım. Buraya tehlikede olduğun için geldim.
I'm here because you're in danger.
Eski dostum Andy'nin bir kız arkadaş edinmesine çok sevindim.
I`m glad to see that the president has a girlfriend.
Karım eski bir arkadaşıyla Los Angeles'ta.
My wife is with an old friend of hers in L.A.
Anladığım kadarıyla listedeki ilk isim eski bir arkadaşının.
The top name on the list's an old friend of yours, I understand.
Ben eski bir arkadaşıyım ve bir ara burada yaşadığını öğrendim. Leslie Wright?
I'm a friend of hers, and I believe she lived here at one time- - a Leslie Wright?
Eski bir okul arkadaşım baba, ve ona bu öğleden sonrası için sözüm var.
She is a former school fellow, and I am spending this afternoon with her.
Ben sadece bu kazılardan sorumlu eski bir arkadaşı uğurladım.
I've just hosted an old friend who's in charge of these digs.
- Bir eski okul arkadaşımızın evine gittik.
- So we went over to our homie Old School's house.
Aksine, eski bir arkadaşınız olarak söylemek istediğiniz her şeyi dinlemeye hazırım.
Indeed, as your old friend... I will hear whatever it is you wish to tell me.
- Beni tanımıyorsunuz, eski bir arkadaşının torunu.
You don't know me. I'm the granddaughter of a great friend of hers.
Eve dönüşte eski bir arkadaşı yanımda getireceğim.
I'm gonna bring an old friend from back home.
Eski bir erkek arkadaşım da girerken yandı.
I had a boyfriend who used to burn up on reentry.
- Eski iyi bir arkadaşım.
Hi.