English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ F ] / Feud

Feud traducir inglés

605 traducción paralela
Turner'larla Wilson'lar arasında husumet başladı.
It started a feud between us Turners and the Wilsons.
Gallardo erkekleriyle Miura bogalari arasinda her zaman bir rekabet olmustur.
There's always been a great feud between the Gallardo men and the Miura bulls.
Bir aile kavgasına sebep olmak istemeyiz.
We didn't want to start a family feud.
- Babam senin babanla kavga etti mi?
Did my father and your father have a feud?
Anladığım kadarıyla J bloğundaki ufak anlaşmazlığının çözümünden sen sorumluymuşsun.
I understand you're responsible for settling that little feud over in cell block "J."
Jeb bana aranızdaki husumetin nedenini anlattı.
Jeb told me about the feud.
Niye, onunla yeniden kavga etmek istemiyorum.
With Brian and Lottie living practically on top of us... why, I don't want to get into a feud with her again.
Sizin aranızda sorun vardı.
There was this feud between you two.
Geminin üçüncü dümencisi Flask, kendisinden iri herkese kabadayılık taslardı özellikle de balinalara, tek taraflı bir kan davası güderdi sanki bu yaratıklar ezelden beri onun ve atalarının gururunu kırmışlarcasına.
Flask, the third mate, bullied everybody bigger than himself... particularly whales, with whom he carried on a one-sided feud... as though the great leviathans had mortally insulted him and his forebears.
Bu iki bencil, zalim, merhametsiz ihtiyarın kişisel kan davasından başka bir şey değil.
This is nothing but a personal feud between two selfish, ruthless, vicious old men :
Şahsi düşmanlık yaparsan uzunca bir süre cezaevinde yatarsın.
A personal feud could mean a stiff term in the guard house.
Onlar birleştiler, bizi de elimize üç kuruş para verip kovdular
They end their feud, then send us away With crumbs in our pockets!
Hoveytatlarla kan davası başlatırsınız.
Why, then you have a blood feud with the Howeitat.
Hırsızlık veya kan davası.
Theft? Blood feud?
Görünen o ki bu, Montague-Capulet benzerliği, iki parti lideri arasında... alevlenen düşmanlığa bir parça etki edecek.
It appears that this Montague-Capulet note would have little effect on the feud now raging between the two party leaders.
Bu aralarında bir kan davası yarattı.
i'm afraid It's created a blood feud between them.
Kan davalarını sona erdirip bu kavgayı bitirip bitirmeyeceklerini soruyor.
He's asking whether they will cease their blood feud and give up this fight.
İkiniz arasında düşmanlık yok mu yani?
So there is no feud between you two?
Düşmanlık, iki taraf arasında devam eden düşmanca davranışları gerektirir.
A feud implies continuing hostile conduct between two parties.
Neden herkes Elsa ile benim düşman olduğumu varsayıyor, anlamıyorum.
I don't understand why everyone assumes that Elsa and I have a feud.
Hocamın dediğine göre Uçan Ejder Konağından Long Zhen Feng ile kan davam varmış!
My teacher said I have a blood feud, and the enemy is Long Zhen Feng from Flying Dragon villa
Lakin kayalar ve kan davası bizi tüketti.
The rocks and feud destroyed us.
Benim anam kayalardan, babam da kan davasından gitti.
Rocks killed my mother. Feud killed father.
Sizi kaçak yapan şey kan davası değil ama.
- Feud didn't make you fugitive.
Özür dilerim, sizi tersledim. Burada kötü şeyler yaşanıyor.
I'm sorry I snapped at you, but I got me a feud going on here.
O bu kan davasının sona ermesi için size yalvardı.
He begs you to end this blood feud.
Bilmelisin ki, polis, muhbirleri aracılığıyla George Tanner ve Tono Toshiro arasındaki kan davasını keşfetti.
You should know the police have discovered through their network of informants that George Tanner and Tono Toshiro had a business feud last night.
Eski bir mesele mi?
Is it ay old feud?
Wales gibi biri yalnizca intikam için yasar.
A man like Wales lives by the feud.
Elimizdekilerle yetinelim!
Let's end our feud.
Benim başka bir sorum olacak. İki prens arasındaki düşmanlığı körüklediniz.
I have another question- - you fanned the feud between the princes.
"iki aşiret arasında eski bir kan davası vardı"
"There were two clans with old feud amidst them"
Seni üzen, Ailelerimiz arasında ki kan davası mı?
You mean the feud between our families?
Bu kan davasına, tüm klanla.. birlikte son vermeni isterim
I want to resolve this feud you have with the Clan
Buraya uzun zamandır süren Kan davasını bitirmeye geldim
I'm here to end the long time blood feud
Yıllardır birbirimize düşmanız.
We feud with them for many years.
Wudang ve WuDi Klanları arasında ki kan davası... bugün içinde çözülmeli! Qing Song Hakkını helal ettin mi?
Regardless... the feud between Wudang and Invincible Clan should be resolved today.
Aileler Yarışıyor'u izler.
He watches "Family Feud."
Televizyon var. "Aile Kavgası" var.
We got TV, we got'Family Feud'.
Ben nezaretteyken oradaki Marielito ayaktakımının çoğu... Aile Kavgası, Hollywood Meydanları, Ryan'ın Umudu İçin Arayış... gibi programlar seyredip vakit öldürüyorlardı.
You see, most of the Marielito riffraff stuck in detention with me... killed the time watching Family Feud, uh, Hollywood Squares, In Search of the Ryan's Hope.
- Haydi Chris. - "Haydi Chris, Aileler Yarışıyor oynayacağız."
- Come on, Chris. - "Come on, Chris, we'll play The Feud."
- Bu "Aileler yarışıyor!"
- It's the Family Feud.
Yani kavganı buradan uzakta yap.
So take your feud away from here.
Bak, benim emirlerim bir parça istihbaratı geri almaktı, senin kan davana ortak olmak değil.
Look, my orders are to retrieve a piece of intelligence, not to carry out your damned blood feud.
MacArthur ile Truman kavgası.
The MacArthur feud with Truman.
Bu da bir kan davasına neden olmuş ve tam 200 yıl sürmüş.
It ended a feud that had lasted 200 years.
Dougie gazetenin sahibi. 50 yıldır birbirlerine düşmanlar.
Dougie owns the newspaper. They've had a running feud going for fifty years.
Düşmanlık değil bu.
It isn't a feud.
Aslında, düşününce, babamı The Feud izlerken rahatsız edersen canına okurdu.
Except, now that I think about it, my father- - you interrupted him during The Feud, and he'd whip your butt.
Aileleriniz arasında olan kan dâvasını herkes biliyor.
Everybody knows the feud's between your families.
Ben 50 diyorum.
He cried during Family Feud last night.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]