Film yıldızı traducir inglés
1,247 traducción paralela
- Hiç film yıldızı komşun var mı?
- Near a movie star?
Bir film yıldızı olduğumda yapmayacaklar bunu.
They won't do it when I'm a film star.
Sana ve arkadaşına yardım etmek isterdim film yıldızına benziyor ama sadece bir arabam var.
I'd love to help you out and your friend... she looks like a movie star... but I only have one car.
senin baban bir film yıldızı mı?
Is your papa, a film star?
Bu adam film yıldızı olabilirmiş.
- That guy could be a movie star.
Ama sen film yıldızısın.
But you're a movie star.
Rock yıldızı. yada, hayır film yıldızı.
Rock star. Or, no, movie star.
- Ne, film yıldızı mı? - Şişştt.
- What, the film star?
Büyük bir Hollywood film yıldızının tabaklarını götürmek herkese nasip olmuyor.
It's not often one has the opportunity to adios... the plates of a major Hollywood film star.
Dünyanın en büyük film yıldızını ekibimizden çıkarmamıza rağmen boku yedik.
We're screwed. We luck into the brother of the world's hottest movie star but I have a conscience.
Tamam, şu nasıl, "Bayan Jo Lynn Jordan, film yıldızı, en son rehabilitasyon merkezinde homo kocasından ayrıldığı için ilaç kullanırken görüldü."
Okay, uh, how about, Miss Jo Lynn Jordan, famous film Star, last seen In rehab popping Percodan, divorced from gay husband.
- Bir film yıldızı görmek istiyor.
- Benny wants to see a movie star. - Who?
Birden film yıldızı oluverdin.
Suddenly you're a movie actress.
Sen kendin küçük bir film yıldızı gibisin.
You're like a little movie star yourself.
Neden film yıldızı gibi giyindin?
Why do you dress like a film star?
- Bir İngiliz film yıldızının oral seks yapışını görmek için.
$ 75. To see a British movie star simulate a blowjob.
Film yıldızınız nasıl?
How's your movie star?
Waterford`un ufak ve hareketsiz bir şehri, Vermont, geçen yıl yasalarla sorun yaşayan bayağı genç bir kız ile birlikte, bir araba kazasına karışan film yıldızı Bob Barrenger bir kez daha sıkıntı içinde.
The sleepy little town of Waterford, Vermont where movie star, Bob Barrenger, fresh from his troubles with the law last year, is once again in hot water, involved in a car crash with a young, a very young, woman.
Aslında o tam film yıldızı olacak biriydi.
What he was meant to be was a movie star.
Ve sen de film yıldızına benziyorsun.
And you look like a movie star.
Belirli bir karışıma ihtiyacınız var, şehirde oldukları zaman birkaç Amerikan film yıldızı, spor ünlüleri, medya mensupları iş kişilikleri, açıkçası bir kaç model.
You want a certain mix, a few American movie stars when they're in town, sports celebrities, media people, business personalities, obviously, a few models.
Burada bize film yıldızı muamelesi yapıyorlar.
They treat us like Hollywood stars over here.
Birkaç film yıldızını gazetecilerden koruruz.
We protect a few singers fend off reporters for movie stars.
Bu beyefendi bir film yıldızı ve son beş yıldır... Hollywood'un en çok iş yapan aktörü ünvanına sahip.
THis gentleman, He's a movie star, and for the fifth straight year He Has just been named Hollywood's top box-office star.
Oyuncu Clint Eastwood'un yaptığı, film yıldızı olması sayesinde... yönetmen Clint'in o filmleri çekmesine ve ilgilendiği konuları araştırmasına... olanak sağlamış olmasıdır.
WHat Clint Eastwood the actor did was use His movie-star leverage to give Clint Eastwood the director the opportunity to make those movies and explore those themes He was interested in.
Artık film yıldızısın!
You're a video star!
Tabi keşfedilip bir film yıldızı olmazsam.
Unless of course I'm discovered and become a movie star.
Tabi ki film yıldızından çok iyi bir oyuncu olmayı tercih ederim.. ama bazı insanlar her ikisi de olabiliyorlar.
Of course, I'd rather be known as a great actress than a movie star, but sometimes people end up being both and that is,
Evet, ya burada.. bu muhteşem deri koltukta ya da bir film yıldızı gibi arka bahçede elimde kahveyle.
Yep, either right here on this fabulous leather couch or I'll take them with a coffee in the courtyard like a regular movie star.
Bugün büyük yeni bir Warner film yıldızını kutlamak için buradayız. James Dean.
We're here today to celebrate a great new Warner's movie star James Dean.
Rowdy ilgiyi seviyordu. Film yıldızı statüsü hoşuna gidiyordu.
He liked that movie star status but every time he put his face in front of a flashbulb there was trouble.
Toby, senin bir film yıldızı olacağını biliyorum.
Toby, I just know you are going to become a moviestar.
Bu insanlar için film yıldızı gibisin sen.
You're like a movie star to these people, you know.
Ailende bir film yıldızı olduğunu hayal etsene.
Imagine having a film star in the family.
O bir film yıldızı.
He's a movie star!
Film yıldızı olmak için can atan bir kız.
Here's a girl that was desperately wanting to be a movie star.
- Film yıldızı gibisin.
Like a movie star.
- Yani film yıldızı olabilirim?
- So I could be a star?
- Film yıldızı olabilirsiniz.
- You could be a star.
Yeni film ve müzik yıldızı Macarena Granada ve cephede yaralanan Julián Torralba.
The new star of film and song, Macarena Granada and Julián Torralba, who was wounded at the front.
Özellikle de Julián'ı, filmin gerçek yıldızını.
Especially Julián, who's the real star of the film.
Bir Hollywood film yıldızı değil mi? Sınıf arkadaşlarımdan bazıları hayranıdır.
Some of my classmates are fans.
- Ödüllü bir filmin yıldızı olarak nasıl hissediyorsun?
- So how does it feel to be the star of an award winning film?
Bayanlar baylar, İlk Yıllık South Park Film Festivalini başarılı kıldığınız için hepinize teşekkürler.
Ladies and gentlemen, I want to thank you all for making the first annual South Park film festival a success.
Bu filmin yıldızı olmanın yanısıra, ayak işlerini de yapabilir misin?
In addition to being a star in this film, would you also be willing to run errands?
Bir gün milyoner, film ilahı veya rock yıldızı olacağımızı vaat eden televizyona inanarak büyüdük.
We've all been raised on TV to believe that one day we'd be millionaires and movie gods and rock stars.
Asılsız, düşük frekanslı, tek haneli topal, beyaz orospu çocukları özellikle de şu erkek film yıldızları kendilerini blues artisti sananlar.
Inauthentic, low frequency, single digit lame white motherfuckers, especially these male movie stars who think they're blues artist.
Biliyor musun, Yıldız Savaşlarını seyrettim. Film konusunda uzman değilim ama, fakat bunun tüm zamanların en iyi filmi olduğunu düşünüyorum.
You know, I saw Star Wars... and I'm not a movie expert, but I think it's safe to say... it was the greatest film of all time.
Slovenian'ın tek porno filminin yıldızları olacağız.
We'll be the stars of the first porno film in Slovenian.
Yıldız olmazsa, film de olmaz.
No star, no picture.
Bu, ortaya çıkacak filme ve ekranda sonsuza kadar yaşayacak yıldızına son bir bakış olacak.
It is one last look at a film that might have been and a star who will live on-screen forever.