Fisherman traducir inglés
1,051 traducción paralela
Veya Yahudi balıkçıyı. Ya da diğerlerini?
Or the Jew fisherman or any of the rest of them?
Koca balıkçıya ver.
For the big fisherman.
Ne var? Ama anne, Ben... şey yapmalıydım... Hiç özürün olamaz.
There was once an old fisherman who lived in great poverty.
# Zarif bir prensese # - Çok soğuk.
Marveling at his strange catch, the fisherman said...
Tamam, Tamam, Demek istediğinizi anladım. Ben gideceğim. Oh, hiçbiriniz yapabileceğimi düşünmüyorsunuz, ha!
Einstein, like the fisherman, found that a mighty force was contained in a small vessel.
Ve hiç bir şeyi atlamayacağım.
The fisherman used his knife.
Fakir bir balıkçı olmaktan daha iyidir.
It's better than being a poor fisherman
Kadının bir avcı kocası, bir balıkçı kocası, küçük tarım işleriyle uğraşan bir kocası ve ev işlerine yardım eden bir kocası vardı.
The woman has a husband hunter, un fisherman husband, a husband who works a little agriculture a husband who is close to home and helps you do all...
Balıkçılar Rıhtımında.
That's down on Fisherman's Wharf.
Balikçinin kulübesine gidin.
Return to the fisherman's hut.
- Balikci!
- Fisherman!
Denizciler gelin bakalım atalarımızın soylu bir geleneğini yerine getirelim.
Ye mariners, now ring me in... that I may revive a noble custom of my fisherman fathers.
Bir balıkçı barakası buldum!
I found a fisherman's hut!
"Balıkçı balıkçıya içeriz."
"Between fisherman."
Mayısta dedem de balıkçılık yapar.
Anybody can be a fisherman in May.
Babasının bir balıkçı olduğu söylenir.
They say his father was a fisherman.
Belki bir çobandır bir tüccar ya da bir balıkçı.
Perhaps He is a shepherd a merchant, a fisherman.
Sözümden şüphen mi var balıkçı?
You doubt my word, a fisherman?
Bir balıkçıya asla ait olmayacağım!
Cause you'll never own fisherman.
Böyle bir gemiyle Yunanistan'daki en muhteşem balıkçı olabilirim.
With a boat like this, I would be the greatest fisherman in Greece.
- Adım Demetrius. Balıkçıyım.
I'm Demetrius the fisherman.
Yunan buraya gelmeden çok önce yıldızlar bana Atlantis kıyılarına bir Yunan balıkçının çıkacağını söylemişti.
Come before him, was written in the stars what a great fisherman come to our land.
Efendim, yemin ederim ben zavallı bir balıkçıyım.
Sir, I swear to you, sir I'm just a poor fisherman.
İngilizce yi nerede öğrendin, balıkçı?
Where did you learn your English, fisherman?
Söyledim, Kıbrıslı bir balıkçıyım.
I told you, I'm a fisherman from Cyprus.
Yüzbaşıya açıkladığım gibi ben basit bir Kıbrıslı balıkçıyım.
As I explained to the captain I'm just a poor fisherman from Cyprus.
Kendine balıkçı mı diyorsun?
And you call yourself a fisherman?
Hala orada, eski bir balıkçı kulübesinde duruyor.
It's still there, in an old fisherman's hut.
Themistocles'i şu balıkçı kulübesine götür.
Take Themistocles to that fisherman's hut.
Bir balıkçı atılmak için tehlikeye ayrılıyor yuvasından.
A fisherman leaves the danger to seek
Eğer balıkçı dönmediyse geri,
If the fisherman didn't come back,
Balıkçı izah edemez ;
The fisherman explain could not
Eğer balıkçı dönmediyse geri, Denizin içinde bulmuştur huzuru.
If the fisherman didn't come back, He found his peace in the sea.
İskeledeki gecemizi hatırlıyor musun?
Remember Fisherman's Wharf?
Bankadan çıkınca arabayı Fisherman's Wharf'a sür.
When you get off drive down to Fisherman's Wharf
Hala balıkçıyım.
Im still a fisherman.
- Bir balıkçı. - Kılıç balıkçısı mı?
- A marlin fisherman?
Sandalyede oturan balıkçı adamın farkında vardın mı?
Have you ever noticed a fisherman sitting on a chair?
Balıkçı değil, efendim.
He's not a fisherman, sir.
- O zaman balıkçıdır.
Then he's probably a fisherman.
Asla bir balıkçı olmak iddiasında değildim.
I never claimed to be a fisherman.
Bu Roger Willoughby, ünlü balıkçı.
This is Roger Willoughby, the famous fisherman.
Konfiçyus ayrıca "Çok martini içen balıkçı sadece zeytin yakalar" da der.
Confucius also say that fisherman who have too many martinis only catch olive.
Kitabımı bu konuda yazmıştım.Balıkçı olmalıydım.Evet.
- I-I wrote a book on it. I must be a fisherman. Yeah.
Hiçbir zaman balıkçı olduğumu söylemedim.
I never said I was a fisherman, did I? No, you didn't.
Evet, bu cırcır böceği şanslı!
By a strange coincidence, our story turned out to be like the old fable from "The Arabian Nights," "The Fisherman and the Genie."
# Göster bunu #
We are like the fisherman.
Sözünü ettiğim de bu işte.
We are like the fisherman.
Sıraya girin. Emirler.
The fisherman had his means of making a friend of his enemy.
- Balıkçı mısın?
Fisherman?
- Kim o?
- A fisherman.