English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ F ] / Flambe

Flambe traducir inglés

57 traducción paralela
Istakoz çorbası, ıstakoz yahnisi, ıstakoz flambe peynirli ve pilavlı ıstakoz.
Lobster bisque, lobster thermidor, lobster flambe, Iobster with cheese and rice.
Merhaba, ben Julia Child, size krep süzet hakkında... sofrada hazırlanan bu nefis flambe tatlı hakkında bir ipucu vereceğim.
Hi, this is Julia Child with a tip on making crepes Suzette... that marvelous flaming dessert that you do at the table.
İyi bir flambe düzeneğiniz olmalı.
You need a nice flaming set-up.
Kıçına bir şiş sokup kendini flambe etmesini söyledim.
I told him to stick a skewer up his ass and flambe himself.
Flambe teröristi.
The flambe terrorist.
"Ana yemek olarak alevli Fido yersiniz."
" Go to your Fido Flambe for main course.
Turta ve alevli puding...
Pie and pudding en flambe
Arada bir sufle ya da flambe yaparım. Karın doyurmak için işte.
A few soufflés, a flambé or two.
İşte bu benim özel sarmısaklı ekmek yemeğim.
It's garlic bread flambe my speciality.
15'inde olduğu için kayıtların... mühürlü olduğunu biliyorsun.
Cat flambe boy.
Sanırım büyük kötü, muhtemelen yenilmez, nerdeyse hepimizi öldürecek olan, bu geceye kadar Ateş Sirkinin müdüründen bahsediyordu.
Oh, I believe he was referring to the big, bad possibly invincible demon-y thing that nearly killed us all before he ringmastered tonight's Cirque du Flambe.
Belki sen de yumuşaksındır.
- Yeah? Maybe you're a flambe.
Topak topak yulaf ezmesi ile meyveli kek ezilir. Flambe tabii.
Lumpy oatmeal with fruitcake mashed in, flambé, of course.
Kahretsin, hep olur.
Flambe. It's always the same!
Krem peynirle yapılmış portakal jöleli mus, Grand Marnier esanslı alevli portakal.
Orange jelly mousse with cream cheese, orange flambe, and a scent of grand marnier.
Size Tennessee Flambe ikram edeceğiz.
We give you Tennessee flambe.
Herkes Tennessee Flambe'nin nerede icat edildiğini pek bil...
Not many people know that the Tennessee flambe was actually invented by...
Alevli muzlar.
Bananas flambe.
Alevli ocak gösterisi gibisi yok.
There is no greater foreplay than flambe.
Ahududulu flambe ister misiniz efendim?
Raspberry flambé, sir?
Bir tür alevli yemek.
It's some kind of flambe.
Ama bu krepleri flambe ettikten hemen sonra yemek lazım.
No, but you got to eat these crêpes as soon as they're flambéed.
Ama bu beyaz bayrak sallayan buffalonun gördüğü son şey... Kafasının uçuşu, flambe edilişi ve kaynatılması olmuş.
But the last thing this white flag waving buffalo humper saw coming, was his head being flayed, flambeed and boiled.
Bu beyaz bayrak sallayan... buffalonun gördüğü son şey... Hayır, hayır! Kafasının uçuşu, flambe edilişi ve kaynatılması olmuş.
But the last thing this white flag waving buffalo humper saw coming, was his head being flayed, flambeed and boiled.
- Flambe gibi bir şeydi, değil mi?
Some sort of flambé, wasn't it?
Ass Blast flambé.
- Ass-Blast flambe.
Elmalı turtam elmalı flambe oldu.
My apple pie is now apple flambe.
- O zaman.. Su Çulluğu olsun!
Three snipes served flambé.
Muzlu pasta mı yiyorsun?
- You're having banana flambe, huh? - What else?
- Likörlü pasta alır mısınız?
- Would you like a few flambé pancakes?
Peynir ve ringayla başlayalım... alevde kızartılmış biberli biftek ile devam edelim.
We'll start with cheese and herring... followed by the pepper steak flambé.
Konyakta pişirilmiş incir.
Figs in cognac flambé.
Sanırım şu gaz kaçağı olayını düşününce Londra'da alevli yemek yemekten vazgeçebiliriz.
I think we should skip the flambé cooking, considering the gas situation in London.
Onları burada alevlendirecektim ama tavada yanmaya başladılar.
Thank God. I was gonna flambé them out here, but the goddamn things flambéed themselves in the pan.
Brokoli flambé yapıyordum.
It's broccoli flambé.
— Kim flambé istemişti?
- Who wants flambé?
- Ben en çok morina flambé yapan kadını tuttum. - Evet, muhteşemdi, değil mi?
The lady who did the cod flambé, that was my favourite.
Evet, tadına bir varınca anlayacaksın. Sana söylüyorum...
Yeah, wait'll you taste this flambé, I'm telling you...
Şato briyan,... Mezeler, sığır filetosu. Alabalık.
Chateau Briant flambé appetizer... sirloin steak... trout two coffees and desert...
- Flambé.
- Flambé.
- Luke flambé.
- Luke is flambé.
Ateşli tatlı.
Flambé ©.
L'escapé flambé. hadi gel!
L'échapper flamb? Come on.
Kutsal bir yere girersem alev alırım.
I can't enter unto consecrated ground. I'll light up like an oversoaked flambé
Adamın kolunu bacağını kesip tekrar yemek üzere dondurucuya koymadan önce penisi alevde pişirip güzel bir Sherry şarabıyla yer.
You know, flambé and eat it with a nice glass of sherry before he hacks off the rest of their limbs and freezes that for further consumption.
Ama çocuk kanallarına verilebilecek iyi bir kızarmış penis hikayesi düşünüyorum.
But, I do think a good flambé penis story you can put in on children's television. Somewhere.
Yavaşça eritmelisin.
You got to flambé.
Ne tür hatunlara çakmayı seviyorsun bilmiyorum, ama cebimde bir yığın yüzlük var, ve bu çirkin sürtüklere sikiş için para vermektense donumun içine ateş sokmayı yeğlerim.
Now I don't know what kind of chicks you're nailing, but I've got a stack of hundreds burning a hole in my back pocket, and I would rather let my pants flambé my fucking cock off than pay any of these trailer rats to get anywhere near my dick.
İçkiler, tıpkı meyve tabağındaki muz gibi alev aldı.
The way that booze caught on fire, it was like bananas flambé.
Flambé.
Flambé.
Aradığında alevli muzumu yarılamıştık.
We were midway through my bananas flambé When you called.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]