Follow traducir inglés
38,591 traducción paralela
Aday, sonraki test için yönlendirmeleri takip et.
Candidate, follow directions to your next test.
- Beni takip et lütfen.
- Follow me, please.
Beni takip edin.
Come on, follow me.
Beni izle.
Just follow me.
Beni takip edin.
Follow me.
Devam etmek isterseniz Arınma'dan geçeceğiniz yere giden şu yolu takip edin.
If you'd like to continue on... simply follow this path... where you will undergo your Purification.
Ekipman gitti, sıra şimdi takımda.
The equipment's off, but now the team has to follow.
Nesillerdir yürüdüğümüz rotayı takip edeceğiz.
We follow the path we've walked for generations.
Eğer beni takip etmezseniz, önümüzdeki yıl yıl sizin için Patern Günü'ne katılacağım.
Next year, I will be spending Pattern Day for all of you, if you do not follow me!
Beni izle.
Follow my lead.
Düş peşime.
Follow me.
Ve ardımızda bıraktığımız izleri takip edeceklerine.
And they'll be able to follow the trail we left.
Kitabını takip et!
Go! Follow your book.
Keşke bu ihtiyarı dinleyebilsem..
I wish I could follow the old guy's advice.
Bunun için de, Riley'nin bazı tavsiyelerini dikkate almam gerekiyor.
And to do that, I'm going to have to follow some of Riley's advice.
Orman ve ağaçlar onları görmemizi engelliyor.
Our follow-on's are blocked by that forest cover.
Muayene için benimle gelin.
Please follow me for your checkup.
Ayaklarımı takip et.
Okay, now follow my feet.
Yatakta ölmek istiyorsan, benim yaptığımı yaparsın
If you want to die in bed, follow my example
Seni öldürmekle oyalansın, ben silah sesine doğru gelirim.
Well, just have him keep trying to kill you, and I'll follow the sound of the shots.
Kurallara riayet edip mesafeni korudun.
You didn't follow protocol and keep your distance.
Babanın izinden gidebilmek için ilk gününü onunla birlikte geçireceksin.
You follow in your daddy's footsteps, you get to spend your first day on the road with him.
Evet ama biz Bunker Hill'iz. Ne zamandan beri kurallara uyuyoruz?
Yeah, but we're Bunker Hill... since when do we ever follow the rules?
Bunu takip etmesi kolay.
That's easy to follow.
Beni takip edin!
Follow me!
Onu yedikten sonra, elimdeki bir ipucunu takip etmeni istiyorum.
So as soon as that sugar rush kicks in, I need you to follow up on a tip.
Kurallara uymalıyım.
Got to follow the rules.
Onu takip et!
That's him! Follow him!
Parmağımı takip et.
Follow my finger.
Takip edebilirsiniz ama gözlerimi katiyen açmayacağım.
You can follow me, but I'm not gonna open my eyes.
Paranın peşine düş.
Follow the money.
Sizi anladığımdan bek emin değilim.
I'm not sure I follow.
Takip et beni.
Follow me.
Keçileri buraya kadar kesinlikle takip edemez.
And it certainly can't follow them up here.
Helikopter ekibi kısa sürede Alpler'in tepesindeki kartalları başarıyla çekti. Ama hikâyenin, onların bile takip edemediği bir yönü vardı.
The helicopter crew soon have success in filming wild eagles high over the Alps, but there was one part of the story even they couldn't follow.
Su geçirmez mikrofonlar, ekibin yunuslara kulak misafiri olarak onları takip etmesini sağlıyor.
Waterproof microphones allow the crew to eavesdrop on the dolphins, and so follow them.
Yunus açık suda olduğu müddetçe onu havadan takip etmek mümkün olabilir.
As long as the dolphin's in open water, it might be possible to follow it from the air.
Çekirgeler suyun ötesinde ve ekibin takip için binmesi gereken şey bu.
The locusts are just across the water, so the team must follow on this.
Açlıktan sakınmak için birçok çayır hayvanı göçebe yaşamı sürdürür.
To avoid starvation, many grassland animals follow a nomadic way of life.
Ama böylesine arsız maymunlarla olsa da Mark grubu sokak seviyesinde takip etme yetisine sahip.
But with monkeys this brazen, Mark is able to follow the troop at street level.
Gel benimle.
Follow me.
Plana uyarsan kilo kaybedeceksin.
If you follow this plan, you will lose weight.
Bu kompozit görüntüyü difüzyon tensör MR ile birleştirirsek nöbet odağına giden nöral yolu izleyebiliriz.
Exactly. And if we merged that composite image with the Diffusion Tensor MRI, we should be able to follow the neural pathway back to the seizure focus.
Kolay bir ameliyat olmayacak. Fakat plana harfiyen uyarsak başarabileceğimizi düşünüyoruz.
This surgery isn't going to be easy, but we think we can get to it if we follow a carefully planned route.
Eğer U-Foes'u takip ederseniz Yenilmezler bile önünüzde diz çöker.
Hydra! If you follow the U-Foes, even the Avengers will bow down before you.
Hydra emirlerimize uyacak.
Hydra will follow our orders.
En azından Kırmızı Hulk emirlere nasıl uyulacağını biliyor.
At least Red Hulk knows how to follow orders.
Geriye kalanlarınız da hizaya gelip emirlere nasıl uyulacağını öğrense iyi olur yoksa bunun bazı sonuçları olacak.
The rest of you better fall in line and learn how to follow orders too, or there will be consequences.
Falcon, bak bakalım seni bu yöne doğru takip edecek mi?
Falcon, see if you can get him to follow you that way.
Tamam, beni takip etmesini sağladım.
Okay, I got him to follow me.
Sana da takip etmeni.
I suggest you follow.