Follows traducir inglés
2,201 traducción paralela
Kimse bizi takip etmesin yoksa önce kendimi sonra da kızı öldürürüm.
No one follows us, or I kill myself and then her.
Sıradaki kim adı ne bunu neden yapıyor falan Kim bu?
Rather than think about who follows to be killed, better to think why does.
Bu olay bay Tobin'in binlerce kurbanın parasına mal olan Wall Street tarihindeki en büyük yatırım dolandırıcılığını yönettiğine dair geçen ayki itirafının ardından oldu.
This follows Mr Tobin's confession last month to operating the largest Ponzi scheme in Wall Street history, bankrupting thousands of victims.
Bu olay Bay Tobin'in Wall Street tarihindeki en büyük dolandırıcılığı yönettiğine dair itirafının ardından oldu.
This follows Mr Tobin's confession to operating the largest Ponzi scheme in Wall Street history.
Yoksa Momoka'nun seni örnek alması için mi uğraşıyorsun?
Or won't you rest until Momoko follows in your footsteps?
Eğer baba doğru yapıyorsa o zaman onu herkes destekler.
If father is right, then every son follows him.
"Ölümün tedavisinde başarılı oluncaya dek ne izlenecek"
"Until we succeed in death treat and what follows it"
Her şeyi tersinden ve süper hızlı yaptığımız için ikiz kız sahibi olduktan sonra sıradaki şeyi yapmak ister misin?
Since we do everything backwards and in hyper speed I was wondering if we could do what naturally follows having twins together.
Uberwald alıcı istasyonu, mesaj şöyle diyor.
Uberwald receiving station, message as follows.
Ben bir hasta olarak yapıIması gereken tedavileri ve tedavilerin amaçlarını kullanılacak teknikleri kabul ettiğimi bildiririm.
"I, the patient, " agree to take part in the treatment proposed, as follows... " I understand the objectives of treatment
Evet, devam ettirir.
Yes, it follows.
Tıpkı benim gibi emirleri yerine getiriyor.
He follows commands, just like me.
Bundan sonrası karışık. Ulusal Güvenlik verilerinden araştırmam gerek.
Now, it follows with a mess I had to clarify with data from the State Security.
Sanığa, şirketin ortaklık anlaşmasının bu olup olmadığını sorun :
And ask the respondent to stipulate that the articles of incorporation state the ownership as follows :
Veerendra, partimizde işler demokrasi ile yürüyor.
Veerendra, our party follows a democratic process.
Bir savaş kazanıldığında kaybeden direnişçiler zulümle karşılaşırlar.
When you win a war, what follows is the persecution... of the last pockets of resistance of those who lost.
Sağ kanat, onları takip edin.
Right flank follows.
Olayı televizyonda görür, arabasına atlar ve peşine düşer...
He sees it on TV, gets in his car, and follows his trail
Pekâlâ beyler oylamaya göre makineci kadınları destekleyen Delegeler :
Very good, gentlemen. The results of the vote are as follows : Delegates in favour of support for the women machinists :
Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez yaşam ışığına sahip olur. "
Whoever follows me will never want to die but will have the light of life. "
Ben hep vücutla ilgilenirim ve bana göre, vücut iyi hissediyorsa zihin onu takip eder.
I mean, look, I'm all into the body, you know, and for me if the body's feeling good, the mind just follows, you know?
Beni her yerde takip ediyor.
Follows me everywhere.
Merak etme kim olduğumu biliyorum
As light follows day I know who I am.
Anlatacaklarım, suçlarının bir listesidir.
What follows is a list of his crimes.
- Şimdi anladım, neden kötü şans sizi takip ediyor.
Now I understand why bad luck follows you.
Söz dinleyen adamlara sırtın dönük olur!
The man who follows is forever at your back.
Umarım siki de tepetaklak olur.
I pray his cock follows the decline.
Neden o nereye giderse bela da peşinden gidiyor?
Why is it wherever he goes, trouble follows?
Ölümün devamı huzurdur. Hepimiz için.
Only peace follows death for all.
Hüküm aşağıda belirtildiği gibidir.
The ruling is as follows :
Hector anahtarını kaybettiğini öğrendi ve kellesi gitti.
Hector found his key removed. His head follows.
Herzamanki kıkırdamasıyla çıktı... kıkırdıyarak, ve, şey, herif de peşinden... Üzerinde herzaman eğreti duran sahte şıklığıyla...
She gets out all giggly... giggly, and, uh, he follows her out, wearing that smug grin he always used to wear.
Başım yıldızı gösteriyor, bu küçük gezegen yıldızın etrafında dönerken, küçük bir kütleye sahip olduğu için başımda, yani yıldızda küçük çekimsel kuvvet uygular dolayısıyla, Dünya çapındaki bir gezegeni bulmak çok zordur.
Roarke Horstmeyer is a cryptographic researcher at Caltech. Though he works with computers, he follows an ancient quest.
Resmi açıklamalara göre İsyancıların lideri Kin Lompoc öldürülmüş Ve ikinci elebaşı Mara Guang Di yakalanmış durumda.
This follows official announcements of the death of the rebel leader Kin Lompoc and the arrest of his second in command, Mara Guang Di.
İlgisini çeken birini gördüğünde, kadını takip eder, döver, ırzına geçer ve sonra da öldürür.
When you see something that catches is eye, follows the woman, beats her, rapes her and then killed.
Oğlum tutkularına göre hareket ettiği sürece sorun yok.
Hey, as long as my boy follows his passion.
Yetenekliler hep beni bulur.
Talent follows me.
İyi asker her daim emirleri yerine getirir.
Good soldiers always follows orders.
Devamında Sophie'yi odasına kadar takip edip onunla yüzleşir.
And so she follows Sophie to her room and confronts her.
Halkla İlişkilerin altın kuralı.
If we're open and honest about the issues, the positivity follows.
İtiraf etmeliyim ki hareket ettiğimde nerede olduğumu tam anlamıyla biliyormuş gibi beni takip etmesi ürkütücü.
I have to admit, it's eerie the way when I move, she follows me, as though she knows exactly where I am.
Belki Phillip Neal'ı buraya kadar takip eder onu kullanırken görür, başının belada olduğunu düşünüp küçük bir elektro şok ile kızartmaya karar verir.
So, maybe Phillip follows Neal down here, sees him using, decides to administer a little electroshock on the spot.
En önemlisi Meclis öyle veya böyle sözünü tutmamıştı.
The be all and the end all is not whether or not Congress follows through.
Bir hafta sonra onu evine kadar takip etti. Adamı yatağına bağladı. 12 kez babasının tabancasıyla ona ateş etti.
A week later, she follows him home, ties him up in his bed and shoots him 12 times with her father's pistol.
Kardeş Mann, o fıstık bizi takip ediyor.
Brother Mann, that chick follows us.
Mesaja takiben,
Stand by. Message follows.
Taylor hep asi bir karaktere sahipti. Hiçbir şeyi iki kere düşünmeden kalbinin sesini dinliyor.
That girl follows her heart without thinking twice about it.
İnsanlar emlaklarıyla ilgili tavsiyeleri onlara yol gösteren birinden mi yoksa onları izleyen birinden mi isterler?
Do people want their real estate advice... from someone who leads or from someone who follows?
Kitap, Larry adında doğduğu kasabaya dönen birini konu alıyor.
The story follows a boy named Larry as he comes of age in a small town.
Öğrenciler ustalarının emirlerine uyuyorlar.
The apprentice follows the orders of their master.
Sanırım sorunu cevaplamıştım.
I wanna get you moving, see who follows.