Frances traducir inglés
1,340 traducción paralela
Frances Farmer çok iyiydi.
She went crazy, Frances Farmer.
Gerçek adım Frances ama herkes bana Frenchy der.
My real name's Frances but everybody calls me Frenchy.
Bahsi geçen Frenchy, Sunset Kurabiyeleri'nin dahi aşçısı ve şirket C.E.O.'sunun karısı olan Frances Fox'tur.
The Frenchy they're talking about and reigning culinary genius of Sunset... - Hello. ... is Frances Fox, who happens to be the wife of the C.E.O.
Ya da, Frances.
Uh, Frances.
Frances Fox Winkler de.
Frances Fox Winkler.
- Arpı sen mi çalıyorsun, Frances?
- Do you play the harp, Frances?
- Frances, sözlüğü ezberliyorsun
- Frances, you've been memorizing the dictionary.
- Frances!
- Frances!
- Frances, bu... sana bir servete mal olmuştur.
- Frances, this is... It must've cost you a fortune.
Frances, oldukça büyük bir krediye karşılık evini ve tüm birikimlerini teminat gösterdin.
Frances, you put up your home and savings as a note for a monster loan.
Frances de sevmedi.
I fear that the French do not like.
FRANCES İÇİN
FOR FRENCH
Önce Frances'in karnını doyurmalıyım.
First I have to go feed Frances.
Mary Frances Cottalutto'yu biliyor musun?
So you know mary frances cottallutto?
Yapma Frances.
Oh. come on.
bir psikiyatr var... Dr. Frances Cress Welsing adında bir hanım.
There's this psychiatrist a lady named Dr. Frances Cress Welsing.
Bu Brady Frances mi?
is that Brady freakin'Frances?
Brady Frances...
- Brady Frances- -
Brady Frances. Lisedeyken Kevin onun kızını kapmıştı. Hatırladın mı?
- No, Brady Frances- - the guy that Kevin swooped in on his girl... back in high school prom time, you remember?
Brady Frances.
Brady Frances.
Brady Frances mi?
Brady freakin'Frances?
Brady Frances mi?
- Brady Frances?
- Frances?
- Frances?
- Deliğimdesin, Frances.
- You're in my hole, Frances.
- Frances, mantıklı olursan...
- Frances, if you come off reasonably- -
Frances.
Frances.
Bazen Frances bize laf sokuyor gibi hissediyorum.
I keep thinking Frances is speaking to us sometimes.
Değil mi, Frances?
Has he, Frances?
"Saygıdeğer Yargıç Frances Abarbanel."
"To the Honourable Judge Frances Abarbanel."
Hey, bekle, hey, bekle, Frances.
Hey, wait, hey, wait, Frances.
Frances, Frances... buraya.
Frances, Frances... here.
Frances, burada altı ceset var.
Frances, there's six bodies down there.
Frances, göğüslerinin sadece şimdiye kadar gördüğüm en küçük olanlar değil aynı zamanda göğüs uçların da yok!
Frances, not only are your breasts the smallest I've ever seen, but you don't even have nipples!
En küçük göğüsler Frances'inkiler.
Frances has the smallest breasts.
Frances!
Frances.
Frances'e, onun numaracı olduğunu söyle ve bana yönlendir.
Tell Frances he's a player and send her to me.
Frances'in evliliği ile ilgili o şey de yardımcı olmuyor.
This thing with Frances'marriage, that can't be helping.
Lise 2'deyken rahibe Mary Frances sıramda bir prezervatif bulmuştu.
In my senior year Sister Mary Francis found a condom in my desk.
Frances ön raporunu vermek için bana uğradı.
Frances came by to give me her preliminary report.
Hızlı çalışman için sağ ol, Frances.
Thanks for the fast work, Frances.
Frances'e vereceğin ifadeyi Mackey'nin avukatları gerçekten başka her tarafa çeker.
The statement you give to Frances Mackey's lawyers will twist it into anything but the truth.
Frances arabayı çaldığın geceyi soracak.
Frances will ask about the night you stole the truck.
Frances'le konuştum.
I just talked with Frances.
Juliw Frances Gresham...
Julie Frances Gresham...
Frances Velman
- Francis Bellman.
Frances, biraz konuşalım.
- Francis, let's talk.
Sizden bahsediyorum Frances. 6 rakamlı bir gelirden bahsediyorum. Bu nasıl?
I'm talking about you, Francis, and I'm talking about a six-figure income, how's that sound?
Kaliteli ürüne benziyor, Frances.
Seems like quality stuff you got here, Francis.
Gel buraya Adı Frances.
Come c? . This?
Frances'i görmem gerek.
I need to see Frances.
Hadi Frances, Sevgilim
Come on, Frances, darling