English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ F ] / Frappuccino

Frappuccino traducir inglés

62 traducción paralela
Moka frappuccino grande.
Mocha frappuccino grande.
Boşver onu. Frappuccinoma arama emri çıkartalım mı?
Could we put out an APB on my Frappuccino?
Hanson, eğer merkeze gelip seni frappuccino içerken görürsem...
Hanson, if I get back to the station and find you sipping a damn frappuccino...
Hic frappuccino denedin mi?
Have you ever had a Frappuccino?
İki kapiçino ve bir fındıklı frappuccino.
Two cappuccinos and a Hazelnut Frappuccino.
Büyük bir fincan frappuccino alabilir miyim, lütfen?
Can I have a large half-caff frappuccino, please?
- Frapuçino.
- Frappuccino.
- Frapuçino?
- Frappuccino?
Frappuccino köpüğü kadar yatırım yapmak isteyeniniz vardı.
and you'd have investors all over you Iike foam on a Frappuccino.
Kalçaları olan bir Frappuccino'ya benzemiyor mu?
She's like a Frappuccino with hips.
Çikolatalı Frappuccino.
Grande Mocha Brownie Frappuccino.
Peynirli sandviç ve şu Frappuccino'lardan bir tane.
Ham and cheese sandwich, and one of them Frappuccino drinks.
Frappuccino?
Frappuccino?
Çifte naneli buz gibi frappuccinoya ne dersin?
How'bout a nice ice-cold double mint Frappuccino?
- O zaman Frappuccino yapacağım.
- l'd do a frappuccino.
İki Slim Jims ve frappuccino.
Two Slim Jims and a frappuccino.
Frappuccino'nun hepsi değil tabi.
Well, not a whole frappuccino.
Kyle kasıtlı olarak Frappuccino'sunu üstüme döktü.
Kyle deliberately spilled his frapuccino all over me
- Frappuccino, lütfen.
- Frappuccino, please. - All right.
Selam, şu tatlılı fındıklı karamelli soya frappuccino içeceğini deneyeceğim.
Hi, I'm gonna try that toffee nut caramel soy frappuccino drink.
Bunu neden halk içinde bir yerde yapmıyoruz?
- Why not someplace public? - Frappuccino?
Beni birkaç tane daha frappuccino içmem için kandırmaya mı çalışıyorsun?
You want me to whip up another round of frappuccinos?
Ara sıra frappuccino içmeye Starbucks'a gidebiliriz.
Maybe we can go to Starbucks some day, get a frappuccino.
"Frappuccino" yu dene.
Try "Frappuccino."
Nişan yüzüğü, nikâh yüzüğü. Yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?
Can I help you with anything else,'cause I have a frappuccino waiting for me.
- Frappuccino.
- Frappuccino.
Baba dünyada vente frappuccino'dan daha kötü şeyler de vardır.
Dad, there are worse things in the world - than vente frappuccinos.
Şu anda birlikte büyük ve yağsız Frappuccino içtiği adam, bizi onu izlemesi için tutan adamla aynı kişi.
The guy she's having a grande nonfat Frappuccino with right this second is the same guy that hired us to follow her.
Kırıntı pastası, bir frappuccino ve bir dürüm.
Crumb cake, a Frappuccino and a burrito supreme.
Uh, sizin frappuccino kahveniz burada, Bay Lundy.
Uh, your frappuccino's here, Mr. Lundy.
Ne içiyorsun? Krem şanti ve kırıntılı, çikolata-karemel frappacino.
Chocolate caramel frappuccino with whipped cream and sprinkles.
Aynı cep telefonundan sinyal alamamaya yada... her köşe başından kremasız Frappuccino almaya alışmak gibi.
Like not having cellphone signals, or not being able to grab a non-fat, no-whip, soy mochaccino frappa-thingy latte on every street corner.
Ben şu Frappuccino dan alsam daha iyi olucak.
I think I'd, uh... take one of those mochaccino frappa-thingies about now.
Frappuccino var mı buralarda?
Do you've frapuccino up here?
İki kat organik çikolatalı karamelli Frappuccino, ekstra sıcak, bol köpüklü yağsız içerim.
Hit me with a double venti organic chocolate brownie caramel Frappuccino, extra hot, with one inch of foam... -... non-fat.
Bazılarımızın güzel bir çikolatalı frappuccino alacak durumu yok,... fındık şuruplu, ekstra kremalı ve tatlı bisküvi parçacıkları içereninden...
Some of us can't afford a nice mocha frappa-choco-chino, with hazelnut syrup, extra cream, and tasty broken biscuity toppings!
Frappuccino gibi tatlı bir şeyler iyi giderdi.
I feel like something sweet like Frappuccino.
Karamelli Frappuccino.
Caramel Frappuccino.
- özür dilerim - ama ben iyiliksever diktatörüm, neden yağsız ve şekersiz ahududulu kahvelerimizi içerken konuşmuyoruz
- Excuse me? - But I am a benevolent dictator, so why don't we discuss over a non-fat, no-sugar raspberry Frappuccino...
Bana göre bu yine de iyi bir kahvaltı. Karamel, kapuçino ve çörekten iyidir hiç değilse.
Well, in my mind, this is a way better breakfast than say, a caramel frappuccino and a donut.
Kafeinsiz frappuccino istiyorum.
I want a decaf frappuccino.
Yüzümü cappuccino'ya döndürmeden önce pasaportuma bak!
Wait. Before you turn my face into a Frappuccino... Check-out my passport.
Bu kahve lekesinin yanında, sizi çok iyi tanıyorum.
Besides the fine layer of frappuccino foam, I know you two.
Frappuccino
♫ Frappuccino. ♪
Biz Frappuccino yapmıyoruz.
We don't do, like, frappuccino's here.
Önümdeki adam frappuccino beklerken.. ... böbrek naklini kaçırdı.
The guy in front of me missed his kidney transplant waiting for a mocha frappuccino.
Frappuccino, Frappe ve Cappuccino'nun birleşmesinden yapılır.
"Frappuccino" is a portmanteau of "frappé" and "cappuccino."
Sonra kendini bir çift Nike ve Nazi frappucino'su alırken buluyorsun ve sen benim şaka olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
Then you find yourself buying a pair of sweatshop Nikes and a Nazi frappuccino and you think, actually, I'm just a joke, aren't I?
Çocuğa bir frappuccino ver sonra pisliği tekrar işine gönder.
Hey, get the kid a Frappuccino, then put his little punk ass back to work.
- Bill için karıştırılmamış frappuccino.
- Double-frap, no whip for Bill.
- Evet - İyi günler.
Yeah, I hope your frappuccino is cold.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]