Freaked traducir inglés
3,398 traducción paralela
Babamla yaşamak isterim falan diye ödü kopuyor.
She's all freaked out that I'm gonna want to live with him or whatever.
Dostum, fena korkuttu beni.
Man, that had me freaked out.
Şu anda feci tırstım.
I'm so freaked out right now.
Benden başka tırsan var mı şu anda?
Anyone else here a little freaked out right now?
Gerçekten çok korktun galiba.
You're really freaked out, huh?
Evet, çok korktum.
Yes, I'm really freaked out.
Ne yapıyor böyle? - Sen gittikten sonra fıttırdı, ve böyle yapmaya başladı.
He got really freaked out after you left and just started doing that.
Çılgına döndüler!
They were freaked!
Düşünsene, ilk başlarda bu fikir bile dudaklarını uçuklatıyordu.
You can imagine that first... the idea freaked her out.
Pencereden çekilen o kız olayı babamı epey korkuttu.
Dad's freaked out about that girl dragged aside from a window..
Hayır, artık çıldırmış gibi davranmayı bırakabilirsin, tamam mı?
No, you can stop acting like all freaked out now, okay?
Her iki ayda bir, hayatımın anlamsızlığıyla.. kendimim kaybetmiş uyanacağım.
Every couple of months, I'll wake up, freaked out that my life is meaningless.
-... giderek çıldırırdın.
- you getting more freaked out.
Şimdi gerçekten çıldırmaya başlıyorum.
I'm really getting freaked out.
Ve çığlık atıp odadan kaçanlarda vardı.
- My wife. And then there were the ones that just... freaked out and ran out of the room screaming.
Haber şeyi beni allak bullak etti.
That news thing totally freaked me out.
Kafayı yedim.
I freaked out.
Bir şey onu korkutmuş.
Something's freaked him out.
Telefon çekmiyordu.Bayağı... gerçekten çok korkmuştu.
It... it was a bad connection. He was... he was really freaked out.
Sen öylece gittin. Çılgına döndüm.
You were gone and um, I just freaked.
Karen'a zarar verdin ve milletin ödü patladı ve şimdi Derek'le Scott seni kovacak.
And you hurt Karen and freaked everybody out, and now Derek and Scott are gonna fire you.
O kadar korktum ki, taşındık.
I got so freaked out, we moved.
Çok tırstım.
I'm too freaked out.
Benim de tepem attı.
I freaked out.
Korkuttu beni.
Freaked me out.
Stres altındasın, bana kalırsa gergin hissediyor olman çok normal bir şey.
You're under a lot of stress, so if you're feeling... A little freaked out, I think that's pretty normal.
"Dostum, sıradaki sensin" diye aklımdan geçirdim, bundan dolayı, korkup kaçtım.
I thought, "Man, I'm next", right, so I... I freaked. I ran.
Görünce üç buçuk atan sendin.
You're the one who freaked out about it.
Keçileri kaçırdım.
I freaked out.
Birden korktuğum ve cüzzamlı biriymiş gibi davrandığım için özür dilerim.
I'm sorry that I freaked out and I treated you like a leper.
Ben de tamamen korktum.
And I completely freaked out.
Nişanlandım ama sonra o kendini kaybetti... çünkü nişanlımla o gün tanışmıştım.
I got engaged, but then she freaked out, because I'd only just met him, you know, that day.
Gerçek şu ki, anlık aile konusunda korkudan ödüm patlamıştı.
The truth is, I was pretty freaked out about this whole instant family thing.
Ödümü patlatıyor.
He freaked me out.
Rita'yı öldürerek, Sax ve Stanzen'i o kadar korkuttu ki, ikisi de birbirlerini öldürmeye çalıştılar.
By killing Rita, he's got Sax and Stanzen so freaked out that each of'em are trying to kill the other.
Belki de Alison'u öldüren kişi hala bir yerlerde kasedinin olabileceğinden korkuyordur.
Okay, maybe the person who killed Ali is still freaked out that there's a tape floating around somewhere out there.
- Pro Tools çıktığında, .. sound'u kusursuz hale getirmek.. .. için kaydı sütuna sürükleyebildiğini..
When Pro Tools came in, it freaked me out when I realized that you could drag music onto the grid and make it sound perfect.
Beni bir anlığına korkuttun.
You freaked me out for a sec.
Çok korkmuştur.
He's freaked out.
Nasıl korktuklarını gördün mü?
See how they freaked out?
Işıkları açsana, beni korkuttun.
The lights on, you freaked me out.
Gerçekten ödüm bokuma karıştı.
I really freaked out.
Babam eve o kadar erken dönünce şaşırdı.
My dad freaked that I came home so early.
Lucas, neden bu kadar korkuyorsun?
Lucas, why are you so freaked out?
O... bu sabah çılgına döndü.
He... he freaked out this morning.
Biraz korkmuş durumdayım.
Um, I'm a little freaked out.
Kızlar çıldırırlardı filan. Kızlar işte bilirsin.
The girls would get pretty freaked out, but girls, you know?
Korktum çünkü içindekiler uyuşturucu etkisindeyken sürücünün gözleri kapatılan bir aracın içinde olan bir insanın vereceği doğal tepki budur.
I'm freaked out, which is the normal human response to driving in a car where the driver's eyes are being covered by another person and everyone's on whip-its.
Kamyondayken, nasıl da ödün bokuna karışmıştı?
How freaked out were you back on the truck?
Biraz afallarım diye düşünüyorum.
I think I would get a little freaked out.
Bir an korkuya kapıldım.
I got freaked out.